Gazel

8.3K 336 66
                                    

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Limon ağaçlarından bahsetmek istiyorum son bir kez daha,
Beni masalların ortasında bırakıp giden ruhuma.
Didem Madak

***

Efla'dan içeri girdiğinde kısa bir an duraklayarak bakışlarını mekânın içinde gezdirdi Sare. Doğrudan bara yönelen bakışları Gazel'le buluştuğunda derin bir nefes alarak gülümsedi. İleri doğru attığı birkaç adım görüş alanının genişlemesini sağlarken Ekin'in de hemen barın önündeki taburelerden birinde oturduğunu fark ederek gerginliğini üzerinden atmaya çalıştı. Ekin'in burada olması iyiydi, iyiydi çünkü baş başa kaldıklarında Gazel'e nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu. Adamın ona karşı hisleri olduğunu bilmek, işleri kolaylaştırmıyordu. Aksine Sare'yi çözülmesi güç bir çelişkinin tam ortasında bırakıyordu. Her şeyden öte kız, kesinlikle Gazel'in kalbini kırmak istemiyordu. Bu nedenle adamı kibarca reddetmişti. Aslında Sare, tüm o konuşma boyunca adamın çok daha başka bir şeyden bahsediyor olması için dua etmişti çünkü duygusal konularda tam anlamıyla felaketti. Yakın, çok yakın bir arkadaşa ne kadar değer verilebilirse Gazel'e o kadar değer veriyordu; bundan ötesi mümkün değildi.

Gazel'i reddettiğinden beri Efla'da birkaç kez bir araya gelmişlerdi ama hepsinde kalabalık bir arkadaş grubunun içinde olduğu için arada kaynamayı başarmıştı Sare. Oysa şimdi yanlarında sadece Ekin vardı ve kız, bunun iyi bir şey olup olmadığından pek de emin değildi. Sare anlatmamıştı - ki Ekin'in bunun için ona çok kızacaktı - ama Gazel'in aralarında geçen konuşmayı hiç değilse üstünkörü bir şekilde anlattığından neredeyse emindi. Bu düşünceler eşliğinde ağır adımlarla ilerleyerek barın yanına vardığında Gazel'e kaçamak bir bakış atıp yüzünü tamamen Ekin'e döndü. "Selam."

Ekin gülümseyerek karşılık verirken Gazel'in derin bir nefes alarak mırıldandığını işitti kız. "Merhaba, nasılsın?"

Ekin'in yanındaki tabureye oturduktan sonra tavırlarındaki tedirginliği gizlemeye çalışarak saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı. Bakışlarını önüne indirirken "İyi," diye cevap verdi sessizce. "Sizden ne haber?" Ardından Gazel'in bir şey söylemesini beklemeden bakışlarını yanında oturan adama çevirdi. Onun aralarındaki bu tuhaf durumu biraz olsun normalleştirmesini umut ediyordu. Önündeki kadehin içindeki alkolsüz içkiye takılan bakışlarını kısarken Ekin'e sataşmadan edemedi. "Nerelerdesin sen? Güzel yüzüne hasret kaldık."

Adam Sare'ye hızlı bir bakış atarken dudaklarının kıvrılmasına engel olamadı. "Başka işlerim vardı."

"Ne işi?"

Başını işinden kaldırmadan Sare'yle konuşmanın heyecanıyla araya girdi Gazel. "Sarışın, yeşil gözlü, 1.70 boylarında, güzel, alımlı bir iş..."

Kız, Gazel'in söylediklerini işittiğinde onun ima ettiği şeyi doğrulamak istercesine bakışlarını Ekin'e çevirdi. Anlaşılan adam sonunda kalbini kaptırmıştı. Dişlerinin arasında çevirerek genişlememesi için uğraştığı gülümsemeye bakılırsa bu sefer işler gerçekten ciddiydi. "Gerçekten mi?" diye sorduğunda Ekin'le göz göze gelerek heyecanla gülümsedi. Adamın ela ışıltıların yakamoz gibi kıyılarından yansıdığı kehribar rengi gözleri, Sare'nin yüzünde eşine az rastlanır bir gülümseye neden oldu. Elini sitem eder gibi Ekin'in omzuna vururken "Beni hemen tanıştırıyorsun," diyerek şart koştu. "Şu gözlerindeki ışıltıya bak!"

Kumdan KalelerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin