Bölüm Şarkısı: Sia - Breathe Me.
Herkese merhaba! Kapağımız yenilendi! Bu kapağı bana yapan lelequeenx 'e çok teşekkür ediyor ve bu bölümü ona ithaf ediyorum.
İyi okumalar dilerim.
***
29 yaşındaydım. Küçük değildim.
Ve 29 yıllık hayatımda kalbimin bir kez bile çarpmaması birisi için, garip gelirdi bana. Hatta kendimi cinsel isteklerimin farklı olup olmadığı konusunda sorgulamıştım bile.
Ama nedenini şu an anlamıştım. Kalbim doğru kişi için atacağı zamanı bekliyordu. Doğru zamanda, doğru kişi için.
Bu kahve gözlü adamın kalbime dokunabilmesi mümkün müydü?
Bana neredeyse hiç bakmadı. Geç kaldığını belirterek içeri girdi ve hayran bakışlar arasında Dr. Wilson'a yaklaştı. Gözleri yeri talan ediyor, ama kesinlikle yukarı kalkmıyordu. Sanki bakmak istemiyordu buraya.
Dr. Wilson güldü. "İlginç bir girişti." dedi. Bize döndü ve konuşmasına devam etti. "Bu, Dr. Aaron Carter. Kendisi yurt içi ve yurt dışında durumu olmadığı için tedavi olamayan insanları ücretsiz tedavi ediyor. Yeni Kanada'dan döndü, değil mi?" diye sordu ona dönerek. Başını salladı ve konuşmaya başladı kürsüye geçerek.
"Ben Aaron Carter. Bu hastanede Beyin ve Sinir Cerrahıyım. Dr. Wilson'un dediği gibi, yurt dışı ve içine giderek insanları tedavi ediyorum."
Gözleri bütün salonu tararken bana bir kere kısacık dokundu. O kadar kısaydı ki. Gergin olduğu her halinden belliydi. Kürsüden inerek tam iki sıra önüme oturdu. Ensesine boş bakışlarla bakarken kalbim deli gibi çarpıyordu. Acaba kalbimde bir problem mi vardı? Kardiolojiye görünmeliydim galiba bir ara.
Dr. Wilson yine ve yine konuştu. "Şimdi Asistan Jake Nelson, gel ve hastanın durumunu anlat." Jake koşarak aşağı indi ve projeksiyonda hastanın röntgen görüntülerini açtı.
"Hasta 67 yaşında, erkek. Hastaneye baş ağrısı, baş dönmesi, bayılma rahatsızlıklarıyla ve arada vücudunu hissedememe, yani felç durumlarıyla geldi. Röntgenlerde görüldüğü gibi beyninde 50 cc'lik bir serebral kanama var. Ayrıca hastanın beyin damarında tıkanıklık ve pıhtılaşma görülüyor."
Dr. Wilson tekrar bize döndü. "Hasta yaşlı ve bu durumu daha da zorlaştırır. Şimdi, asıl soru şu: Bu zorlu ameliyat için bir asistan, iki tane de cerrah gerekli. Kimler bunu yapmak ister?"
Ve el kaldıran sadece üç kişi vardı: Mert, ben ve o.
Nefesim sıkışırken gülümsedim. Ameliyatı onunla birlikte yapacaktım.
***
Ameliyat için hazırlanmam gerekiyordu. Konferans salonundan çıktım ve en üst kata, dolabımın yanına gittim. Kıyafetlerimi çıkardım ve ameliyat kıyafetlerini giyindikten sonra saçlarımı topladım. Ameliyatı onunla birlikte yapacaktım. Bu kadar heyecan yapmam garipti, liseli ergenler gibi davranıyordum. Kafayı yiyordum galiba.
Bonemi ve maskemi alarak aşaği indim. Ellerime dezenfekte ettikten sonra içeri girdim. Mert buradaydı, ama onu görememiştim. Neden gelmemişti?
Önlüğümü giydim ve hastanın başına geçtim. Saçları çoktan tıraş edilmişti. "Neşter." diye mırıldandım. Kalemle çizdiğim yerin başına neşteri bastırarak kesmeye başladım. "Vakum." Mert vakumu tutup açığa çıkan kanları çekerken ben kafa derisini açmış ve beynini ortaya çıkarmıştım. O sırada o da içeriye girmişti. Kenara geçerek koltuğu ona bıraktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akşam Yıldızı
General Fiction"Arven.." dedi fısıldayarak. "İsminin anlamını biliyor musun?" Düşünürcesine ona baktım. "Hayır, neden?" Başını boynuma biraz daha gömerken fısıldadı. "Öğrenmek ister misin?" Omuz silktim. "Olabilir." diye mırıldandım. Gece nöbetindeyken kaçmış ve t...