-29-

1.6K 107 116
                                    

3K İÇİM ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM, BENİ ÇOK MUTLU ETTİNİZ :)

İYİ Kİ DOĞDUN MATTHEW!

HAYATIMDA GÖRDÜĞÜM EN YETENEKLİ EN YAKIŞIKLI SES TONUNA KADAR SEVDİĞİM OYUNCU, EĞER BİR GÜN SENİ GÖRÜRSEM YAPACAKLARIMI BİR BEN BİR ALLAH BİLİYOR. -SANIRIM BU YÜZDEN ALLAH BİZİ KARŞILAŞTIRMIYOR SJSJS-

(YILLAR SONRA: MATT'İ GÖRDÜ, AMA HEYECANDAN KASKATI KESİLİP HİÇBİR ŞEY YAPAMADI VE HAYATININ SONUNA KADAR BU PİŞMANLIKLA YAŞADI)

BU BÖLÜMÜ BİRAZ UZUN MU YAZSAM NE DERSİNİZ?

BU BÖLÜME BİR ŞARKI ADAMAK İSTEDİM; AWOLNATION- RUN.

BU ŞARKI ALEC'TEN BRANDON'A GELSİN, ZAVALLI ÇOCUK.

(Başka bir Luna örneği, gelecek bölümlerde de Brandon'ı paylaşacağım)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Başka bir Luna örneği, gelecek bölümlerde de Brandon'ı paylaşacağım)

BAŞLAYALIM!

-

Clay ve Jace yemeklerini yedikten sonra, Magnus Alec ve Luna onları uğurlar ve kapı kapandıktan sonra evde derin bir sessizlik olur.

Luna ve Magnus, kesinlikle Alec bir bakış dahi atmaz, hemen yanından ayrılırlar çünkü ona yaptıkları için kızgındırlar. Gerçi hakısızda değillerdir, Alexander bu gece onları çok zor durumda bırakmıştı.

Alec ilk başta bu sessizliği normal bulsa da eşinin ve kızının tuhaf sessizliğini -çünkü ikisi de konuşmaya bayılır- geçte olsa fark eder.

"Ne oldu?" diye ortaya bir soru sorar Alec, ancak ikisi yine cevap vermez, Luna sinirle merdivenlerden yukarı çıkar ve kapısını sertçe kapatır, eğer babasıyla konuşmaya başlarsa bunun büyük bir kavgaya dönüşeceğini biliyordur, bu yüzden onunla hiç konuşmamayı tercih eder.

Alec yavaşça yemek masasında ki yemekleri büyüyle kaldıran Magnus'a doğru yaklaşır. Sakin bir ses tonuyla eşine seslenir, ancak Magnus onu kale almaz, sanki Alec orada hiç yokmuş gibi büyü yapmaya devam eder.

Harika, diye düşünür Alec, 800 yaşındaki büyücü eşim bana trip atıyor.

Bir süre Magnus'ı izler. Tavırlarında, sessizliğinde ve büyüyü yaparken ki el-kol hareketlerinden gerçekten sinirli olduğunu anlayabiliyordu. Bunun böyle süremeyeceğini düşünen Alec, -Luna'nın siniri daha uzun sürerdi- en azından Magnus'ıla konuşmayı planladı.

Brandon, Jace'in 'mağlum' sorusuna 'mağlum' cevabı verince, Alec sinirden sıktığı bardağı kırmış, ardından yemek masasındaki tabakları -üzerindeki yemek artıklarıyla beraber- sinirle Brandon'nın üzerine atmış, sonra Alec sandalyenin altında -Magnus'in orada saklandığını bilmediği- bir yay çıkarıp büyük bir hışımla ona doğru oklar atmıştı.

Brandon genç olsa da atikti, yaşadığı büyük şaşkınlık ve korkuyla deyim yerindeyse topuklarını kıçına vura vura kaçmayı başarmıştı. Bütün bu olanlar sırasında Magnus eşine durmasını söyleyip bağırıyor, Clary ortalığın oluşturduğu garip duruma gözlerini büyüterek bakıyor, Jace parabatiasinin bu komik ve öfkeli haline kendisini tutamadan haykırarak gülüyordu.

Malec Aşkına!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin