İlk Gün

291 35 20
                                    

Medya:Damlanın Okula giderken Giydikleri.

Bu gün akşam İzmir'e taşınacaktık.Orda ki evimiz hazır bunu biliyorum çünkü annemgil bir iki hafta önce oraya gidip eşyaları hazırlamışlardı bu akşam sadece kıyafetlerimizi götürecektik.Annem ve babamın işi yüzünden buraya taşınacaktık ah ne güzel. Tam 1 hafta sonra ise okullar açılacaktı okula alışmam zor olacağa benziyor çünkü çabuk ve kolay arkadaşlık kuramıyorum. Zaten Ankarada ki okulumda da pek fazla arkadaşım yoktu. Genellikle en yakın arkadaşım olan Sude ile ya da tek başıma takılırdım. Ah birde eski sevgilim Kuzey onunla kaç kere ayrılıp kaç kere barıştık saymadım, sayamadım. Aslında ben Ankara'da kalıp Sude ile ayrı eve çıkacaktık. Tabi Kuzeyin beni aldattığını görene kadar... O an eve nasıl gelip, eşyalarımı nasıl topladığım hakkında hiç bir bilgim yok. Tek bildiğim salya sümük ağlayıp annemgille İzmir'e gitmeye karar verdiğimi söylemekti . Sude beni engellemeye çalışsada yapamadı. Kararımdan dönmeyeceğimi biliyordu. Annemgil bu kararıma şaşırsalarda ne kadar çok sevindiklerini biliyordum. Kafamı dağıtmak için dışarı çıkmak istiyordum bu yüzden Sudeyi arayıp bize gelip gelemeyeceğini sordum ve o da geleceğini söyledi. O gelene kadar duşa girmeye karar verdim. Kıyafetlerimi alıp duşa girdim ve duştan çıkıp giyindim.Saçımı havluya sarıp odama girdiğimde Sudeyi yatağımda otururken gördüm. Ve direk bana yavru köpek gibi bakıp

"Of Damla. Ne takıyorsun ki Kuzeyi? Hadi bak gel bize yerleş kalalım beraber ha olmaz mı?"

"Sude, neden anlamak istemiyorsun beni? Kuzey beni aldattı. Onunla aynı ortamda bile olmak istemiyorum."

"Bitanem, anlamıyor değilim. Sadece sen gidince belki aramıza mesafe girer diye korkuyorum."
Gülümseyip onun yanına gittim ve sıkıca sarıldım.

" Yaa salak. Saçmalama tabiki böyle bir şey olmayacak."

"Of ne biliyim işte korkuyorum. Sonuçta bilmediğin bir şehire gidiyorsun. Ya benden daha iyi bi arkadaş bulursan?"

"Of Sude, kolay arkadaşlık kuramadığımı biliyorsun. Nasıl yakın arkadaş buluyum? Arkadaş bulabileceğimden bile şüpheliyim."
Hafif geri çekilip yüzüme baktı ve
"Kuzum, eminim kendine göre arkadaşlar bulacaksın."
Yanağından öptüm aynamın karşına geçip saçımı taramaya başladım.

"Beraber bir yerlere gidelim mi?"

"Oluuuuur, buraya 5-10 dakika uzaklıkta yeni bi cafe açılmış oraya gidelim. Bizim kızlar çok övdü."

"Tamam nasıl istersen kuzu."

Bileğime siyah tokamı takıp, masamın çantamı alıp içine telefonumu, cüzdanımı ve kulaklığımı koydum ve ne olur ne olmaz diye gözlüğümü aldım. O sırada Sude çoktan aşağı inip ayakkabısını giymiş beni kapıda bekliyordu.Mavi ayakkabılarımı giyip beraber yürümeye başladık. Sude bana bir şeyler anlatıyordu ama benim aklım İzmirdeydi. Acaba orda nasıl olacaktı hayatım? Kuzeyi unutturacak mıydı orası bana? Kuzey benim ilk aşkım ve ilk sevgilimdi.. Aslında onunla orta okul sondan tanışıyoruz. Lise 1'nin başına kadar arkadaştık ama ben ona bir şeyler hissetteğimi anlamıştım. Ona söylediğimde oda beni sevdiğini söylemişti. Beni sevdiğini öğrendiğimde mutluluktan havaya uçmuştum. 10. Sınıfın sonlarına doğru bana soğuk davranmaya başlamıştı. Nedenini sorduğumda beni tersliyordu. Zaten o zamana kadar kaç kez ayrılıp barıştık bilmiyorum . Annemgilin İzmir'e taşınma kararı aldığını ama benim gitmeyeceğimi söylemek için onun yanına gittiğimde gördüklerime inanamadım. Kuzey ve Ceyda öpüşüyorlardı! Ordan sonrasında koşarak eve gittim herhalde çünkü tek hatırladığım annemgile İzmir'e gelmek istiyorum dememdi. O sırada cafeye geldik herhalde çünkü Sude "Damla." Diye sesleniyordu.

"Ha? E-efendim Sude?"

"Hele şükür Damla. Kaç saattir sesleniyorum. Noldu?"

"Hiç ya dalmışım sadece. Geldik mi? Hadi girelim."
Kolundan sürükleyerek içeri soktum ve diyeceği şeyi de diyemedi. Bir masaya oturduk ve Sude bana fısıldayarak

"Kurtuldum sanma, bu cafeden çıkışı da var." Sözünü bitirmesi ile garsonun gelmesi bir oldu.

"Ne alırsınız efendim?"
İkimizde çikolatalı pasta aldık o çilekli milkshake alırken ben karamelli milkshake aldım. 15-20 dakika sonra sipariş ettiklerimiz geldikten sonra yedik ve sohbete daldık. Ve saate baktığım da 19.00 du.

"Sudeee , kalk kalk geç kalıcam.* Koşarak kasaya gittim ve sanırım o sırada birine çarptım. Özür dileyip hemen Sudenin yanına koşup çantamı aldım.

"19.30 da evden çıkıcaz Sude biz. Kalk hadi kalk." Hızla cafeden çıktım. Eve gittiğimizde çıkmamıza 15 dakika vardı. Kalan eşyalarımı valizime koydum. Artan eşyaları ise çantama koydum. O sırada aşağıdan annem bana seslendi.

"Damlaa! Hadi gel" valizimi ve sırt çantamı alıp aşağı indim. Babam valizleri arabanın arkasına yerleştirirken bende sırt çantamla arka koltuğa oturup çantamı yanıma koydum. Kulaklığımı takarken annem

"Tatlım, bir eşyanı unutmadın değil mi?"

Göz devirip " Hayır anne, unutmadım."
Ordan babam lafa atlayıp "Tamam prenses sakin." dedi gülerek. Bende dayanamayıp güldüm ve annem hiçbir şey anlamayıp baba kız aynısınız dedi. Yaklaşık 10 saat sonra İzmir il sınırları içine girdik. Ve yarım saat sonra da eve geldik ve ben direk arabadan indim.

"Ayaklarım uyuşmuş yaaaa." O sırada benim odam olarak düşündüğüm yerin karşısındaki balkonda benim yaşlarımda gibi duran bir çocuk vardı. Sanırım sigara içiyordu. Ona baktığımı hissetti galiba çünkü bana baktı ben baktığını görür görmez arabadan çantamı almak için arkamı döndüm. Sanırım beni izliyordu çünkü önüme döndüğümde bana bakıyordu. Evin önüne gittiğimde kapı açıktı içeri girdim. Odam olarak tahmin ettiğim yere gittim. Ve tahminim doğru çıktı. Babam valizlerimi çoktan getirmişti ve ben onları yerleştirmeye başladım. 3-4 saat onları yerleştirmekle uğraştıktan sonra pijamalarımı giyip saçını topladım. Işığı kapatıp yatağıma yattım Ankara da ki yatağımın aynısıydı. İzmir de neler yaşayacağımı düşünürken uyuya kalmışım.

~1 hafta Sonra~
Sabah annemin sesi ile uyandım demeyi çok isterdim ama yine lanet olası alarm sesi ile uyandım. Yataktan kalktım ve camımı açtım. Sonra da ayaklarımı sürüyerek kıyafetlerimi alıp banyoya gittim. Evet bu gün okul başlıyordu ah ne yazık ki . Artık 12. Sınıf olmuştum. Giyinip elimi yüzümü yıkadım ve saçlarımı salık bırakıp banyodan çıktım. Aynamın karşına geçip hafif makyaj yaptım. Siyah tokamı bileğime taktıktan sonra kolyemi de taktım ve botlarımı giyip bağcıklarını bağlamıştım. Ayağa kalktığımda o çocuğun beni izlediğini gördüm. Evet adını hâlâ bilmiyordum. Oysa ki buraya geleli 1 hafta olmuştu. Çantama bir defter, kalemlik, cüzdan ve bu aralar çok okuduğum İki Yaralıyı çantama koydum. Sonradan aklıma gelip gözlüğümüde kutusu ile çantama koyup babamın verdiği benimde telefonuma kaydettiğim adrese baktım ama ben burayı bilmiyordum. Nasıl gidecektim ki?
Ah damla bilmemen normal burda ilk defa yaşıyorsun sonuçta. Bazen iç sesimin haklı çıkmasını hiç sevmiyorum. Sonra babamı aramaya karar verdim ve tam ararken arkadan bir ses geldi ve olduğum yerden sıçradım.

"Okula nasıl gideceğini bilmiyorsun galiba minik."

Sinirle arkamı döndüm "Ben minik değilim tamam mı? 12. Sınıfım ben bi kere."

Gülerek"Hiç öyle durmuyorsun minik. 10. Sınıf sanmıştım seni."

Derin bi nefes verip adresi ona gösterdim "Buraya nasıl gidebilirim?"diye sordum

"Gel bende oraya gidicem seni bırakabilirim. Tabi istersen?"

Önce bi düşündüm tanımıyordum ama nedensizce içimde bi güven vardı ona karşı. "Şey rahatsız etmiyceksem olabilir." Dedim hafif gülümseyerek. Arabaya bindik ve okula gitmeye başladık.

Evet arkadaşlar,bu benim ilk hikâyem umarım beğenirsiniz. Yorum yapıp,votelerseniz sevinirim💕

Okulun Yenisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin