AY-7#"Aile"#

9 0 0
                                    

Anasının rahminden zorla koparılan küçük kız çocukları babalarına her zaman aşıktırlar. Bu aşk babalarına göre değişir. Davranışlarıyla değişir. Vurursa kız çocuğu soğur babasına, sarılırsa o da sarılır.

Bazı babalar vardır, yaradır çocuklarına.

Benim babam yaraydı bana. Tam kanaması duracakken tuz basılıp daha çok kanayan bir yara. Acı içinde kanayan bir yara.

Babam benim ruhuma yaraydı, babam benim zihnime yaraydı. Kabuk tutmuştu artık, ama bilirdim, bilirdim ki o yara geri kanardı.

Babama aşık bir kızdım ben. Onun lafından çıkmaz, her dediğini yapardım. Benim babamdan daha kötü baba elbet vardır. Ama babamın bende açtığı bir yara vardı ki, asla silinmeyecek, geçmeyecek bir yaraydı. Onun için benimkinden kötü baba yoktu bana göre.

Babam daha 13 yaşındayken kemerle sırtıma açmıştı o izleri. Eski kafalıydı benim babam. Dediğine karşı çıkarsan cezası dayaktı.

Ben çok ceza almıştım.

Haketmediğimden çok ceza almıştım.

Aklımdan geçerdi bazen, "Onunla bir yerde karşılaşsam ne yaparım?" cümlesi. Ama hiçbir zaman cevap bulamadım ben sorularıma. Buna da bulamadım, başka sorulara da.

Karşımda ondan aldığım yeşil gözleri dolu adam, bana bakıyordu. Hiç değişmemişti, aynı yüz, aynı vücut. Sadece saçlarına geçen yılların hatırası olarak aklar düşmüş, yüzüne kırışıklıklar eklenmişti.

O an anladım: Ben babamı hiç özlememiştim.

Bana baktı, ben de ona. Sanki aramızda gizli bir alfabe varmış gibi, hiçbir şey yapmadan duruyorduk. Konuşmuyorduk, sadece gözlerimiz birbirine kenetlenmişti.

Dudaklarını araladı, konuşacak gibiydi. Sonunda konuştu. Keşke konuşmasaydı. "Ar-arven?" diye mırıldandı. Duygusuz ve boş gözlerimle ona bakarken o bana gözlerinde binbir duyguyla bakıyordu. Özlem, sevinç, saşkınlık belki de.

Peki ben bir şey hissetmiş miydim?

Hayır. Zihnimde veya kalbimde 'baba' kelimesi aratılınca kocaman bir boşluk çıkıyordu karşıma.

"Kızım.." diye fısıldadı.

Hayır, diye geçirdim içimden. Ben senin kızın değilim.

"Kızım, ha?" diye mırıldandım ruhsuzca. "Üzgünüm, sizi tanımıyorum bayım. Benim babam öldü." Acımasız mıydım? Eğer öyleysem bu iyiydi. Hissizliği iğne misali batırdığım gözlerimi dokundurduğum bu adam, benim ruhumun katiliydi. Bir katile acıyamazdım, değil mi?

"Arven," dedi gözünden yaşlar dökülürken. "Sen.." dedikten sonra sustu. Bu kelimeden sonra birçok şeyi sorabilirdi.

Sen iyi misin?

Sen burada mı yaşıyorsun?

Sen ne oldun?

Veya en kötüsü.

Sen yaşıyor muydun?

Ama o bunlardan hiçbirini sormadı.

Soru bile sormadı. Dudaklarından dökülen iki kelime vardı sadece: "Seni özledim."

Ama ben onu özlememiştim. Hem de hiç.

Babam acımasızlığı öğretmişti bana. Hayatımda annemden öğrendiğim mutluluk ve sevinç duyguları, babamın öğrettiği acımasızlıkla, hissizlikle siyaha boyanmıştı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 14, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Akşam YıldızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin