Bölüm 5 / Geri Dönüş

53 2 0
                                    

Uyandığımda odamdaydım. Yanımda dünkü doktor vardı. Uyandığımda;

"Sonun da uyana bildin güzel kız." dedi. 

"İltifatınız için teşekkürler fakat saçlarım olmadan hiç de güzel değilim." dedim ben de üzülerek.

"Ah öyle deme. Kafana bak saçların çıkmış !" diye haykırdı doktor.

Ben heyecandan kafamdaki bereyi çıkaramamıştım bile. Ellerim başıma doğru yöneldi. 

"Canım bereni çıkartmadın ?" dedi doktor.

Ben hemen, hızlıca beremi çıkarttım. Üstümdeki yorganı fırlattım, terliklerimi giydim ve aceleyle serumumu almaya çalıştım. Fakat serumum yoktu. Şaşırdım. Aradım serumumu. Alıştığım yer de yoktu. Sağımda, solumda. Ellerime baktım. Elimde serumun yerinde sargı bezi bağlanmıştı. Anlamıştım. İyileşmiştim ! 

" Şaka mı bu? İyileştim mi ben !" diye bağırdım. Doktor pek sevinmemişti.

"Evet güzelim iyileştin. Ama arkadaşın.." 

"Arkadaşım; Ezgi mi?" dedim haykırarak.

Doktor cevap vermedi. Başımı okşadı ve odadan çıktı. Peşinden gidecektim ki, bunu fark edip camdan ' Peşimden gelmene gerek yok. ' anlamı ifade eden bir hareket yaptı. Ben de yeni fark etmiştim; terlik yerine çorap giymiştim. Ayaklarımı yatağın üstüne doğru uzattım. Kafamdaki bereyi solumdaki çekmeceli sehpaya koydum. Bir yandan mutlu bir yandan üzgündüm. Ezgi'ye bir şey olmuştu, biliyordum. Ben dalıp gitmişken, içeriye hemşire girdi. 

" 1 haftaya kalmaz taburcu olursun canım. Bir yakının var mı çağıralım gelip alsın. " dedi tatlı hemşire.

" Şey, benim ailem yok. Ben yetimhanede kalıyorum. " dedim yüzüm kızararak.

" Ah çok özür dilerim canım. Her gün gelen o kadın Müdüren mi oluyor? " dedi hemşire.

" Evet. Rica etsem ona haber verir misiniz? Bir de Salih Doktoru çağırır mısınız? " dedim art arda. 

Tatlı hemşire 'Tamam' dedi ve odadan ayrıldı. O sırada son 2 sayfasını okumadığım kitabım geldi aklıma. Sol sehpada öylece duruyordu. Sanki ' Haydi al beni artık, bitir. ' diyordu. Elime aldım. Tozlanmıştı. Üstünü sildim ve son 2 sayfasını açtım. (Sondan 4. sayfa oluyor. Çünkü son 2 sayfası önerilerle dolu.) Kitabı yavaş yavaş okumaya başladım. Bitmesini istemiyordum. Sonra bir anda sanki öğretmencilik oynuyormuşum gibi davranmaya başladım. Deliriyor muydum ne. 16 yaşımda oyun oynuyordum. Bunun farkına ilk Salih Doktor vardı.

" Kendi kendine mi konuşuyorsun? " dediğinde kendime geldim.

" Ha yok kitap okuyordum. " dedim haykırarak.

Yandaki yumuşak ve eski koltuğa oturdu. Gözlüğünü ve kitaplarını, eskimiş biraz da tozlanmış masanın üstüne koydu. Bir kaç dakika bakıştık.

" Beni çağırmışsınız cici kız? " dedi Salih Doktor.

" Evet, bana söylemeniz gereken şeylerin olduğunu düşünüyorum. " dedim kararlı bir şekilde.

" Size Kenan Beyin anlatmış olması gerek. Her neyse cici kız benim ameliyatım var geç kalmamam lazım görüşürüz. " dedi ve koşar adımlarla odadan çıktı. Kendi kendime ' Kenan da kim? Acaba dünkü doktor mu? ' diye düşünmeye başladım. Sonra aklıma Ezgi geldi. Kitabımın son yarım sayfasını okumadan masanın üstüne bırakıp, terliklerimi giydim. Tam ayağa kalkacaktım ki Salih Doktor'un gözlüklerini ve kitaplarını masanın üstünde unuttuğunu gördüm. Ama Ezgi benim için daha önemliydi. Ayağa kalktım ve 4 yıldır ilk defa serumsuz yürüyordum. Çok değişik bir duyguydu. Kapıyı açtım ve karşımda Müdüre vardı. Ben '1 dakika' işareti yapıp hızlıca Ezgi'nin olduğu yöne doğru ilerledim. Yoğun Bakımda yoktu. Herhalde normal odaya çıkmıştı. Ezgi Aslan'ı DANIŞMA'ya sordum. ' Ezgi Aslan, Ezgi Aslan.. Hah buldum. İleriden sağdaki oda. 123 nolu odada.' Şaşırmıştım çünkü 123 nolu oda benimdi. ' Yanlışlık olmasın? 123 nolu oda benim de; Canan Kuzey' Kadın şaşırmış gözlerle bana baktı. Sonra da adımı aradı. ' Yanlış bakmışım pardon. Ezgi Aslan 132. odada. ' dedi. Teşekkür ettim ve odaya doğru koştum..

SessizlikHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin