AY-2#"Gerizekalı arkadaşa sahip olmak."#

26 5 44
                                    

Bölüm Şarkısı: Mazzy Star - Fade Into You.

İyi okumalar dilerim.

***

Boğazımda düğümlenen kelimeler ruhumla beraber teker teker un ufak olurken yutkunarak kendime baktım. Toplu saçlarımdan ayrılan birkaç asi tutam yanaklarıma düşmüşlerdi, zaten kısa bir saça sahiptim. Beyaz tenimle vampir gibi görünüyordum, yeşil gözlerim bomboş bakıyordu. Ayağıma daha az evvel giydiğim beyaz spor ayakkabı sanki ayağıma takılıp yürümemi engelleyen bir ağırlık gibiydi. Üzerimde beyaz bir önlük, göğüs cebinin ucuna takılı olan kartta ise vesikalık fotoğrafımın bulunduğu ve benim doktor olduğumu belirten kart vardı.

Ben bir doktorum. Babasının 15 yaşında giderken bile yanında durmasını bir umut isteyen, "Defol!" dediği kızım. Kendini başka bir ülkeye atmış, kariyerinin peşinde olan, üniversite okuyan kızım. Ailesinin reddettiği kızım. Para kazanabilmek için gece 12'lere 1'lere kadar bar köşelerinde barmenlik yapan kızım. Her gece göz yaşlarıyla yastığı ısıtan kızım ben.

Ben bir doktorum.

Ve bu benim hikayem.

***

Koridorda yürürken bana selam verenlere el mahkum ben de selam veriyordum. Kimseyi tanımıyordum, ama hastanenin bütün çalışanları yeni bir doktor geleceğini biliyordu galiba.

Koridorda ilerlerken ismimin anons edildiğini duydum.

"Bayan Öztürk, 212 numaralı odaya bekleniyorsunuz."

212 numaralı oda?

Sora soruştura ilerledim ve odayı buldum. Hastanın başında hemşire duruyordu ve başı eğikti.

"Sorun ne?" dedim hastaya yaklaşırken. Sinirle bağırdı. "Tanrım! Hastanenizde nasıl insanları çalıştırıyorsunuz? Pansuman yaparken canımı yaktı!" Hemşireye döndüm. "Ne oldu tam olarak?" Başı hala öne eğikken konuştu. "Ben..ben sadece pansumanını yapacaktım. Canını yakmak istemedim. Ama yarası yeni. Acımaması imkansız." Adam ona döndü ve bağırdı. "Hem canımı yakıp hem de kendini nasıl haklı bulabilirsin! Seni şikayet edeceğim! Bu hastaneyi şikayet edeceğim! Hastanızın canını yaktığınızı duyuracağım!"

Yatağa ilerledim ve yaklaştım. "Ameliyatı yeni olmuşsunuz. Ağrı kesicinin etkisi çoktan geçti, artık acıyı hissetmeniz ve dayanmanız gerekir. Size sürekli ağrı kesici veremeyiz. Bir hastalığınızı tedavi ederken bu sefer bir hastalık daha oluşturmuş oluruz."

Sustu ve ağzının içinde gevelendi. "Pansumanımı mümkünse daha az acıtacak biri yapsın lütfen." Hemşireye döndüm ve konuştum. "Asistanlar nerede?" Başını bir türlü kaldırmayı bilmeyen hemşire konuştu. "Asistan Jake'i aradım, fakat cevap alamadım. Asistan Max ise, Doktor Wilson ile önemli bir ameliyatta. Öteki asistanlar da pansumanı yapacak kadar iyi değiller." Ensemi kaşıyarak cevap verdim. "Pozisyonunu küçümsemek istemem ama, bu pansuman bir hemşirenin de yapabileceği bir şey değil. Bunu yapmanı sana kim söyledi?"

"Doktor Collins. Kendisi Beyin ve Sinir Departmanında Yardımcı Cerrah." Tek kaşımı kaldırdım. "Neden kendisi yapmadı peki?" Gözlerini durmadan kaçırıyordu, yalan söyleyeceğini şimdiden anlamıştım. "Yalan söyleme," dedim gözlerine bakarak. Pes etti ve derin bir nefes verdi. "Makyajını tazelemeye gitti." Dudaklarımdan bir "Hah" dökülürken gözlerimi devirdim. "Şaka gibi gerçekten." diye mırıldandım.

Akşam YıldızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin