Yeşim saatlerce ağlaya ağlaya konuşmuştu Denizle. Ne çok acı çekmişti bu kadın, aldığı nefes keder kokar olmuştu. Konuşmalarını uyanan baran bitirmişti. Deniz oğlunu kucaklayıp Yesimin karşısına oturduğu zaman Yesim bir yandan ağlamış bir yandan gülmüştü. Kollarını Barana açtığında Baran korkup annesine sokulmuştu.
"Neden gelmedi bana? Sevmedi mi beni?"
Telaşla sorduğu soruya Deniz gülmüştü
"Yeşim aynı anda hem ağlayıp hem güldün, korktu çocuk, kendine gel ilk, sonra gelir kaçmaz"
Yeşim duydukları ile hemen ayaklanmış lavobo nerde diye sormuştu. Aldığı yanıtla, hemen dış kapının arkasında kalan lovaboya gitmiş, elini yüzünü yıkamış, kendine gelmişti. Içeri geçtiğinde konuşan anne oğula bakti kapı eşiğinden"Anne, mamma"
Gülümseyip öptü Deniz oğlunu
"Tamam annecim, yapıyorum hemen yemeğini"
Denizin bakışından görmüştü Yesim, oğluna olan aşkını. Baranın annesinin burnunu yeme çabasına gülerek girdi içeri. Önüne diz çöküp kucak açtı barana
"Gel bakalım halaya yakışıklı"
Baran ilk kez gördüğü kadına gitmeden annesine bakıp onay almıştı sanki, annesinin gulumsediğini görünce gitmişti Yesimin kucağına. Yeşim ağlaya ağlaya öpüp kokladı Baranı. Bu arada Deniz mutfağa gidip Baranın sütünü hazırladı, yemek pisene kadar bunu içsin en azından diye düşündü. Odaya döndüğünde Yesimin parmağını ısıran Baranı görüp güldü
"Ben onun kolunu ısırdım diye bak parmağımı yiyor. Acıkmış bu çocuk Deniz, beni yiyor"
Yeşimin abartılı konuşmasına gülümseyip oğlunu kucakladı hemen biberonu eline verip, yere oturttu. Yeşim sevgi ile baktı barana. Sonra gözlerini Denize çevirdi. Eskisi gibi gülmüyordu, konuşmuyordu. Hüzün dolmuştu bu kadına, keder çökmüştü üstüne.
"Deniz?"
Oğlundan gözlerini çekip baktı Yesime
"Efendim Yeşim"
Elini Denizin elinin üstüne koyup konuştu bu kez
"Aliyi affedemez misin?"
Burukça baktı, ne diyordu bu kız?
"Şimdi gelse, affet dese... Affetmeyen ölsün be Yeşim. Ama o, ne benim masum olduğuma inanır, ne de gelir.
Baranı duyarsa gelir biliyorum ama oğlumu koparır benden Yesim, bu yüzden yalvardım sana, eğer oğlumu alırsa benden, O zaman yer gök birleşse affetmem onu"
Gözyaşı döke döke kurdu cümlesini."Söz veriyorum, demeyeceğim"
Yeşim içinden tamamladı cümlesini
'Ve onu köpek gibi pişman edeceğim'...
"Abi yeter yaa içme artık"
Can bıkkınca konuşmuştu ama Ali yine takmayarak bir yudum daha aldı elindeki içkiden.
"Oğlum daha gözümün önünde be "
Can gözlerini devirdi
"Oğlum sen yeni boşanmadın mı? Aylayı düşünmen gerekirken niye 3 yıl önceki kızı düşünüyorsun?"
Belki dedi Can içinden, böyle sıkıştırırsam biraz yumuşar nefreti
"Siktir et Aylasını da evliliğini de. Ulan canım yanıyor be canım!"
Son kelimesini bağırır gibi söylemişti Ali. Deniz hayatının içine etmişti resmen sonra da ortadan kaybolmuştu. Yetmezmiş gibi, onun yüzünden kardeşinin biri çekip gitmiş yüzüne bakmamış, diğeri ise her gün onu zehirler olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz Yanıyor!
Ficción GeneralUğruna öl deseler düşünmeyecek kadar seven bir kadındı Deniz. Ama ölmekten beter edildi. Sevdiğinden ayrılırken ondan bir parça kalsın istemişti. En güzel parçayı aldı, oğlunu, Baranı.. 'Akşam üstü kucağında oğlu ile oturmuş karşısında ki denizi...