everything

402 34 29
                                    

Son Feci Bisiklet- Zaman Yok

Mrb ben gldm

Bİ DE HİKONUN İSMİNİ DEĞİŞTİRDİM ÇÜNKÜ

BİR ANDA AKLIMA GELEN ŞEYLERI SEVERİM



Hayatım, tüm sevgisizliğin toplandığı ve öfkenin bir kara bulut gibi üzerime çöktüğü yerde, annemin avuçlarının arasında sürüp gidiyordu. Kabullenmemi ve artık pes etmemi istermiş gibi bakan gözleri artık bana bir hapishaneyi anımsatarak beni yedi yirmi dört izleyen gardiyanlarım olmuşken, bir yandan da beni tek solukta öldürmek isteyen bir cellat gibiydi. 

Çaba göstermemi istemiyordu ya da ondan kurtulmamı. Hayatım boyunca ona muhtaç olup avuçları arasında ezilmeye devam edeyim istiyordu ama ben dayanabilir miydim bilmiyordum.

Evde benim dışımda kimse yoktu çoğu zaman. Abim ve babam işler ciddiye binince kaçıp gidebiliyorken burada azrailimle baş başa bırakılan kişi bendim. Ona katlanmak zorunda kalan ve tüm hakaretleriyle birleşip kuvvetli bir silah haline gelen bakışlarına maruz kalan da bendim. Onlar sadece olayı başlatıp gidenlerdi.

"Burun kıvırmayı kes." şarap bardağı, uzun zarif parmaklar tarafından masaya bırakıldıktan hemen sonra bakışlarım ellerinden yüzüne çıktı. Gün geçtikçe yanakları daha da içine çöküyormuş gibiydi ama günden güne kendini tüketiyor olmasına rağmen güzeldi. "Burun kıvırmıyorum." çatalıma bir makarna daha takıp dudaklarımın arasından gönderdiğimde derin nefesler alarak tırnaklarını masaya vurmaya başladığını duydum.

Bugün, ödevimi okulun bitişine yakın okula götürüp getirdiğimden beri gözleri sadece tehlikeli bir ciddilikle üzerimde geziniyordu.

Odamda bir şeyler bulabilmiş olma ihtimali tırnakları sanki tüm vücudumu yırtıyormuş hissi verirken gözlerimi kapattım. Hayatta başarılı olabileceğim bir konu olması fikri onu delirtiyordu çünkü, onun için başarısız bir çöplükten ibarettim. Dünyada ki tüm kötü şeylerin bir bedende nasıl toplanabileceğinin tasviri.

Ayağı kalkıp, biraz daha yemek üzere olduğum pişmemiş makarnayı alıp çöpe atmasının hemen ardından önüme bir defter fırlattı.

Benim çizim defterimi. Akıl sağlığımı korumama yardımcı olan tek şey.

"Evimi tüm bu çöplüklerle doldurmaman gerektiğini söylemiştim." şokla, sayfaları neredeyse birbirinden kopmak üzere olan defterime baktım ve daha sonraysa gözlerine. Sığındığım tek limanken beni en küçük rüzgarda bile iplerimden koparıp derin sularda savrulmama izin verecek olan bir çift yok oluşa.

"Özür dilerim." dedim sadece. Onunla kavga edebilecek kadar iyi hissetmiyordum. "Özür dileme." uzanıp, içki bardağını masanın diğer ucundan alırken iç çekti.

"Sadece artık sana bir şey söylediğimde bunu yapmayı öğren." şarap kadehi, beni öldürebilecek kadar bir yavaşlıkla tüm defterin üzerine dökülürken nefesimi tuttum. Her şey onun içindeydi. Her şey. Resimlerin kenarlara sıraladığım şiirlerim, Bay Malik'le yaptığım ilk çizimler, izlenen yöntemler, çizgiler de ki püf noktaları, beni mükemmel bir ressama dönüştürmek için atılacak adımların hepsi bir anda şarap kırmızısına bulandı. Satırlarım ilk kez bir şarabın acımasız lekesi altında ezildi ve ben ilk kez, umudumu bir şeyden iliklerime kadar kestiğimi hissettim.

Defterime bakarken içinde ki yazılarla birlikte beynimin de bulanıp gözyaşlarına dönüştüğünü hissedebiliyordum. 

"Ya da kışın yakmak için kullanacağımız şeylerin sayısını arttırmaya devam et." zaten solgun ve eski olan defterimi yere atıp, ince topuklularının altını üzerinde silerek ilerledi.

Men Dont Cry 🎬 z.mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin