KEHANET

1

"Diana!"

Diana yerinden sıçradı ve aydınlığa alışmaya çalışan buğulu gözlerini yeşil tahtanın önündeki öğretmene dikti.

"Derslerle ilgilenmediğin gibi bir de uyuyorsun!" diye bağırdı Bayan Zhang.Çin asıllı kadın küçük gözlerini daha da kıstı ve bu görüntü Diana'da gülme istediği uyandırdı.Bayan Zhang tam ağzını açıp bir şey söyleyeceği sırada-Diana'ya göre muhtemelen saçma bir şey söyleyecekti-zilin kulakları tırmalayan sesi duyuldu.Diana hızla çantasını alıp dışarı fırladı.

Normalde dersleri gayet iyiydi.Sadece Bayan Zhang'ten pek haz etmiyordu ve son birkaç  haftadır gördüğü kabuslar onu uykusuz bırakmıştı.

Issız bir ormanda koştuğunu görüyordu.Hem bir şeyden kaçıyor,hem bir şeye ulaşmaya çalışıyordu.Birden duruyor ve arkası dönük sarışın bir oğlan görüyordu.Oğlan tam ona dönecekken korkunç bir canavar onu öldürüyordu.

Sadece  rüyayı düşünmesi bile onun ürpermesine yetmişti.Ayrıca rüyasında gördüğü genç adamı daha önce hiç görmemişti.Nasıl olur da hiç görmediği birini rüyasında görebiliyordu?

Gördüğü rüyayı düşünürken birine çarptı.Çarptığı kişiyi görmesiyle küfür savurup adımlarını hızlandırması sadece birkaç saniyesini aldı.Çarptığı çocukla sadece birkaç gün önce kavga etmişti.Sadece bu çocuk değil,daha önce birçok kişiyle kavga etmişti.Okuldaki gerizekalılarla fazla anlaşamıyordu ve sadece bir arkadaşı vardı.Aslında arkadaşı değildi.Dostuydu hatta kardeşiydi.Chris.Hasta olduğundan dolayı okula gelmemişti.Bir an önce okuldan ayrılıp onun yanına annesini de alıp gitmek istiyordu.Bir çardağa oturdu ve kitap okumaya başladı.Yaklaşık on dakika sonra kafasını kaldırdı ve ona doğru telaşla gelen  annesini görmesiyle kaşları çatıldı.

***

"Bu görev için seçilen kişi Vincent Guerrier." Vincent gözlerini yerden kaldırıp hışımla Konsey Başkanı Kyle'a baktı.Muhtemelen on iki yaşında olan bir melezi Yuva'ya götürmek için Vincent seçilmişti.Vincent bu karardan hiç hoşlanmamıştı.Küçük çocuklar ağlardı ve gelmek istemediklerini söylerdi.Yuva'nın yeni melezlere,taze kanlara ihtiyacı vardı ama Vincent bu göreve hiç mi hiç gitmek istemiyordu.Vincent'e göre en saçma şey ise bir melez için acil durum toplantısı yapılmasıydı.Melezler elbette önemliydi,dünyada sayıca az olan melez savaşçıların her biri Yuva için bulunmaz bir nimetti.

Vincent sıkıntı ile alnına düşen sarı saçlarını arkaya attı.

Toplantı çıkışında koşarak Kyle'ın önüne geçti ve gitmesine izin vermedi.

"Anlamadığım ve saçma bulduğum birkaç nokta var."dedi Vincent."Bir melez için neden acil durum toplantısı yapılıyor?Ayrıca neden ben gidiyorum?Beni on iki yaşındaki bir çocukla uğraştırmak yerine daha zorlu bir görev verebilirsin Kyle."

Kyle gözlerini kıstı.Vincent'teki o zeka ve hırs parıltılarını onun çocukluğundan beri görüyordu.

"Sorun da bu Vincent.Getireceğin melez on altı yaşında ve çok önemli bir melez olduğunu seziyoruz. Hatta üç büyü-"

"Nasıl olur da bir melez on altı yaşına kadar saklanabilir?"Kyle,sözünün kesilmesine rağmen bir şey demedi.

"Bilmiyoruz.Ama bu görev önemli ve senin bu görevi en iyi şekilde yapacağını biliyorum."

Vincent gülümsedi.Ama bu gülümseme içten bir gülümseme değildi.

"Jonathan'ın da benimle gelmesini istiyorum."

Kyle gözlerini devirdi.

"Vincent,kardeşini her yere sürükleyemezsin."

"Sürüklemek de nereden çıktı?"dedi Vincent.Dudağının kenarı kıvrılmıştı."Madem bu görev çok önemli,en iyilerin gitmesi gerek değil mi?"

Kyle pes edercesine ellerini kaldırdı.

"Pekala.İstediğin gibi olsun.En geç yarın yola çıkmanız gerekecek.Garbis sizi oraya götürecek."

Vincent en son ne zaman Garbis'i gördüğünü hatırlamıyordu bile.Garbis,Yuva'nın bir nevi şoförüydü.Bir periydi ve melezlerin ulaşım ihtiyaçlarını karşılıyordu.

Vincent hazırlanmak ve kardeşine haber vermek için Ana Bina'nın yolunu tuttu.

***
"Anne?"dedi Diana.Meraktan tek kaşını havaya kaldırmıştı."Bir sorun mu var?"

Annesi hızlı nefes alıp veriyordu,gözlerini kaçırıyordu.Sanki ne söyleyeceğine karar veremiyormuş gibiydi.

"Tatlım,gitmeniz gerekiyor!"

Diana kaşlarını çattı.

"Neden?"

Arkadan gelen gürültü sesiyle annesi korku ve panik içinde arkasını döndü.

"Zamanı geldi."