....

54 5 0
                                    

Baran'ın beni öpmesinden 1 hafta geçmişti. Ve biz yavaş yavaş barışmaya başlamıştık. Yani eski Baran geri gelmişti. Eskisi gibi davranıyordu. Öykü ile ayrılmışlardı sanırsam. Çünkü Öykü eski kadar yakın değildi . Ceyda ve Sude uzun süredir ortalıkta yoktu. Bu demek oluyor ki bir şeyler planlıyorlardı.  Sonuçta yakında kokusu çıkardı.

     Öykü depresif bir hâldeydi. Sanırım gerçekten ayrılmışlardı. Çünkü eskiden hep o cırtlak ve kulak tırmalayan sesi ile gelip "Baraaan" diye bağırarak kendinden iyice soğuturdu. Ama şu son 3-4 gündür o abartılı makyajı da gitmişti.

   Baran ile ikimize gelirsek her şey daha yoluna girmişti. Konuşuyorduk,vakit geçiriyorduk.  Hatta bu hafta sonu bir şeyler yapacaktık.  Ne olduğunu ne kadar sorsam da söylememişti. Ben de  oluruna bırakmıştım.  Dediği çoğu şeyi onaylarken arada hayır diyordum. Dediği her şeye evet demenin bir anlamı yoktu, değil mi ama?

     Yine bir matematik dersindeydik. Ben yine cam kenarının arka tarafına pinekleyip test çözüyordum. İstediğim Üniversiteyi kazanacaktım.

     Ders sonuna kadar kaç test bitirdim bilmiyorum. Bazı sorular yüzünden  kafam allak bullak olmuştu. Açık söylemek gerekirse bazen matematikten nefret ediyordum. Ama yine de çözmeden duramıyordum. O yüzden sayısal seçmiştim ya... Ama şu an ki aklım olsa seçmezdim.Eşit ağırlık seçip kafamı dinlerdim.Ama tahmin edin orada hangi lanet ders var? Durun durun siz kafayı patlatmadan ben  diyeyim. İĞRENÇ COĞRAFYA !!! Coğrafya dersini hiçbir zaman sevmedim,hiçbir zamanda sevmeyeceğim.Bu değişmeyecek bir şey. 9. sınıftaki Coğrafya anılarım aklıma geliyor da... Biz o adamdan çok çektik be. Öyle böyle test çözerken düşündüğüm şeylerle dersin sonu çoktan gelmişti...Zil çalmıştı ve herkes toparlanıyordu. Ben yine ağırdan alıyordum.Baran'da beni beklemek adına ağır ağır toplanıyordu. Çoğu kişi çıkmıştı sınıftan kulaklığımı da cebime koyup kalktım ve çantamı sırtıma taktım. Sırtıma dediğime bakmayın tek omzuna. Askılıkta asılı olan hırkamı da alıp sınıftan Baran ile beraber çıktık.  Okul çoktan boşalmış gibiydi. Sessiz sakin. Keşke hep böyle olsaydı. Teneffüsleri hiç görmek istemezsiniz emin olun. Baran aniden kolunu omzuma atınca kafamı kaldırıp baktım.

"Çantanı böyle takma."

Demesiyle anlamsızca bakıp tek kaşımı kaldırdım. Kaldırmakla beraber ardından hemen bir cevap geldi.

"Omzun ağrır,bugün ki derslerin kitapları ağırdı."

Gülümsedim. Diğer kulpunu da koluma taktım. Gerçekten seviyordum galiba bu adamı. Gerçi şu midende uçuşan kelebek ayakları yoktu ama ben de onların gerçek olduğunu düşünmüyordum.  Hiçbir his midenizde kelebekler uçurmaz. Yani bence. İnsanların salak saçma uydurdukları yalanlardan başka bir şey değildi. Baran çantayı takmamla beni kendine daha çok çekip sarıldı. Gülümsemem büyümüştü.

  Zaten ev yakın olduğu için 10-15 dakikada varmıştık. Aslında daha yakındı ama biz sallana sallana yavaş yavaş yürümüştük. Barangilin evinin girişi bizden önce olduğu için gülümseyip parmak ucuna çıktım ve yanağını öptüm.

"Ben seni evin girişine kadar bırakırdım güzelim."

"Yok canım 2 adımlık yer zaten sen gir eve ben kendim giderim."

"Peki nasıl istersen öyle olsun."

Gülümseyerek eve yürüdüm,arkadan kafamı hafif çevirip baktığım da ise ellerini cebine koyup beni beklediğini gördüm. Kıkırdadım. Bir âlemdi bu çocuk. Eve girer girmez içeri seslendim.

"ANNEEE!!BABAA!!"

Belli ki ikisi de gelmemişti. Babam kesin yine nöbete kalmıştır. Annem de hangi delisiyle ilgileniyorsa artık. Hırkamı asıp ayakkabılarımı çıkardım ve odama geçtim. Çantamı yere koyup üzerime rahat bir şeyler giydim. Telefonumu da alıp mutfağa  indim. Telefonu masaya koydum. Dolabı açıp kolumu üstüne yasladım. Yiyeceklere bakıyordum.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 28, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Okulun Yenisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin