' Bu gün okula gideceğim. Yetimhaneye yerleştim bir güzel. Ezgi de bir haftaya kalmaz gelecek yetimhaneye. Ben gitti gideli yetimhanede güvenlik arttırılmış, duvarların üstüne tel çekilmiş. Çok tebrik ettim doğrusu. Çocuklar için küçük bir oyun alanı yapmışlar. Bizim gibiler için spor, oturma yerleri yapmışlar. Yetimhanenin bahçesi hiç düşünemeyeceğiniz kadar büyük. Yani o kadar olmasa da en azından bunlar sığıyor ve ortası boşta. Benim odam, eski odam. 12 yaşımdaki odam. Çok mutluyum, yeni sınıf, yeni arkadaşlar ! '
Bu yazıyı günlüğümden aldım. Çünkü her şey orada başlıyor. Hadi hikayemize geçelim.
O gün çok mutluydum. Sınıfım ile tanışacaktım üstelik yeni arkadaşlar edinecektim. Tek düşündüğün şey arkadaş mı dediğinizi duyar gibiyim. Hayır. Tek arkadaş değildi. Bir aile, sıcak bir yuva, arkadaşlar.. Benim para umurumda değildi. Fakat az da olsa olmazsa olmuyor. Çünkü kıyafetlerim, formalarım, tokalarım.. Bir sürü eşya lazımdı. Defterleri yetimhane veriyor fakat kalem, silgi, kalemlik, çanta da lazımdı. Bunları alabilmek için param olması lazımdı. Ama ben şimdilik kurşun kalemlerle idare edecektim. Ezgi'nin çantasını kullanacaktım. Sabah erkenden uyanmam lazımdı ve ben gece uyuyamadım. Çünkü çok heyecanlıydım. Sınıfım nasıldı, arkadaş bulabilecek miydim? Her şey çok karmakarışıktı kafamda.
' Saat 5:30 ' da uyandım. Yarım saat boyunca yemek yedim. Yetimhanede ki arkadaşlarım ile sohbet ettik. Sonra hazırlandım ve yetimhaneden çıktım. Okula gidene kadar saat 6:30'u bulmuştu bile. Okula girdiğimde içimde garip bir his vardı. Heyecan mı desem, korku mu bilemedim. Sınıfım 11/C idi. Ezgi ile aynı sınıftaydık. Sınıfa girdiğimde Ezgi'nin söylediği çocuk Ersin ve bir kaç kız vardı. Kızlardan biri diğerinin kulağına bir şeyler fısıldadı. Sonra bir başka kız;
" Hey sen! Sınıfa yeni mi geldin? " dedi kısa boylu bir kız.
" Ha evet. Bu arada adım Canan. " dedim nazik bir sesle.
" İsmini soran oldu mu? " dedi uzun boylu kız.
Ben buna çok darılmıştım. Yüzümü öne eğdim ve boş sıralardan birine oturdum. 4 yıldır eğitim görmemiştim fakat Müdüre özel öğretmen tutmuştu. Ben de onu çok iyi dinlemiştim. O kitabı o öğretmen vermişti. Tamı tamına 4 yılda 110 kitap okumuştum. Bu yüzden kendim ile gurur duyuyordum. Kızlar fısıldaşmaya başladılar. Benim hakkımda konuştuklarını biliyordum. Ersin geldi ve yanıma oturdu.
" Selam. Sınıfımıza hoş geldin. Nereden geliyorsun? " dedi Ersin.
" E şey ben hastalığımdan dolayı okula 4 yıl ara vermiştim. Fakat hastanede özel ders aldım. " dedim. Ersin şaşırmıştı.
" Öyle mi! İyi ki de bırakmamışsın derslerini. Üniversite Sınavı yaklaşıyor. " dedi ve gülümsedi.
Kızlar bize tip tip bakıyorlardı. En arka sıraya yerleşmiş dedikodu yapıyorlardı sonuçta. Ne dediklerini duyuyordum. ' Havalara bak! ; Ersin'den uzak dursun kokoş ! ; Kız güzel, çirkin de değil ha bu Ersin'i kapar.' diyorlardı. Küfür de ediyorlardı arkamdan. Sınıfa bir kaç erkek daha gelmişti. Ersin'i çağırdılar ve Ersin gitti. Sonra bu küfürlere dayanamayıp bağırmaya başladım ;
" SİZ BANA NEDEN KÜFÜR EDİYORSUNUZ! "
" Biz ve sana küfretmek HAH ! "
" SALLAMA CANIM! ' Ah kokoşa bak ; ...... çocuğu ya erkeklere yavşıyor salak '( taklidlerini yapar) "
" Uydurma CANIM ! "
" SEN KİMSİN BE, SEN KİMSİN YELLOZ !" dedim ve..
Araya bir erkek çocuk girdi. Uzun boylu kızın sevgilisiydi herhalde. Onu koruyordu aklı sıra.
" Tamam, tamam yeter. SENDE BİR SUS ARTIK! YENİ GELDİN HEMEN BOZDUN SINIFI !" dedi çocuk.
Gel de saçlarını başlarını yolma şimdi. Çocuğa sinir olmuştum. Kapıda bir kız bekliyordu. Bana öylece baka kalmıştı. Arkamı döndüğümde tüm erkeklerin bana baktığını ve gözlerinde yükseldiğini hissetmiştim. Kıza seslendim ' Hey! durma gel yanıma otur. ' kız kendine dediğimi anlayınca yanıma oturdu. Kahküllü uzun saçlıydı. Saçlarının arasında pembe boya vardı. Tanıştık kızla. Adı Nur. Sınıfta kimse onlarla böyle konuşmazmış. Ben böyle konuşunca bana hayran kaldığını söyledi. Arkadaş olmuştuk. Arkadaki yellozların seslerini duymamak mümkün değildi. Gıcıklığına bağıra bağıra konuşuyordular. Uzun boylu kız sinirimi gevşetmişti. Diğerleri karışmazken o bana durup dururken bulaşıyordu. Sırada otururken ;
" Baksana bana bir. "
" Ne var? "
" Artık bağırmadan konuşsan diyorum. Gerçi bir kediyi açken nasıl susturamazsan seni de LAFA AÇKEN susturamayız değil mi? Ah çok pardon. " dedim ve önümü döndüm.
Kız ağzını bile açamamıştı. Ayaklarını yere sertçe vuruyordu. Arkadaki erkeklerden biri birine fısıldadı. ' Kanka kıza bak süper ya! ' ' Manyak mısın olum o kız sana bakmaz. Baksana şuna. ' bu lafları duyunca çok mutlu olmuştum. Kızardığımı Nur fark etmişti. Ona Lavaboya gidebileceğimizi söyledim. Çantalarımızı aldık ve arkadan onlara tip tip baka baka çıktık sınıftan. Gitmeden sınıfı dinledik. Kızlar erkeklere bağırıyorlardı ' Şu kızla çıkan olursa ya da kızlarla var ya iletişimimi keserim sizle ! ' dedi uzun boylu. Ersin iyice sinir olmuştu kızlara ' Ya Afet. Sanane be kiminle çıkarlarsa çıksınlar! Sınıfın ağası mısın sen? ' dedi. Adını öğrendiğim yellozun sevgilisi hemen lafa atladı ' Ersin olum bak düzgün konuş. ' Ersin sinirlendi ve sıraya yumruğunu patlattı. Kapıya doğru yöneldiğini hissettiğimizde Nur ile koşa koşa lavaboya geçtik. Duvardan izledik Ersin'i. Erkekler lavabosuna gidecekti ki yönünü sapmadı. Biz içeri girdik havalı duruşlarla lavobada konuşuyormuş gibi yaptık. Ersin bizi gördü ve kafasını öne eğdi. Ersin Ezgi'nin dediği kadar varmış be !
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sessizlik
Mystery / ThrillerBu hikayede küçük bir kızın yaşam öyküsü yer alınmıştır. Tamamen kurgudur. Kızın hastalıklarla mücadelesi ve yükselişinden bahsediliyor. Burada Daha çok Gerilim dolu Anlar, Hüzünlü anlar yaşayabileceğiniz bir kitap olacaktır. UMARIM BEĞENİRSİNİZ!..