6.Bölüm: Zaman Adası

50 3 2
                                    

"Kelebek ayları değil anları sayar ve yeterince de vakti vardır." Bu farklı söz yazıyordu formüllerin altında onların biricik Selini bir kelebek gibi uçup gidecek miydi ? Buna karşı koymak zorundaydılar.  Elijah'ı bulmaları gerekiyordu.  Gidecekleri zaman dilimini nasıl ayarlayacaklardı ? Elijahı kaç sene sonra bulmaları gerekiyordu. Kafalarında deli gibi sorular dolaşıyordu. 


Bori, Serhan ve Nihat artık ne yapması gerektiğini biliyorlardı. Kitapta yazılı olan koordinata gitmeleri gerekliydi. O bölge bermuda şeytan üçgeninin içinde yer alan bir adaydı. Elijah bu adada yaşıyordu. İnterneten konuştuklarında bu adanın çok büyük bir yer olmadığını öğrenmişlerdi. Öncelikle Elijahı bulmaları gerekiyordu. Daha sonrasında hep birlikte geleceğe gidip adamın ön gördüğü ilacı bulmalıydılar. Bu gerçek olabilir miydi ? Kitaba göre zamanda hareket edebiliyordu insan. Bunu başarabilen insanlar da bir farklı görülüyordu kitapta..  Hayatlarından 15 seneleri gidiyordu. Orada gittikleri zamanda bir şeyleri değiştirip yeniden düzenledikleri için bu onlara Tanrı tarafından gönderilmiş bir ceza olabilir miydi? Neden 15 seneleri gidiyordu ? 15'in anlamı neydi ?

  Bermuda Üçgeni, Kuzey Atlantik Okyanusu'nda, 500.000 kilometre genişliğinde devasa bir alanda yer alıyor. Aynı zamanda 'Şeytan Üçgeni' olarak da adlandırılan ada, Bermuda, Florida ve Porto Riko'daki noktalarla tanımlanıyodu. Onların kaybedecekleri çok şey vardı. Hemen biletlere baktılar adaya yakın bir yere uçakla daha sonra da deniz yolunu kullanarak ulaşacaklardı..

Biletleri aldıklarında cumartesi akşamıydı. Bilet Pazartesiye alınmıştı. Floridaya aktarmalı bir uçuş gerçekleştireceklerdi. Bori'nin söylediği ve kitabın yazdığına göre o adadaki belirli lokasyonda bir pusula ve bazı gizli bilgiler ile bir zaman kayması, zaman yolculuğu yapılabiliyordu. Bu ada gerçekten inanılmazdı. 

***

Uçağa biniş için biletlerindeki kapı numarasına baktılar. Kapı numarası 234 tü. Hemen kapıya doğru koşmaya başladılar belli ki geç kalmışlardı. Son anda yetiştiler ve uçağa bindiler. Uçmaktan korkan Nihat gözlerini kapattı ve kardeşinin elini tuttu. Ama bu korkusunu yenmek zorundaydı. Uçak zamanda bir hız yaratıyordu, ve bir yerden bir yere hızlıca ulaşıyorlardı. Ya zamanda yolculuk yapabilecek olmaları ? Her şeyi bir kenara bakıp odaklanmalıydılar. 

Floridaya giden Nihat ve Serhan'ın aklında hep aynı soru vardı. Elijahı nasıl  bulacaklardı ? İnternet'ten kısıtlı bir şekilde görüşme gerçekleştirmişlerdi. 

Nihat sade kahvesini yudumlarken Serhan'da Florida'nın haritasına bakıyor ve nereye gideceklerini düşünüyordu. Uçak Florida'ya indiğinde ikisi de uyuyorlardı. Uçaktan indiler ve otellerine doğru yola çıktılar. Odaya yerleştiklerinde Serhan hemen kişisel bilgisayarını açtı ve Elijah ile iletişim kurduğu siteye girdi. Elijahı bulabilirlerse birlikte gelecekte üreteceği ilaç hakkında bilgi sahibi olabilirlerdi. Mavi kitap yanlarındaydı.  Ada Florida'ya uzaktı. Oraya gidebilecekleri bir tekne bulmaları gerekiyordu.O akşam ikisi de birlikte kafa kafaya verdiler ve bir plan yaptılar. Elijah'ın adasında internet  çok sınırlıydı.  Ama bu kadar bilinmeyen bir adada İnternet olması da şaşırtıcıydı. 

Bir balıkçı ile anlaştılar ve bir trol gemisi ile Kuzey Atlantik Okyanusuna açıldılar. Ellerindeki lokasyon belliydi. Ama kaptan orada bir şey olmadığını, o bölgenin tehlikeli olarak görüldüğünü söylüyordu. Ama kaptana iyi para vermişlerdi. Oraya ne olursa olsun gideceklerdi. Tekneleri yola çıktıklarında havada bir tane bile bulut yoktu. Kamarada oturan Nihat Ve Serhan plan yapıyorlardı. 

Birlikte plan yapan iki kardeş bir anda teknenin sallanmasıyla sarsıldı. Serhan odanın bir yanına Nihatta bir yanına savruldu. Hava değişmişti. Fırtına çıkacağa benziyordu. Kaptan güverteden bağırdı:

Beyler dikkat edin bir fırtınaya yakalandık, kurtulmaya çalışacağım. Sıkı tutunun. Ve tekne bir anda sürüklenmeye başladı.  Öyle hızlı sürükleniyordu ki Serhan dengesini kaybetti ve düşecek gibi oldu. Ne olursa olsun kurtulmaları gerekiyordu ama rüzgar çok şiddetlenmişti. Serhan:

-Kaptan ne yapacağız ?

-Bu fırtına bizi çok hızlı bir şekilde sürüklüyor nereye gittiğimiz ile ilgili en ufak bir fikrim yok. Buradan sağ salim kurtulsak Tanrı'ya dua edeceğim. 

Dalgalarla boğuşan tekne 3 saat sonra bir anda bir kayaya denk geldi ve kayaya bindirdi. Tekne alt taraftan su almaya başladı. Kaptan:

-Beyler su alıyoruz. Hemen can yeleklerinizi giyin. Başka çaremiz yok atlayacağız.

-Ama bu nasıl olur ? Neredeyiz ?

O anda fırtına daha da şiddetlendi. Ve artık teknenin ön kısmı suya batmıştı. Bundan sonra yapılması gereken şey suya atlamaktı. Hemen can yeleklerini giydiler. Ve kendilerini Atlantik Okyanusunun sularına bıraktılar. İçlerinde muazzam bir endişe vardı. Dalga o kadar şiddetliydi ki bir anda yaklaşık 3 4 metre yukarı çıkıp dalgayla beraber yer değiştiriyorlardı.

*** 4 saat sonra***

İyice su yutmuş olan Nihat bir anda kıyıya doğru geldiğini hissetti. Halüsinasyon  mu görüyordu ? Yoksa gerçekten de bir kara parçasına mı denk gelmişti. Yarı baygın durumda kıyıya vuran Nihat çok su yutmuştu. Serhan da ondan 150 metre ileride kıyıya çıkmıştı. Koşarak yanına geldi. 

-Kaptan'ı görebiliyor musun Serhan ?

-Hayır abi göremedim bir yerden sonra hiç bir şey göremez oldum. O kadar şiddetli bir fırtına vardı ki ne yapacağımı şaşırdım.

Ve iki adam bir kaya parçasında kalakalmışlardı. Burası neresiydi ? Kaptan ölmüş müydü ? Elijah'ı nasıl bulacaklardı ? Bu adadan nasıl kurtulacaklardı ? Kızlarını nasıl kurtaracaklardı ? Kafalarındaki deli sorular hızla bir bumerang gibi dönüp duruyordu.  


YabancıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin