Jooheon fizik dersinden çıktıktan sonra Changkyun'un sınıfına ilerledi. Küçüğünün sınıfta oturduğundan emindi. Kapıda durup öğrencilerin çıkmasını bekledi. Son tenefüstü bu ve Jooheon okul çıkışı Changkyun'la dışarıda bir şeyler yapmak istiyordu. Yalnızca okulda görüşüyorlardı. Öğrencilerin çoğu bahçeye veya kantine gitmek için sınıftan çıkınca Jooheon sınıfa girdi. Sınıf, Changkyun ve birkaç kişi dışında boştu. Changkyun sırasında oturmuş, önündeki kitaba bakıyor ve dudağını kemiriyordu. Jooheon onun fazlasıyla tatlı ve aynı zamanda çekici olduğunu düşündü. Yanına oturup başını sıraya koydu ve kendisini fark etmesini bekledi. Changkyun bakışlarını kitabın sağına doğru kaydırdığında beyaz saçları gördü.
"Ah, ödüm koptu... Dalmışım üzgünüm." Kitabın kapağı kapattığında onun matematikle uğraşmakta olduğunu gördü.
"Ben bazı konuları anlamadım da Jooheon hyung..." diye mırıldandı çekingen bir şekilde.
"Hangi konuyu anlamadın Kyun-ah?" söylerken gülümsedi.
"Şu fonksiyonlar beni delirtecek Hyung."
"Ah, benim en sevdiğim konuydu. İstersen okuldan sonra anlatabilirim."
"Çok teşekkür ederim Hyung! Anlatırsan sana minnettar olurum."
Jooheon gülümsedi. Aslında planladığı şey bu değildi ama onunla geçirdiği her saniye güzeldi.
"O zaman okul çıkışı bana gelmek ister misin?"
"A-ah şey..."
"Ailemle yaşıyorum."
Changkyun biraz mırın kırın etse de sonunda kabul etti. Bu konuyu öğrenmesi gerekiyordu. 3 gün sonra sınavı vardı.
--
Sonunda başlarını defterlerden kaldırabildiklerinde eve gelmelerinin üzerinden 2 saat geçmişti. Koltukta yan yana oturuyorlardı ve karşılarındaki sehpa defterler, kitaplar ve fotokopiler yüzünden savaş alanı gibiydi.
"Sonunda anladım Jooheon hyung. Teşekkür ederim." dedi Changkyun kitaplarını yavaş yavaş toplarken.
"Rica ederim ama.. Evde kimsenin olmaması seni rahatsız etmiyor değil mi? Ciddiyim, bilerek yapmadım. Annemler bana haber vermeden dışarı çıkmış."
"S-sorun değil. Ders-s çalışıyoruz sonuçta." Changkyun içten içe Jooheon'dan bir atak bekliyordu. En azından onu utandıracak bir itiraf, birkaç hoş cümle. Bir süre ikisi de konuşmadı. Daha sonra birdenbire bakışları buluştu. Jooheon'un gözleri bir an Changkyun'un dudaklarında takıldı ve ona doğru yaklaştı. Birbirine çekilen ikili dudaklarını çekingen bir şekilde birleştirdi. Yavaş hareketlerle daha yoğun bir hale geldi öpüşmeleri. Jooheon elini Changkyun'un boynuna yerleştirip ona iyice yaklaştı. Kapının deliğine sokulup çevirilen anahtarın hışırtıyla Changkyun kendini geriye attı. Çok utanmıştı. Saçlarının yüzünün önüne saldı ve kitaplarını çantasına tıkıştırdı. Eve girmekte olan Jooheon'un ablasına selam verdikten sonra koşarak evden çıktı.
---
---Yetiştiremiyorum
Hep geç saatlere kalıyor
Üzgünüm
Daha ödevlerimi bile yapamadım
Yine de umarım hikaye hoşunuza gidiyordur
9 Ekim 2017
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Way // joo-kyun ✔
Short Story•Tamamlandı• Jooheon gerçek olamayacak kadar güzel hissettiriyordu. °Lee Jooheon + Im Changkyun° 04.10.17~14.10.17 Kısa hikaye #508 Kısa hikaye #475 Kısa hikaye #456