like it was yesterday

63 16 2
                                    

Biliyor musun? Eskiden bana "sarışınım" derdin. Dudaklarından döküldüğü anda gözlerimi oraya kaydırırdım ve sen de beni yakalardın. Sonra masumca gülümser ve bakışlarını çevirirdin. 

Şimdi ne değişti, Calum?

Ben mi bu kadar safım yoksa sen mi bu kadar çabuk değiştin? Sanırım ikisi de geçerli.

Michael'a birkaç fotoğraf atmışsın, yanında da Ashton var ve sanırım etrafınızda birkaç kız? Birkaç az gelebilirdi. 

Gülümsüyordun fotoğraflarda. İçten bir şekilde. 

Kendimi gereksiz ve sadece işine gelince kullanılan bir eşya gibi hissettim. Bu doğru değil, biliyorum fakat değeriz hissetmek elimde değil.

Acaba hiç aklına geliyor muyum? Hiç, Luke yemek yemiş midir diye düşünüyor musun? Ben düşünüyorum, kendine iyi baktığına dair bir garanti istiyorum. 

Sen asla kendine iyi bakmazsın, Calum. Hep başına buyruktun.

Birkaç gün sonra döneceğinizi söyledin, Michael'a. Bu beni hem sevindirdi, hem de biraz gerdi. Nasıl davranacağımı bilmiyorum açıkçası, kısa süre de olsa seni görmemek beni başka bir insana çeviriyor. 

Tek istediğim, iyi olman Calum. 


  —  

Kimse okumasa da, bitireceğim çünkü içimde kalacak. 

san francisco // cake hoodingsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin