Ezgi ile Ersin çok iyi arkadaş olmuşlardı. Ersin cidden de iyi biriydi. Her teneffüs Ersin Ezgi'i çağırıyordu. Muhabbet ediyorlardı. Çok tatlılardı. Biz de Aslı ile kantine gidiyorduk. Aslı'nın 11/G den sevgilisi varmış. Onu görmeye falan gidiyorduk. Aslı 'Sana da bulalım, sana da bulalım.' diye tutturdu. Ben 'Yok sağ ol.' deyip geçiştiriyordum. Yoksa başımdan düşmüyordu. Tutturdu bir sevgili diye.
İlk dersimize girdik. Nur ile ben, Ezgi ile de Aslı oturuyordu. Biz en ön, Ezgi'ler bizim bir arkamızda oturuyorlardı. Afetler cam kenarı en arka sıraya köşk kurmuşlardı. Her zaman, her gün oraya oturuyorlardı. Biz okula başlayalı 2 hafta olmuştu. Hocalarımızın hepsi bizi tanıyordu biz de onları tanıyorduk. İlk dersimiz, sınıf hocamız Müjde Aydoğan ileydi. Kapı açıldı ve Müjde hoca ardından bir erkek çocuğu girdi. Saçları sarı, gözleri ise siyahtı. Çok tatlı gözükmüştü gözüme. Müjde Hoca elini çocuğun omzuna atarak;
" Evet çocuklar. Bu yeni öğrencimiz ' Serkan Serin '. Ankara'dan geldi. Ortalaması yüksek olduğundan şanslısınız. Hadi Serkan otur bir yere. "
"Tamam hocam. "
Herkesin gözü çocuktaydı. Serkan'ın yüzü kıpkırmızı olmuştu. Ezgiler'in yan sıraya oturdu. Malum en arkalar ve en önler doluydu. O da rastgele bir yere oturmuştu. Serkan hocadan gözünü ayırmıyordu. Nereden mi biliyorum? Çünkü derste çaktırmadan onu izledim. İyi bir çocuğa benziyordu. Teneffüs çalmasına 4 dakika kala sınıfımıza bir erkek çocuğu daha geldi. Çocuğun tipinden konuşursak tam bir egoistin tekiydi. Düğmeler yarım yamalak açık, çanta tek kolla taşınıyor, ayakkabı bağcıklarının yarısı açık ve saçı havada bir çocuktu. Hoca onu görünce şaşırdı:
" Oğlum senin bu halin ne? "
" Of hocam ne var halimde. Size mi soracağım hem? Koskoca Müdür'ün oğluyum ben. "
Herkes bir ağızdan ' CİDDİ MİSİN? OHA ! ' dedi. Nur kulağıma fısıldadı; ' Çocuk çok tatlı ama. ' ben de ona tiksinmiş gibi bir göz ifadesiyle baktım. Çocuk düzgün değildi. Bir yeri yamuk diğer yeri düzdü resmen. Ama müdürün oğlu ya, laf geçirtemezsin şimdi. Ama ben Afetler'e ne yaptıysam ona da yaparım, yeter ki istesin.
" Aaa Umut çocuğum hoşgeldin. Arkadaşlar bu Müdürümüzün oğlu ' Umut Sekmen ' inşallah iyi arkadaşlıklar kurarsınız. Hadi çocuğum otur bir yere. "
" Bana birdaha çocuğum demezseniz iyi edersiniz. "
Çocuk resmen hocaya karşılık gelmişti. Hoca da bir şey diyemiyor suspus oluyordu. Ben orada ona karşı çıkmak istedim. Çıktım da:
" Ya afedersin ama karşındaki senin hocan, öğretmenin. Ne biçim konuşuyorsun sen? "
Çocuk sinirlenmedi bile.
" Ya tövbe ya. Kızım sa-na-ne ! Müdürün oğluyum ben istediğimi yaparım da, söylerim de! "
Sonra bununla uğraşılmayacağını anladım ve yerime oturdum. Herkes şaşkın şaşkın bana bakıyordu. Müjde hoca da. Benim yüzüm kıpkırmızı olmuştu. Umut ayakta bana bakıyordu. Sırıttı ve en arkada oturan Halil ve Eren'i kaldırdı oraya kendisi oturdu. Halil ile Eren de aralarında ona sövüyorlardı. Nereden mi biliyorum? Aynısını Afetlere de yaptılar çünkü. Halil esmer, siyah saçlı bir çocuk. Eren kumral mavi gözlü bir çocuk. Resmen çok farklılar. Fakat çok yakın arkadaşlar. Her neyse konumuza dönelim. Ezgi arkadan sırtımı parmaklıyordu. Arkamı dönmeden ona cevap verdim. ' Ne var? ' diye haykırdım ' Of ne kızıyosun, neyse bu çocuk sana niye güldü bakayım' diye fısıldadı Ezgi. Ben cevap vermedim. Bu 4 dakika içinde bunlar yaşandı. Ben de şaşkındım. Ama teneffüsümüzün 2,3 dakikası gitmişti. Hoca sınıftan ayrılınca Ersin hemen Serkan'ın yanına koştu. Bunları Ersin anlatıyor tabi. Ersin: ' Merhaba, Serkan'dı değil mi? ' Serkan : ' Evet Serkan adım. Senin? ' Ersin: ' Benim de Ersin. Şu 4'lü kız grubu arkadaşlarım olur. Canan, Nur, Aslı ve Ezgi. Onlarla da tanışmak ister misin? ' Serkan saçını düzelterek: ' Tabi olur. ' diğer anlatacaklarım bana ait. Sonracıma işte Ersin bizi yanlarına çağırdı. Aslı gelmek istemedi çünkü sevgilisiyle buluşacaklardı. Biz Serkan ile Ersin'in yanına gittik. Ersin'in yanına oturdum ben. Aslında Ezgi otursa daha iyi olurdu fakat nedense Ersin'in yanına geçtim:
" Merhaba Serkan. Ben Ezgi. Tanıştığıma memnum oldum. "
" B-bende. "
" Bende Nur. Tanıştığıma memnum oldum Serkan !"
" B-bende. "
" B-bende Canan. Tanıştığıma memnun o-oldum. "
" B-bende. "
Çocuk resmen herkese aynı cevabı verdi. " Bende, bende, bende. " Sonracıma ben oradan ayrılmak için bir arkadaşımız ile buluşacaktık dedim ve oradan ayrıldık. Biz gittikten sonra konuştuklarının hepsini Ersin anlattı.' Sordum ben " Hoşlandığın biri oldu mu? Gerçi hepsinde kekeledin. Yoksa kızlara alerjin mi var? " dedim. Serkan, nazik çocuğumuz " Yok. Ben herkese karşı öyleyim. " diyerek geçiştirdi. Ben gülmeye başladım " Ciddi misin? En azından birilerinden hoşlanmışsındır oğlum iyi misin? " dedim. Çocuk resmen kıpkırmızı olmuştu " Ya yok işte daha ne ısrar ediyorsun ki? " dedi ve kafasını çevirdi. Ben de " Of be oğlum. Nazikliğini bırak. Neyse zil çaldı diğer ders görüşürüz. Diğer kızları falan anlatırım sana. " dedim ve sıranın üstünden atladım. Sırama oturdum. '
Biz onu yokladık iyice. Çünkü Ersin sır tutan biridir. Ama gerçekten de çocuk bir şey dememişti. Aklınızdan Ersin kız gibi davranıyor gibi düşünebilirsiniz. Ama gayet ciddi, çalışkan ve kibar. Şu egoist hakkında konuşmak istemiyorum..
NOT: Dün bölümü yetiştiremedim kusura bakmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessizlik
Mystery / ThrillerBu hikayede küçük bir kızın yaşam öyküsü yer alınmıştır. Tamamen kurgudur. Kızın hastalıklarla mücadelesi ve yükselişinden bahsediliyor. Burada Daha çok Gerilim dolu Anlar, Hüzünlü anlar yaşayabileceğiniz bir kitap olacaktır. UMARIM BEĞENİRSİNİZ!..