goodbye darlin

109 16 11
                                    

Yapmamalıyım, biliyorum yapmamalıyım ama bunları bilmek hakkın diye düşündüm. 

Merak etme, şimdi uzunca açıklayacağım. 

Bu hisler nereden çıktı, nasıl böyle kocaman oldu, nasıl bir anda geride bırakılıp kaçıldı? 

Aradan geçen bir seneden sonra bunu okumak isteyecek misin, onu bile bilemiyorum.

Yanında kalmayı çok istedim, Calum. Beni o güzel ellerinle her seferinde geriye ittirdin ve ben daha fazlasını istedim. Yanlıştı, biliyorum. Kimse, kendisine karşı hissleri olmayan birisiyle devam edemez.

Ama ben etmek isterdim. İstedim de.

Peki, neden kaçtım?

Kaçmadım.

Bir yıl önce, tam bugün de dediğim gibi bir şeylerin oturması gerekiyordu. Senin hayatta ki düzenin, benim hayatımda ki boşluklar fakat bunlar asla oturmadı. 

Aldığım haberlere göre, gittikçe berbat bir duruma düşmüşsün. Kimseyle konuşmayıp, sadece sarhoş oluyormuşsun. 

Calum, beni neden hala üzüyorsun? Senden tonlarca kilometre uzaktayım fakat tek bir fotoğrafınla kalbim paramparça oluyor. Daha fazla bana bunu yapmayı kes.

Yalvarırım, kes.

Özür dilemeyeceğim senden, bilerek yaptığım bir hata için özür dileyemem. Hata diyorum çünkü öyle. 

Her şeyi arkamda bırakıp gitmem, tam bir hataydı. Öylesine pişman oldum ki, deliye dönecektim.

Fakat Michael, bir yola başladıysam dönmemem gerektiğini söyledi. Onu dinledim, Ashton'ı bile umursamadan onu dinledim.

Ama biliyorum ki, sadece sana olan hislerimi takip etmeliydim. 

Şimdi bakıyorum da eski yazdıklarıma, seni öyle güzel sevmişim ki bu sonu ikimiz de hak etmemişiz. 

Hayır, sen etmedin. 

Güldüğün tek bir fotoğraf için, her şeyden vazgeçebilirdim.

Hala, geçebilirim. 

Defteri, akşam sala yollayacağım. Dünyanın bir ucundan diğer ucuna gitmesi kaç gün alır bilmiyorum fakat olabildiğince uzun sürmesini istiyorum.

Bana, geç kavuş istiyorum.

Biliyorum, nankörlük fakat benim canım yanarken senin hiçbir şey olmamış gibi davranmanı asla unutamıyorum.

Şu haldeyken bile seni düşünüyorum ama içimde biriken koz, alev almadan duramıyor.

Durmuyor. 

Biliyorsun, hiçbir şey sonsuza dek sürmez. Hiçbir şey sonsuza dek aynı kalmaz.

Ama sana olan sevgim, buna karşı çıkıyor.

Ah, yanına gelmeyi öyle çok isterdim ki.

Beni biraz anlamaya çalış, olur mu? Sadece anlamaya çalış, bulmaya çalışma.

Seni bir gün, bir yerde görürsem daha fazla dayanamam, Calum. 

Mavi gözlerimi, kahverengi gözlerine ilk diktiğim zamanı hatırla. Resim sınıfındaydık ve ikimiz de bu konuda çok rahatsızdık.

Bana bir anlaşma yapmak istediğini söyledin, daha anlaşmayı duymadan kabul ettim. Çünkü sen bana bir teklifle gelmiştin ve ben bunu asla geri çeviremezdim. 

Yaptığın her şey bana güzel ve anlamlı gelmeye başlamıştı. Okulun arkasında ki çitlerden atlayıp kaçtığımız ilk zaman, bana sigara uzatışın bile güzel ve anlamlıydı.

Üzgünüm, üzgünüm.. Çok üzgünüm.

Tanrım, canım yanıyor ve bunu sadece sen durdurabilirsin.

Ama bunu bile bile, sana yaklaşmıyorum. 

Üşüyorum, sen benim ateşimsin ama sıcaktan korkuyorum. Sana gelemiyorum, Calum. 

Uzaktan seveyim seni, güzelliğin ve sıcaklığın kamaştırsın gözlerimi. Ama gelmeyeyim yanına, yanmasın elim.. Kalbim. 

Kelimelerim yetmiyor ki anlatmaya, daha fazla devam edemiyorum.

Sadece, şey..

Çok kez sesli söylemek istedim fakat içimden haykırmak daha güzeldi.

Şimdi, gözyaşlarımın ıslattığı kağıda dökeceğim bunları.

Seni seviyorum, Calum Thomas Hood. 

Hoşça kal, sevgilim. 




  —   

CAKE HOODINGS VE BEN BUNU NASIL YAZDIM, ÇILDIRACAĞIM DAYANMIYORUM AĞLAMAYA GİDİYORUM

HOŞÇA VE HUZURLA KALIN

HOŞÇA VE HUZURLA KALIN

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
san francisco // cake hoodingsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin