BÖLÜM 3

29 2 1
                                    

     Sabah kapının yumruklanma sesiyle uyandım. Miranda kapıyı yumruklayıp "Emma!" diye bağırıyordu. İçlerinden en çok bu kızı seviyordum. Hepsini seviyorum ama sonuçta her şeyin bir 'en' i vardır bence. "Efendim" dedim. "Beni içeriye bile almayacak mısın?" dedi. "Efendim yerine ne var da diyebilirdim." dedim. Kapının kilidini açmamla çığlık atması bir oldu. O an ki bir refleks ile ben de çığlık atmış olabilirim. Sonra ne yaptığımın farkına varıp bağırmayı kestim ve ne olduğunu sordum. "Asıl sana ne oldu, hiç aynaya bakmadın mı? Eğer bakmadıysan gitte bir bak! " dedi. "Korkunç görünüyorsun." aynaya baktığımda bir çığlık daha attım. Gözlerimin altı morarmış ve şişmişti. Makyajımda akmıştı. Ölü gibi dolaşıyordum. İkimizinde çığlıklarının yerini kahkahalarımız almıştı. Bu seslerimize uyanmış olmalılar ki Rose ve Ashley'de yanımıza geldi. İkiside gözlerini açabilirdikleri kadar açtılar ve bana bakmaya başladılar. Bu hallerine gülmem gerekirken dün geceyi hatırladım ve bir anda yüzüm düştü. "Hadi kahvaltı yapalım." dedi Miranda ve hep birlikte aşağı inmeye başladık. Bir anda her şey bulanıklaştı ve yere düştüm. O anda son yaşadıklarımız gözümün önünden geçti. Gözlerimi açtığımda salondaki kanepede yatıyordum. Hemen kalkıp etrafa baktım. Kızlar sağ taraftaydı. "Hemen konuşmamız lazım."

     Kızlar yanıma geldiler ve hep bir ağızdan ne oldu? dediler. "Oturun." dedim. Yuvarlak oluşturacak bir şekilde oturduk ve konuşmaya başladım. "Son olanlar çok garip değil mi?" dedim. "Ahh! Evet tamamen unuttuk." dedi Ashley. "Aynen." dedi Rose. "Önce kurtlardan kaçarken birbirimizi buluyoruz sonra kurtadamlar tarafından saldırıya uğruyoruz ve Rose içlerinden birini ısırınca kurt ölüyor en sonda ormandaki mineli geyik. "Dedim. "Bence bugün okula gitmeyelim." dedi Miranda. "Korkuyorum ya biri bizi öğrendiyse ve öldürmeye çalışıyorsa. "Diye devam etti. "Off! Miranda ölümsüz olduğunu unutuyorsun galiba. Biri senin kafanı koparıp iç organlarını sökene kadar ölmezsin. Mine seni sadece zayıflatır. " dedi Rose. "Ayrıca zaten aramızda en hızlı kişi sensin." diye ekledi.
      En sonunda okula gitmekten vazgeçtik. Ama benim daha iyi bir fikrim vardı. "Bence ormana tekrar gitmeliyiz. " dediğimde hepsi gözlerini belertip 'saçmalama' dercesine bana bakıyordu. Sonra Rose'nin "olur" demesiyle herkesin bakışları yön değiştirdi. "Ben korktuğumuz için okula gitmediğimizi sanmıştım. "Dedi Miranda. "Ahh hadi ama Miranda. Sen ölümsüzsün. "Dedi Rose. "Ormandakileri bulmamız lazım. "Dedi Ashley.

      Miranda'yı ikna etmemiz bir saatimizi almıştı. Ama en sonunda ikna edebilmiştik. Yürürken Rose'nin fikriyle koşmaya karar verdik. Artık ona kızgın değildim. Zaten olmamamda gerekiyordu. Benim Mark'ı sevdiğimi bilmiyordu. Hem belkide Mark' ta beni sevmiyordu demek ki. Bu yüzden daha fazla üstelemeyip onu unutmaya çalışacaktım. Ben bunları düşünürken ormanın girişine geldiğimizi hatta durduğumuzu fark etmeyerek Rose' ya çarptım. "Yavaş! " dedi. "Pardon. "Dedim. İkimizde daha fazla büyütüp bu konuda tartışmayı istemiyorduk görünüle bakılırsa. "Bence ayrılalım. "Dedi Miranda. O evdeki korkak kıza ne olmuştu? "Bizden ayrılınca yönünü değiştirip eve koşmayacaksan olabilir. "Dedi Ashley. "Saçmalama Ashley tabii ki öyle bişey yapmayacağım. "Dedi Miranda. "Bence de ayrılalım. "Dedi Rose. "Bence de. "Dedim ve dördümüzde farklı yönlere doğru bir anda koşmaya başladık.
      "Ahh! "Kafamı kaldırdığımda gördüğüm şey karşısında ağzım sonuna kadar açıldı. Gözlerim de öyle. "Mark. "
"Aaa Emma. Sen burada ne yapıyorsun?" Her şey normalmiş gibi davranıyordu ama her şey normal değildi. Normalde o hızla benim ona çarptığımda çok uzakta ve şu anda ayağa kalkamaz bir halde olurdu. Zaten insan gibi de kokmuyordu. Gözlerimi ve ağzımı kapatamadığım halde daha fazla açmaya çalıştım. O anda ağzıma bir sinek girdi ve öksürmeye başladım. Aynı zamanda Mark'ta gülüyordu.
"Gülmesene be! Çok mu komik?" Dedim. "Evet" dedi. "Ha ha ha " dedim ve gülmeyi kesti. "Telefon numaranı versene." Dedi verdim. Hemde hepimizinkini. O da birine mesaj gönderdi. Sonra birlikte yürümeye başladık. Yaklaşık iki dakika sonra telefonuma gelen mesajla irkildim.
"Sayın Emma Wilson ya da şey mi demeliydim? Dört melezden biri karanlık kasaba da ki saçma okula gitmek yerine güçlerini geliştirmek için vampir okuluna gelmiyorsun. Merak etme. Bu mesajı diğer üç melez arkadaşına da gönderdim. Bu arada yanında ki çocuk. Mark. O da vampir ve akademisinde ders alıyor."

 
Bu bölümün ne kadar kısa olduğunu biliyorum özür dilerim ama zaten okulum nedeniyle uzun zamandır bölüm yazamadım. Ama bir daha ki bölüm çok daha uzun olacak sizi seviyorum ❤ 😘

Aşık MelezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin