Medyada ki:Öykü
Adını henüz bilmediğim çocuk okulun önüne gelince durmuştu. Bende hemen arabadan indim. Çocuğun da indiğini görünce
"Şey, ıııı teşekkür ederim. " adını bilmediğim için ııı'lamıştım . Çocukda aklımı okumuş gibi gülerek
"Adım Baran minik. Peki ya senin ki?"
Hiç düşünmeden direk söyledim
"Damla! Yani adım Damla." ve birazcık bağırdım galiba çünkü kahkaha atmaya başladı. Benim yanaklarım çoktan kızarmıştı. Utançtan duramayıp hızla yürümeye başladım ve yeri izlediğim için bir çocuğa çarpıtm. Aceleyle özür dileyip müdürün odasına gittim. Kapıyı tıklatıp içeri girdim ve şok oldum. Müdürün kel ve göbekli olması gerekmez miydi!? Bu müdür taş gibiydi neyse ya umarım ağzımın suları akmamıştırda rezil olmamışımdır derken tok bir ses duydum."Sen yeni öğrenci olmalısın. Damla değil mi?"
" Ha şey. Evet ben Damla ıı yani yeni öğrenci. "
Sanırım saçmaladım çünkü müdür bana gülerek bakıyordu."Evet Damla sınıfın 12-B." ayağa kalkıp "Gel bakalım seni sınıfına götürelim" dedi ve bende gülümseyerek peşine takıldım. Sınıfa girdiğimizde iki çift tanıdık gözle karşılaştım. Neydi hah Baran bana minik diyen çocuk. Oysa minik değilim ki 1.65'im ben yahu 1.65 neyse müdür bey hocaya bakıp beni gösterdi ve yeni öğrenci olduğumu belirtip gitti.
"Evet tatlım, okulumuza hoşgeldin. Adın ne bakalım?"
"Damla, yani şey adım damla." Demem ile tüm sınıf bana gülmeye başladı . Allah'ım ben ne günah işledim de ilk günden bu kadar rezil oldum of of. Gülenlere baktığımda bir tek Baran gülmüyordu ama gülümsüyordu .
"Evet arkadaşlar yeter bu kadar şamata. Damlacım sende Baranın arkasına geç otur." Dediğini yapıp arkasına oturdum. Yan sırada oturan kızlar direk "Bu kız Baranı nerden tanıyor."diye konuşmaya başladı. Aralarından sarışın ve güzel bir kız"Üf sizene nerden tanıyorsa tanıyor. Baran benim sevgilim sonuçta." deyip arkasına yaslandı. Demek bizim şu minik diyen çocuk bu kızla çıkıyormuş. Bu sırada herkes kendini tanıtmaya başlamış bile. Sıra bana geldiğinde hoca;
"Damlacım hadi tanıt kendini."dedi
Abi biz ilk okul muyuz ya of. Ayağa kalktım ve"Adım Damla, Ankaradan geldik"
"Neden taşındınız tatlım ?"
Of abi sanane yaa . Demek isterdim ama diyemedim tabiki."Annem ve babamın işi yüzünden hocam."O sırada üzerimde gezinen bir çift göz olduğunu hissettim ve kafamı çevirince Baran'ın bana baktığını fark ettim. Ona baktığımı görünce sırıttı ve önüne döndü.Tanıtma faslı bittikten 2-3 dakika sonra zil çaldı. Zilin çalması ile birlikte benimde telefonum çaldı. Öğle arasıydı sanırsam. Arayan Sudeydi hemen telefonu açtım çünkü o bekletilmeyi sevmez. Telefonu açmam damla diye cırlaması bir oldu. Telefonu kulağımdan hemen uzaklaştırınca sesi duyan herkes bana baktı. O sırada yanaklarım kızarmaya başlamıştı bile. Hemen sınıftan çıktım.
"Efendim Sude?"
" Bugün ne oldu biliyor musuuun?"
Evet milletçe hayırlı olsun dedikodu geliyor." Sudecim Ankara'da olmadığıma göre nasıl bilebilirim?"
" Ah! Doğru unuttum. Neyse Kuzey geldi bugün ve seni sordu. Bende Damla gitti dedim. Nereye gitti dedi İzmir'e dedim. Tamam deyip gitti."
"Yaaa Sudee niye söylüyorsun ona İzmir'de olduğumu ya çıkıp gelirse?"
O sırada da Baran yanımdan geçerken duymuş olacak ki dikkatlice bana bakıp sınıfa girdi."Damla gelmez o ya boşver onu. "
"Sude bana Kuzey'i tanımıyormuş gibi konuşma o manyak çıkıp gelir."
Dememle zilin çalması bir oldu."Neyse Sude'm ben kapatıyorum zil çaldı."
"Tamam kuzum öpüyorum dikkat et kendine." Telefonu kapatıp sınıfa girdim ve yerime oturdum. Tabi hiç arkadaşım olmayınca dersler çok sıkıcı geçiyordu. Zilin çalmasına dört beş dakika kala öğretmen toplanabilirsiniz dedi. Bende toplanıp çantamdan telefonumu çıkartıp cebime koydum. O sırada da zil çaldı zaten bende okuldan çıkıp bahçede durdum ve babamı aradım. Bir iki çalış sonra açtı.
"Efendim, Prenses?"
"Ya baba işin var mı?"
"Yok prenses şimdi eve gideceğim. Ne oldu ki?"
"Eve giderken beni de alabilir misin? Nasıl gideceğimi bilmiyorum." gülerek cevap verdi.
"Tamam sen orda bekle ben almaya geleceğim."
"Yaa canım babam.Tamam bekliyorum." Telefonu kapatıp bir banka oturdum ve babamı beklemeye başladım. O sırada Baran'ı gördüm. Ona baktığımda bana bakıyordu direk gözlerimi kaçırdım. Ve korna sesi duydum. Baktığımda babamın olduğunu anladım ve hemen yanına gidip arabaya binip yanaklarını öptüm. Babam güldü ve "Sakin prenses." Dedi. Bende radyoyu açtım. Şansıma çıkan şarkı en sevdiğim şarkıydı. Tabi bu şarkıyı Kuzey beni aldattıktan sonra bulmuştum. Şarkının nakarat kısmı gelince bende eşlik etmeye başladım.
"Ben sende yandım,sende döndüm.
Çıkar yol bulamadım bu sensizliğe.
Geceler doldu içime cevap veremedim.
Sadece gözyaşlarım kaldı sayfalarda..."O sırada eve gelmiş olucaz ki araba durdu. Ve arabadan indim. Eve giderken balkonda yine Baran vardı ama bu sefer elinde bir adet resim vardı. Resme garip bakıyordu. Imm şey gibi. Âşık gibi.. Ah Damla sanane ondan. Koşarak eve girdim. Mutfaktan mis gibi kokular geliyordu. Kesin annem yine döktürmüştü. Odama çıkıp camı açtım ve perdeyi çekip üstümü değiştirdim. Banyoya gidip elimi yıkadım ve aşağı indim. Yemeğimizi yedikten sonra yukarı çıktım ve yatağıma yatıp hayatımı düşündüm. Neler olmuştu öyle.. Hayatımın âşkını buldum derken aldatılmıştım. Sonra hayatım tamamen değişti zaten. Yeni bir şehir, yeni bir okul, yeni bir çevre , yeni arkadaşlıklar ve daha nicesi... En kötüsü de beni aldatmasına rağmen hâlâ onu seviyorum. Ağlıyacağımın farkına varınca laptopumu alıp Sude'yi görüntülü aradım. Ne kadar konuştuk hiçbir fikrim yok. Ama onunla konuşmak iyi geldi. Bazen acaba Ankara'da durmalı mıydım diye düşünmüyor değilim. Ama belki de yeni çevre bana iyi gelecektir? Laptopu kapattım ve kenara koydum. Aşağı inip dolaptan çikolatalı süt aldım. Yukarı çıkmadan annem ve babamın yanına gidip yanaklarını öpüp iyi geceler dedim. Annem "İyi gelecer bitanem" derken babam "İyi geceler prenses" dedi. Babamın bana prenses demesi çok hoşuma gidiyor. Kısa bir süreliğine yaşadığım her şeyi unutturuyor. Gülümseyip odama çıktım ve hırkalarımdan birini alıp giydim. Ve balkonuma çıktım. Dizlerimi kendime çekerek oturup çikolatalı sütümü içmeye başladım. Eski aklıma geldikçe gözümden yaşlar süzülüyordu . Sessizce ağlamaya başlayıp çikolatalı sütümü kenara koydum. Üzerimde gezinen gözler hissettim ama hiç aldırış etmeden ağlamaya devam ettim. Sanırım Baran beni izliyordu. Bir süre sonra kalkıp içeri girdim ve yüzümü yıkadım. Sonra balkon kapısını kapadım. Baran hâlâ beni izliyordu neden bilmiyorum ama bir garip hissettim. Sonra yatağıma yattım. Ve neden beni izlediğini düşünmeye başladım. O sırada uyuya kalmış olacağım ki annemin damla diye bağırma sesleri ile uyandım. Kalktığımda sersem gibiydim. Elimi yüzümü yıkamaya gittiğimde göz altlarımın hafif morardığını gördüm. Aslında pek aldırış ettiğim söylenemez. Elimi yüzümü yıkayıp odama gidip okul kıyafetlerimi giydim. Saçımı dağınık bir şekilde toplayıp parfümü sıktım. Çantamı hazırladıktan sonra Sude'ye mesaj attım.
"Günaydın bebeğim."Mesajın geç geleceğini düşünüyorum çünkü yemek yemek ile meşguldür derken mesaj geldi ve bu Sude'dendi.
"Günaydın canım." Yazmıştı şaşırdım.
"Sude 'm sen iyi misin? Yemek yemen gerekmiyor mu senin?" Mesajı gönderdim ve o beni aradı.
"Damlaaaa! Annemgil izin verdi. İzmir'e geliyorum.!"
Yorum yapıp, votelerseniz beni çok mutlu edersiniz.💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Okulun Yenisi
Chick-Litİki aşığın hikayesi... Birbirlerini bu kadar severken ya birbirlerinden vazgeçerlerse? Bir daha birbirlerine kavuşabilecekler miydi? Birbirlerine bir daha eskisi gibi bakacaklar mıydı? Hepsi kaderin kötü oyunuydu. Peki ya kader son oyunu...