Changkyun ışıklara gelince durdu. Dinlediği neşeli şarkı onu neşelendirmeye yetmiyordu. Kulaklıklarını indirdi ve arkasını döndü. Yerçekimi caddesi gözünün önündeydi şimdi. Caddenin öteki ucundan başladı. Su satan ufak bir çocuk, bir pastane, kapısının yanında topların asılı olduğu bir bakkal, Flower Cafe isimli bir kahve dükkanı ve son olarak D&R isimli bir bir kitapçı vardı. Vitrininde matematik test kitapları diziliydi. Yolun ortasındaki billboard'da yeni çıkmış birkaç filmin afişi vardı. Ayrıca yağmur çiseliyordu. Changkyun her sabah farklı bir caddede hayal kuruyordu. Ve, yolunun üzerindeki son cadde burasıydı. Artık hikaye bitmişti. Hayalindeki Jooheon'a elveda deme vaktiydi.
"Hey, sen 9-2 sınıfındasın değil mi?" dediğini duydu arkasındaki birinin. Kim olduğunu görmek için döndü. Beyaz saçlı gençti bu. Kanlı canlıydı ve yanındaydı. Okullarındaki hoşlandığı çocuk, hayalini kurduğu çocuk..
"S-sen nereden biliyorsun?"
"Seni dün sınıfa girerken gördüm. Ah burada. Benim adım Jooheon. 10-3 sınıfından." diyerek elini uzattı gülümseyen çocuk. O sırada aklından geçti hayali Jooheon'un sözleri. Bu sözleri geçen hafta, bir başka sokakta hayal kurarken söylemişti.
"Biri elini uzatıyorsa tut. Yoksa düşeceksin ve tutunmak için elini uzattığında seni çekip kurtaracak kimse olmayacak. "
Elini sıktı beyaz saçlının. "Ben Changkyun. Memnun oldum." Daha sonra fısıldayarak ekledi. "İyi ki buradasın."
Changkyun hayallerini kurduğu gençle konuşuyordu ve kalbi çok hızlı atıyordu. Hayaller kurmasını sağlayan umut duygusu tekrar yeşermişti içinde. Bu sefer gerçekten kokusunu hissedebilir, ona sarıldığında huzuru bulabilirdi. Beraber okula kadar yürüdüler ve Changkyun, büyük olanı sınıfına bıraktı. Onun sınıfı daha yakındı. Jooheon kapının kolunu tutmak üzereyken Changkyun onu durdurdu. Çok gerilmişti. Kelimelerini özenle seçerek bir çırpıda söyledi kafasındakileri.
"Jooheon-shi, daha sık konuşalım olur mu? Seninle konuşmak beni çok mutlu etti."
"Aslına bakarsan Jooheon Hyung'u tercih ederim Kyun-ah." dedi Jooheon. Changkyun dejavu yaşıyor gibiydi. Beyaz saçlı olan ona göz kırptı ve sınıfına girdi. Changkyun ise eli göğsünde öylece kalakaldı. Hayallerinde de bu kadar hızlı mıydı kalp atışları?
---
---
Her son yeni bir başlangıçtır~
Öncelikle bu bölümü 14 Ekim geçmeden yayınlamam gerekiyor. Çünkü bu hikaye tamamen bir kişiye ithaf edildi ve amacı birinin doğum gününü kutlamak.
İyi ki doğdun, iyi ki bana o ilk mesajı attın. Önce çok korkmuştum (hala hatırlıyorum nasıl gerildiğimi bsixbskxhs) fakat sonra ne kadar samimi olduğunu görünce o kadar sevinmiştim ki :'))
Hep yanımda kal istiyorum. Kahve sözümüz hala bizi bekliyor Jiji'm. Ve sözümüzü tutamayacağız diye ödüm kopuyor. Ne olursa olsun ben seni daima bekleyeceğim.
Bugün tanışmamızın 79. günü. Ve 2 yıl geçse bile, senin için burada olacağım.
İyi ki doğdun. İyi ki varsın.
Seni seviyorum.
14 Ekim 2017
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Way // joo-kyun ✔
Short Story•Tamamlandı• Jooheon gerçek olamayacak kadar güzel hissettiriyordu. °Lee Jooheon + Im Changkyun° 04.10.17~14.10.17 Kısa hikaye #508 Kısa hikaye #475 Kısa hikaye #456