2. Eğlenmeye Hazır Mısın?

40 1 0
                                    

Hazır olduğumda bir an bile kaybetmeden dışarı çıktık ve Jessa'nın adlandırdığı gibi "yazın ilk ve en güzel partisi"ne gitmek üzere yola koyulduk. Jessa kısa bir süre önce ehliyet almıştı, bu yüzden yepyeni arabasını sürebilmek için her fırsatı değerlendiriyordu.

Kasabamızın dar ama sevimli sokaklarından geçerken yeni hayatıma ilk adımımı atmak üzere olduğumun farkına vardım. Bu partide yeni arkadaşlar edinmeliyim diye düşündüm kendi kendime.

Düşüncelerim Jessa'nın "Eğlenmeye hazır mısın?" demesiyle sona erdi. Camdan dışarı baktığımda karşımda büyük, havuzlu bir villa görüyordum. Burası kasabanın popüler çocuğu Liam Andrews'un eviydi. Onun adını duyduğum an, evinin önünden her geçtiğimde tüylerim diken diken oluyordu. Liam burada çok kötü bir çocuk olarak biliniyordu, kızların onu sevmelerinin tek sebebi de "kötü çocuk" imajına sahip olması ve yakışıklı olmasıydı. Sürekli kavga çıkarıyordu, insanları bilerek kendine düşman ediyordu ve popüler olmasının tek sebebi de buydu.

Sağ tarafımızdaki lüks eve biraz daha baktıktan sonra Jessa'ya döndüm ve hiç düşünmeden, "Buraya kesinlikle girmeyeceğim! Sen kafayı mı yedin?" diye fısıldadım sinirli bir şekilde.

"Ash, ne olacak ki? Liam'ı sevmiyorsun biliyorum ama ona bulaşmamız gerekmiyor, tamam mı? Şimdi kalk ve biraz eğlenmene bak."

İlk başta Jessa'ya partinin nerede olacağını sormamakla hata yaptığımı düşünüp kendime kızdım ama sonra Liam'dan korkmamın saçma olduğunu, sonuçta burada benim yaşımda başka birçok genç olduğunu hatırlayıp arabadan çıkma cesaretinde bulundum.

Kapıya yaklaştıkça kalp atışlarımın hızlandığını fark ettim. Heyecanlanmamın sebebi sadece ilk defa böyle bir partiye gidiyor olmam değil, böyle bir çocuğun partisine gidiyor olmamdı. Hakkında beni huzursuz eden binlerce şey duyduğum, yanında bile durmaktan korktuğum birisinin ayağına gidiyormuşum gibi hissettim kendimi. Jessa da bu gerginliğimi fark etmiş olmalıydı ki bana "rahat ol" dercesine bir bakış attı.

Kapıyı çaldığımızda önümüzde iki tane uzun boylu çocuk belirdi. İkisinin de bakışları oldukça sertti, tam da Liam'inkiler gibi. Bunlar onun en yakın arkadaşlarıydı. Bir süre bize baktıktan sonra esmer olan çocuk, "Siz kimsiniz? Davetli miydiniz?" diye sordu.

Tam ağzımı açıp benim davetli olmadığımı söylemek üzereydim ki Jessa sözümü keserek, "Evet, tabii ki davetliyiz. Bizi Liam'ın ta kendisi davet etti!" dedi kocaman bir gülümsemeyle. Ona hemen "sen ne dediğini sanıyorsun" bakışı fırlattım fakat o beni görmezden gelip hemen içeri daldı ve girer girmez Liam'la karşı karşıya geldik.

Hemen başka tarafa yönelmek üzereydim ki Jessa kolumdan tuttu ve beni Liam'ın yanına sürükledi. Bu davranışları karşısında fazlasıyla afallamıştım ve nasıl bir tepki vereceğimi bilemiyordum.

Liam'dan olabildiğince uzak durmaya çalışıyordum ancak bakışlarını üzerimde hissediyordum ve bu pek de hoş bir his sayılmazdı. Tam o sırada Jessa büyük bir heyecanla, "Liam! Burası çok eğlenceli gözüküyor, davet ettiğin için teşekkür ederiz. Bu da sana bahsettiğim arkadaşım, Ashley," dedi ve beni bir kez daha hayrete düşürdü.

Jessa'nın bu sözlerinden sonra Liam'la göz göze geldik, bir süre beni hafif bir gülümsemeyle süzdü ve, "Ben daha güzel bir kız getirirsin diye düşünmüştüm ama olsun, size iyi eğlenceler," dedi ve havalı bir şekilde yanımızdan uzaklaştı. Öküz işte, ne beklersin!

Uzaklaştığından emin olduktan sonra Jessa'ya döndüm ve sinirli bir şekilde, "Bu neydi şimdi?!" diye sordum. O da beni bir kenara çekip her şeyi en başından anlattı. Meğer Andrews ailesi Jessa'nın ailesiyle yıllardır tanışıyormuş ve bundan dolayı sık sık görüşmek zorunda kalıyorlarmış. Liam'ın bu partiye Jessa'yı çağırmasının sebebi de ailelerinin bu kadar yakın olduğundan dolayı çağırmazsa ayıp olacağı içinmiş. Bunları duyduktan sonra bir an için şaşırdım fakat sonra, "Neden bunları partiye girmeden önce söylemedin ki?" diye sormadan edemedim.

"Çünkü söyleseydim asla gelmezdin."

Biraz daha oturup sohbet ettikten sonra kendimizi dans pistine atmaya karar verdik, sonuçta oturmaya gelmemiştik öyle değil mi? En sevdiğim Rihanna şarkısı eşliğinde dans etmeye başladık ve kendimizi müziğe bıraktık. Tam kendimi parti moduna iyice kaptırmıştım ki gözüm karşıda bir koltukta oturan Liam'a ilişti. Sanki bana doğru bakıyordu, ona baktığım an kafasını çevirdi ama hemen sonra tekrar göz göze geldik. Bu sefer bana baktığından kesinlikle emindim ve anında sırtımı dönüp görmemiş gibi davrandım. İşe yaramamış olacak ki birkaç saniye sonra yanıma geldi ve, "Hiç benlik bir kız değilsin ama seninle saatlerce dans edebilirim hanımefendi," dedi sırıtarak.

SENSİZ.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin