Onun Burada Ne İşi var?

65 6 1
                                    

YORUM YAPIP VOTE VERİRSENİZ ÇOK MUTLU OLURUM


O gece Sude'nin o fotoğrafları atması beni çok kırmıştı.Kuzey beni Ceyda ile aldatmıştı.Sude ise o kızla sarmaş dolaştı. Hangi yakın arkadaş hatta kardeş bunu yapardı?O kadar yıl arkadaşlıktan sonra bana bunu nasıl yapmıştı? Nasıl ikimizi aynı kefeye koymuştu?Gerçek arkadaşlık ,kardeşlik bu muydu? Bunları düşünürken daha çok ağlamaya başlamıştım. Ve kesinlikle şu an pandaya benziyordum. Rimelim çok kötü derece de akmıştı. Çünkü kaç saattir ağladığımı bilmiyorum. Tâ ki Baran balkondan bana seslenene kadar. Bu saate kadar annemgil nasıl duymadı derken babamın nöbette olduğu annemin ise bu gece arkadaşlarıyla yemeğe gideceği aklıma geldi. Baran daha fazla seslenince üstüme hırka giyip balkona çıkıp ona aktım.

"Ne oldu Damla?"

"Ne yapacaksın Baran? Çok mu umrunda sanki"

"Evet çok umrumda."

"Sen git Öykü ile ilgilen."

"Saçmala Damla, şu haline bak bi."

Göz devirerek önüme döndüm. Anlamıyordum. Gerçekten anlamıyordum. Şimdiye kadar nasıl davranıyordu,şimdi nasıl davranıyordu. Değişik birisi. Hem de çok değişik birisi.Onun ile konuşurken kendimi kaybediyordum. Ve bu bazen iyi bazen ise kçtü oluyordu. Ona aşık olmak veya sevmek istemiyordum. Bu yıl son seneydi.Belki onu bir daha görmeyecektim. Hem o zaten Öykü'yü seviyor. Sevmese neden onunla olsun ki? Şöyle bir düşünüyorum da hiçbir güç beni sevmediğim biri ile birlikte yapamazdı. Baran'ı umursamadan odama geçtim ve balkon kapısını kapattım. Onun sesini duymak istemiyordum. Çok gelgitliydi. Evet iyi birisiydi ama bir böyle bir şöyle davranıyordu. Bu da benim canımı sıkıyordu. Yarın okul vardı ve Sude gelecekti. Sınıfımı değiştirmeyi o kadar çok istiyordum ki...

En fazla yerimi değiştirebilecektim ne acı.Zaten son senemiz olduğu için sorun etmemem lazımdı.Oturup test çözerdim. Aslında ben ODTÜ'yü istiyordum. Ki hâlâ istiyorum ama Kuzey orada, Ceyda'da ve büyük ihtimalle Sude'de oraya gider. Bu yüzden hayallerimden vazgeçeceğim.Çünkü ODTÜ'ye gitmeyi Sude ile planlamıştık. Tabii her şey puanıma bağlı ama olsun. Zaten istediğim bölüm Yabancı Dil Öğretmenliğiydi. İzmir'de okumak istesem bölümüm için en iyi yer Dokuz Eylül Üniversitesi olurdu. Ama İstanbul'da daha iyileri varken...

Of Damla,bir dur kızım daha sınava var nasıl olsa. Hele bir puanını öğren bakalım. Belki puanın yetmeyecek? O zaman daha çok üzüleceksin böyle düşündüğün için. İç sesimin haklı çıkmasına sinir oluyordum. Oflayıp kendimi yatağa bıraktım. Daha sınava vardı. Ne diye bunları düşünüyorsam. Elimle alnıma vurduğum anda camıma atılan şeyle irkildim. Telefonumu alıp saate baktım. 22:30'du. Bu saatte kim olabilirdi ki... Kalkıp cama baktığımda kimi gördüm bir tahmin edin bakalım?

Baran dediğinizi duyar gibiyim. Ama maalesef yanlış cevap. Gelen Kayahan'dı. Siz de şaşırdınız mı? Acaba ne isteyecekti. Umarım dışarı çağırmazdı. Yoksa giderek bana bağlanacaktı. Ve ben bunu istemiyordum. Beste ile aralarını yapar kendimden uzaklaştırırım diyordum ama onunla da küstük. En çok korktuğum şey başıma gelecekti galiba....

Kalkıp camdan ona baktım. Gülümseyerek bana bakıyordu;

"Hadi aşağı gel biraz gezelim." dediğim başıma gelmişti.

"Olmaz Kayahan,gelemem." suratını asarak bana baktı.

"Sorun annengil mi? Ben konuşurum onunla tabii istersen?" ya of Kayahan

"İyi konuş bakalım." demem ile bizim kapının önüne gitmesi bir oldu. Bu nasıl bir çocuktu ya...

Annemin kapıyı açma sesini duyunca üstüme t-shirt altıma da siyah bir pantolon giydim.Saçımı açıp taradım.Akşamları genelde çok esmezdi. O yüzden hırka almadım ve aşağı indim. Babam,Kayahan'a öldürecek gibi bakıyordu. Ben bile tırsmışken Kayahan gülümsüyordu. Annem olmasaydı babam şimdiye Kayahan'ın hakkından gelmişti. Annem "Tabii çıkın,gençsiniz gezeceksiniz." deyince babam da hatlar koptu ve anneme ölümcül bakışlar atmaya başlamıştı ve kısa bir süre geçtikten sonra "23:00'dan önce evde olacaksanız." dedi. Anneme baktığım da ise Kayahan'a "Ben onu ikna ederim siz gezin." diye fısıldamıştı. Bunu duyunca gülmüştüm. Annem fena kadındı. Ben de ona çekmiştim. Bazen en masum olduğum anlarda bile aklımdan ne sinsilikler geçiyordu. Hani şey deyler ya şeytana bile pabucunu ters giydirir bu diye heh işte bazı zamanlarda öyle oluyordum. Ama bunun için çok kırılıp üzülmem gerekiyordu. Kayahan bana seslenince telefonumu alıp ayakkabılarımı giydim. O da çıkınca yürümeye başladık. Baran hâlâ balkondaydı. Gözlerinin Kayahan ve ben de olduğunu hissedebiliyordum. Baran'ı umursamak istemiyordum. İzmir akşamının keyfini çıkartmak istiyordum. Sude'yi de umursamak istemiyordum. Bomboş kafa ile bir gece de mutlu olup,mutlu uyumak istiyordum.Denizin kokusunu içime çektikçe huzur buluyordum. Kayahan ile yürümeye devam ederken ileride pamuk şeker ve elma şeker satan bir satıcı vardı. Gördüğüm an gülümsemiş olmalıyım ki Kayahan bana döndü.

"İstersen alalım ." deyince dünyalar benim olmuş gibi hissettim ve kafamı sallayıp adımlarımı hızlandırdım. O da kahkaha atıp adımlarını hızlandırdı. Önüne geldiğimiz de bir pamuk şekere bir elma şekere bakıyordum. O sıra da Kayahan'ın sesi dikkatimi dağıttı.

"İki elma şeker alabilir miyiz?"

Biraz emrivâki olmuştu ama olsun,elma şeker severdim. Adam,Kayahan'ın demesiyle kafasını salladı ve iki tane elma şeker uzattı. Para çıkarmak için elimi cebime atacağım sıra da Kayahan çoktan parayı uzatmıştı. Bana dönüp elma şekerini verince gülümsedim. Aslında Kayahan iyi biriydi. Yakışıklıydı da... Ama beni ölen sevgilisine benzetip o yüzden yakın davranıyor olması,yani öyle de olmayabilirdi ama neden ise bana öyle geliyor,beni üzüyordu. Bana, ben olduğum için böyle davranmasını daha çok isterdim. Bu aklıma gelince tüm keyfim kaçmıştı ve elma şekeri yedikten sonra eve gitmek istediğimi söyledim.Başlarda nedenini sorsa da sonradan pes etti ve kabul etti. Şekerleri yerken bir yandan da eve doğru yürüyorduk. Tabii annemin beni Kayahan ile tanıştırdığında aklındaki şeyi düşünebiliyordum. Elma şeker bittiğin de kapının önündeydik. Teşekkür edip eve girecektim ki beni kendine çekip ,tabii herkes dudağımdan dememi bekliyor ama, yanağımdan öpüp arkasını döndü. Ellerini kot ceketinin ceplerine koyup yürümeye başladı. Şaşırmıştım,cidden şaşırmıştım.Çok durmadan eve girdim. Annem erken geldiğim için bana bakarken,babam anneme zafer bakışlarını gönderiyordu. Bu hallerine gülüp;

"Ben odama çıkıyorum,uyuyacağım. İyi geceler." deyip odama çıktım. Pijamalarımı giyip kendimi yatağımın rahat,yumuşacık ve sıcak kollarına bıraktım.

~ERTESİ GÜN SABAH~

Sabah alarmın pis sesiyle uyandım. Sevmiyordum,sevmeyecektim de. Zorla yatağımın sıcacık kollarından kalkıp banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkadım ve havlu ile kuruladım. Aynada yüzümü inceledikten sonra odama geçip çantamı hazırladım. Mâlum dün gece direk uyudum. Çantamı kapının önüne koyduktan sonra okul kıyafetlerimi giyip üstüne hırkamı giydim. Saçımı balıksırtı ördükten sonra hazırdım. Aslında okula gitmek istemiyordum. Çünkü o gelecekti,o kişinin kim olduğunu gayet iyi biliyorsunuz, ve ben onun yüzünü bile görmek istemiyordum.Ama maalesef ki gitmek zorundaydım.Aslında kaçabilirdim ama bu son senemizdi ve ne kadar çok ders kaçırırsam,ki kaçırsam da çoğu zaman sadece test çözüyorduk yani pek bir şey kaçırmazdım ama evde de test çözmek içimden gelmiyordu yani uzun lafın kısası gidecektim, bir şey olmazdı ama olsun.

Çantamı alıp aşağı indim. Ayakkabımı giyip evden çıktım. Yolda giderken Simit&Cafe'den simit aldım ve yiyerek gittim. Okula vardığım da yeni öğrenci dedikoduları vardı. Dönem ortasında kim gelirdi? Sınıfa girmemle şaşırmam bir oldu. ONUN BURADA NE İŞİ VARDI!!??

<3 <3 <3 EVEEEEET , YENİ BİR BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM BİRAZCIK GECİKTİ AMA OLSUNDU. BİLİYORSUNUZ Kİ 1 GÜN SONRA OKULLAR AÇILIYOR :(( VE BU YÜZDEN BÖLÜM ATAMAYACAĞIM. YANİ ATSAM DA ÇOOOOK UZUN ZAMAN SONRA. ÇÜNKÜ LİSE 1 OLDUM VE DERSLERE ASILMAM LAZIM. OFF NEYSE ÇOK KONUŞTUM. VOTE VERİP YORUM YAPARSANIZ MUTLU OLURUM KUŞLARIIIIM. <3 <3 <3

Okulun Yenisi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin