Okuldaki kaçamak....

735 34 4
                                    

Bazen de insan kendi hayallerinden nefret edermiş. İşte o gün bunu öğrendim...

O gün dolabımdan kitaplarımı toplamak için okula gittim. Daha herkes yeni yeni geliyordu. Akşamki konserdekilerden biri geldi.

"Gece neredeydin. Bütün yurt ayağa kalktı. Patron delirdi resmen. Hiç kimse uyuyamadı. "

O sözlerine devam ediyordu ama ben umursamazca kitapları toplamaya devam ettim. Herkes fısır fısır bir şeyler konuşuyorlardı. Meğer çoktan patron ile kavgamız  yayılmış. Patron kesin şu an bu haberlerin basına gitmemesi için uğraşıyordur. Kitaplarımı topladıktan sonra çantamı sırtıma attım. O çocuk hala konuşuyordu. Tam kapıdan çıkarken

"Nereye?"

Arkama bakmadan yürümeye devam ettim. Açıkçası kim olduğunu da bilmek istemiyordum. Kapıdan çıktım ve yürümeye devam ettim. Hiç kimse arkamdan gelmiyordu. Sınıf gürültülüyken aniden sessizdi. Bu biraz şaşırtıcıydı. Ama umursamadan yürümeye devam ettim. Arkadan

"Bade....Nereye gidiyorsun bakalım..."

Bu ses biraz tanıdık geliyordu. Arkamı yavaşça dönerken, karşımdaki de bana yaklaşıyordu yaklaşırken ben geri gidiyordum.  Bu sefer korktum ve koşmaya başladım. Arkamdan hızlıca koştu. Okulun duvarından atladım ve koşmaya devam ettim. Hala beni takip ediyordu. Yorulmuştum. Biraz duraksadım ve yanıma gelip:

"Sen nasıl bir kızsın. Atlardan bile hızlı koşuyorsun. ..... O Kadar yoruldum ki...."

"Sen de kimsin... yaklaşma git buradan !!!!"

"Doğru. Ben sana kendimi tanıtmadım değil mi. Ben nöbetçi öğrenciyim. Dersinize girecek olan öğretmeniniz Şahin hoca beni seni getirmem için yolladı. Gittiğini görmüştü."

"Görmüyor musun ben bugün okulu asıyorum. Git artık buradan."

"İyi, o zaman  bizde birlikte asarız."

Ben şaşkın şakın bakarken o yürümeye başladı. Ve bana seslendi

"Hadi gelmiyor musun?

Yürümeye başladım. Sessiz sessiz yürüyorduk. Aniden bana döndü, biraz korkmuştum ve sarsıldım. Gülemeye başladı.

"Merak etme yani korkma. İsmim Kerem. Aslında nöbetçilikten kaçmak için bahane arıyordum o yüzden buradaydım. E ne yapalım şimdi? "

"Ben de Bade. "

"Biliyorum. Hadi nereye gidelim "

"Gidelim ?"

"Evet, biz hadi gidelim. İlk güzelce karnımızı doyuralım. Şurada bisikletim var hadi gel."

Sessiz sakin bir sokağa girdik.  Ufak bir kapı vardı. Orada merdivenlerden indi. Yalnız kalmıştım açıkçası korkmuştum. Bir tıkırtı geldi ve o merdivenden çıkıyordu. Aniden onun yanına koştum ve kolunu tuttum. Bana güldü.

"Korkma sadece bir kedi "

Gerçekten de bir kedi vardı. Çok utanmıştım. Hemen kolunu bıraktım. Tozlu bisikleti yukarı çıkarttı. Cebinden çıkardığı bir bezle sildi ve:

"Kusura bakma acil durumlar için. Hadi bin."

İkimiz de binmiştik. Bisikleti o sürüyordu. Değişik yollardan gidiyorduk. Her gördüğü kişiye selam veriyordu. Ve gülümsüyordu. Bir an onu görünce aklıma Doruk yani uyuyan prens aklıma geldi. Acaba ne yapıyordu. Neden onu düşünüyordum. 

Aniden hızlandı ve korktum. Beline sarıldım. Rüzgâr o kadar hızlıydı ki her an felç geçirebilirdim. Rüzgâr estikçe o "Kim sung gyu – Another Me" şarkısını söylüyordu. Gerçekten o kadar eğlenceliydi ki. Ben de onunla beraber şarkı söylemeye başladım. Kollarımı açtım ve rüzgârı gerçekten hissediyordum. O ses bana müzik gibi geliyordu. Bir köy yolundaydık bu yüzden kimse bizi duymuyordu. Her şeyi unutmuştum sanki. Ne kırılan bir gitar ne de hayaller.....

            Durmuştuk. O kadar  çok şarkı söylemiştik ki ağzım kurumuştu. Susamıştım. Ufak bir köyde şirin bir dükkâna girdik. Yakından güzel bir kadın geldi.

"Yine mi okulu astın. Sen nasıl birisin"

"Özür dilerim anne. Bak bu arkadaşım Bade. Aslında asmamada yardım eden kişi diyebilirim"

"Gerçekten güzel bir kızmışsın"

Ben hala ne olduğunu anlamamıştım. Galiba bu kadın Keremin annesiydi. Ve onunu selamladım. Kendimi tanıttım:

"Merhaba ben Bade. Aynı okula gidiyoruz ama yanlış anlamayın ben kaçması için zorlamadım."

Herkes gülmeye başladı. Galiba yanlış bir şey söylemiştim. Annesi:

"Tanıştığıma memnun oldum. Kerem hiç buralara bir kız ile gelmemişti gerçekten de çok şaşırdım. Merak etme kaçması konusuna artık alıştık."

Bir masaya oturduk. Yanımıza ufak bir kız geldi. Aslında 14 yaşındaymış. Ve  Kerem in kardeşiymiş. Gerçekten güzel bir kızdı. Ben ile tanıştığı beni sevmişti. O an gerçekten kaybolan kardeşimi hatırladım. O da şu an 14 yaşında olmalı. En son gördüğümde 6 yaşındaydı. Onu gerçekten özlemiştim. Aslın da biraz Kerem i kıskanmıştım. 

Yemekleri yedikten sonra kalktık. Ve köyü biraz gezmeye başladık. Biz gezerken herkes bize bakıyordu ve selam veriyordu. Bir ağacın altında oturmuştuk. Ben söze başladım:

"Kardeşin gerçekten çok tatlı biri. "

"Teşekkür ederim. Kendinden bahsetsene biraz seni gerçekten merak ediyorum.

" Adımı biliyordun kısaca benim hayatım müziktir. Zaten hakkım da her şeyi biliyorsundur."

"Evet, aslında biliyorum. Okulunu popüler çocuğu Doruğun  hoşlandığı meşhur kızsın.

"YA! Hayır, o sadece beni korumak için öyle dedi. Asla öyle bir şey  yok."

Arkamızdan biri gelmişti. Sırtıma dokundu. Yüzümü döndüm ve gerçekten güzel bir kız vardı.

"Merhaba ..."

Gerçekten çoktan bir sürü arkadaşım oldu. Bakalım bu kim. Daha kimler çıkacak karşıma.......

Büyük Hayaller (1.SEZON)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin