Kavga

62 3 7
                                    

Başımda bölüm paylaşmam için başımın etini yiyen bir arkadaşım var. O yüzden sık sık bölüm yazıp atmaya çalışıyorum. Neyse ona buradan selamlar.

Baran'ın attığı mesajı okuduktan sonra nedensiz bir şekilde mutlu olmuştum. Her ne kadar önemsemiyorum demiş olsa bile önemsiyordu. Hissetmiştim..

Yorgunluk üzerime iyice çökünce kendime engel olamadım ve gözlerim yavaşça kapandı.

~Baran'ın Ağzından~

Sınıfa Sude ile beraber giren kızı görünce şaşırmıştım. Sude ile Damla yakın arkadaştı. Sude'nin Damla ile beraber girmesi gerekmez miydi? Kimdi ki bu kız? Sude gittiğinden beri Damla ile telefonda da konuşmuyordu. Saçmalamayın tabii ki Damla'yı takip etmiyordum. Sadece biliyordum. Kağan kolumu dürtüp ne oluyor bakışı attı. Omzumu silkip Sude'nin dediklerini dinlemeye başladım. İsmimin Ceyda olduğunu öğrendiğim kızın bana bakışlarına sinirlenmiştim. Pek düzgün bir tipi yoktu. Mesela Damla'ya bakınca mutlu oluyordum fakat bu kızda şey tipi vardı. Orasını siz anladınız.

Öykünün önüne otururken bile o kızın bakışlarını üzerimde hissediyordum. Damla,Sude'nin yüzüne bile bakmadığına göre araları bozuktu. Ne olmuştu ki?

Sude bu kız ile geldiğine göre Damla ile aralarını bozan bu kızdı. Nasıl bozmuş olabilirdi ki? Ama eminim ki kısa sürede olay çıkardı. Ya Damla yolardı ya da Öykü..

Son ders gelmeleride saçmaydı. Umursamayıp Damla'ya baktım normalde hep test çözerdi fakat şu an kitaba boş boş bakıyordu. Anlamamıştır desem,bu konuyu iyi biliyordu. Acaba ne düşünüyordu. Onun gibi düşüncelere dalmak yerine test kitabına dönüp çözmeye başladım. Nasıl olsa son dersti ve çıkışta sorabilirdim.

40 dakika boyunca test çözmekten sıkılmıştım, Damla'yı izlemek var iken ders çalışıp,test çözmek sıkıcı geliyordu. Zilin çalması ile derin bir nefes verdim. Sınıftaki herkes çıkmıştı. Ama Damla ağırdan davrandığı için ben de ağırdan alıyordum. Çünkü onunla konuşmam gerekiyordu. Neden soğuktu bilmem gerekiyordu.

Sınıftan çıkarken kolundan tutup duvara yasladım. Biraz sert davranmış olmalıyım ki ağzından kısık bir inleme çıktı. Canını yakmak istememiştim prenses. Duygusuz bir şekilde ona baktım.

******************
Tam soruyu soracağım an Kayahan itinin sesi geldi ve prenses bir anda önümden alındı. O an Kayahan itini dövmek vardı ama Damla vardı. Onun gözünde kötü duruma düşmek istemezdim. Zaten yeterince soğuk davranıyordu. Sinirle duvara yumruk attım. Sarmam gerekecekti galiba....

~Akşam Baran'ın Ağzından~

Eve gidince elimi sarmıştım. Acıyordu... Ama yine olsa yine yapardım. Kayahan itine zaten sinirliydim bu olaydan sonra daha da sinirlendim.

Akşama kadar Damla'nın odasını izledim. Sürekli ders çalışmıştı. Kendine yazık ediyordu güzeli...

Akşam aşağı inip bir şeyler yapıp geri yukarı çıktı. Duşa gireceğini anladığım da perdeyi kapattım ve aşağı inip annemin yanına gittim. Tam da yemek masasındaydılar. Yanlarına oturup yemeye başladım. Aklım hâlâ Damla'daydı...

Yemek yedikten sonra yukarı çıktım. Perdeyi açıp odasına baktım. Işığı kapalıydı. Galiba uyumuştu. Hızla telefonu alıp mesaj yazdım. Sabah da görebilirdi ama sorun değildi. Mesajı gönderdikten sonra duşa girip yattım.

~Damla'nın Ağzından~
Sabah ayıkamadığımdan dolayı zor da olsa annemden izin koparıp okula gitmemeyi kabul ettirmiştim. Geri kafamı yastığa gömüp uyumaya devam ettim...

Saat 11.00 gibi uyandım. Kendime gelebilmek için beş dakika falan tavana bakakaldım. Telefonumun bildirim ışığı yanınca elimi uzatıp telefonu elime alıp bildirimlere baktım. Mesajların çoğu Baran'dandı. Okula gelmediğim için endişelenmişti ve çok fazla mesaj atmıştı. En sonunda da;

"Madem sen cevap vermiyorsun ben geliyorum." yazmıştı. Attığı saate baktığım da 10.56 idi. Hemen gelmemesi için mesaj yazdım.

"Gelme Baran, uyuyordum. O yüzden gelemedim. Yorgun hissediyordum kendimi. Uzun lafın kısası gelme."

Yazıp hızlıca gönderdim. Allah'ım lütfen gelmesin. Lütfen gelmesin....

      Gelmemesini umarken yaklaşık  5 dakika sonra  falan olması lazım emin değilim.  Kapı sertçe çalındı . Gelmişti işte gelme dediğim halde gelmişti. 

        Nereden mi eminim? Bu saatte annem ya da babam gelemeyeceğine göre tek seçenek vardı . Kalkıp ayna da üzerimi kontrol ettim ve aşağı indim. Yavaş ve ürkek bir şekilde kapıyı açtım. Karşımda nefes nefese olan bir Baran vardı. Şaşırdım mı? HAYIR!

     Sinirli bir şekilde bana bakıyordu.  Korkmadım değildi.  Baya korkmuştum.

"Neredesin sen? Neden gelmedin?"

Sesi yüksekti ve boynunda ki damarlar belirginleşmişti. Gerçekten korkuyordum.  Yutkunup korkudan cevap veremedim. Sanırım cevap vermememe de sinirlenmiş olacak ki çok yüksek sesle bağırmıştı.

"Cevap versene, neden bakmadın!?"

Zaten korkuyordum bu son bağırışından sonra ben de halatlar koptu ve gözümden yaşlar almaya başladı.  Başım eğik olduğu için Baran fark etmemişti büyük ihtimalle. Sinirle bir şeyler diyordu ama ben anlamıyordum. En sonunda bir kere daha bağırıp kafamı kaldırdı.  Ağlayınca burnum da gözlerim gibi kıpkırmızı olurdu.
  
     Sadece hastaydım. Neden gelip böyle bir şey yapmıştı ki? Attığım mesajda da bunu belirtmiştim zaten. Yoksa mesajı okumamış mıydı? Belki de kırılacağımı bilmiyordu. Ama alıngan birisi olduğumu biliyordu. Bunu da bilmesi gerekirdi.

     Gözlerine bakınca,pişmanlığı gördüm. Ama son pişmanlık nafile etmezdi. Aşırı alıngan ve kırılgan birisi olduğumu biliyordu. Buna eminim. Sesim nasıl çıktı hiçbir  fikrim yoktu.  Tek bildiğim titrek olduğuydu.

"G-git..."

   Baran tam bir şey diyecekken  kapıyı yüzüne kapattım ve kapatmam ile ağzımdan hıçkırık kaçması bir oldu. Bağırması çok zoruma gitmişti. 

      ~Baran'ın Ağzından~
Damla sabah gelmeyince meraklanmıştım. Ve bir kaç kez arayıp mesaj atmıştım. En sonunda çok meraklanıp evine doğru yürümeye başladım.  Telefonuma bildirim geldi ama umursamadım. Hâlâ geri dönmediği için meraklanıp koşmaya başladım.

      Kapısını çaldığım da  nefes nefeseydim. Bir iki dakika sonra kapıyı açtı. İyi olduğunu gördüğümiçin rahatlamıştım.  Ama bir yandan da neden mesajlarıma cevap vermediği için sinirliydim. Ve kendimi tutamayıp bağırdım. Bir süre sonra kafasını eğdi.  Cevap vermemesine iyice sinirlenmiştim.  Son bir  kez daha bağırıp kafasını kaldırdım. Bu sefer sesimin tonu daha yüksek çıkmıştı.

     Ağlıyordu... Sevdiğim kızı ağlatmıştım. Evet sevdiğim kadın demiştim. Bunun farkında varmıştım. Seviyordum. Gerçekten seviyordum.

   Şimdi diyeceksiniz ki Öykü ile sevgilisin? Bugün Damla gelseydi onun gözünün önünde ayrılacaktım.  Ama   gelmeyince  çok endişelenmiştim. O yüzden de hızla gelmiştim.

     Gözleri kıpkırmızıydı. Burnu da öyle...

Çok kırılgan ve alıngan biriydi. Bunu bile bile ona bağırmıştım.  Salak kafam.  Kırılgan ve alıngan biri olduğunu biliyrodum. Bunu bile bile ona bağırmıştım.

    ~Damla'nın Ağzından~
Yere çöküp ağlamaya başlamıştım. Gerçekten çok kırılmıştım. Ve kolay kolay affedebileceğimi sanmıyordum. Yavaşça kalkıp yukarı çıktım.  Yatağıma yatıp ağlamaya devam ettim. Baran'ı böyle tanımazdım. Düşünmezdim bile.  O şekilde tekrar uyuyakalmışım bile....

Okulun Yenisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin