~1.0~

267 21 16
                                    

"Bak, yine akşam oldu."

*
Evet, kendimdim artık..
*

Bu saçma yerde bulunduğum için önce kendime, sonra Allison'a kızıyordum. Gerçi Allison'a kızamıyordum. Partiye geldiğimiz anda bir yere kaybolmuştu. Yani, bulabilsem kızacaktım ama.. bulamıyordum.

Gecenin ilerleyen saatlerinde bir başıma oturmuş atıştırmalıklarla boğuşurken yanıma siması tanıdık biri oturdu, Erica.

"Ekildin sanırım?"

"Partner ile gelmedim, Allison'layım."

"Özledim seni, uzun zamandır sadece sınıfta görüyorum."

"Evet biraz öyle oldu haklısın. Eskisi gibiyim, anlarsın ya.."

"Evet anlıyorum.. bu arada Stiles bu halini özlemişim."

Kalabalığı yararak yanımıza gelip, muhabbetimize atlayan Lydia telaşlıydı.

"Ne oldu, iyi misin?"

"Eve gitmem lazım ama Jackson'ı bulamıyorum."

"Belki işi çıkmıştır, Allison'da ortalıklarda yok."

"İyide beni o getirmişti... arabam evde."

"Tamam sorun değil ben bırakırım seni."

"Gerçekten çok iyi olur Stiles."

Arabaya bindiğimizde Lydia teybi açtı. 'Stone Cold' çalıyordu.

Ben yola odaklanmışken Lydia da sessizce camdan dışarı bakıyordu.

Bir süre sonra yine Lydia bozdu sessizliği.

"Bazen sana haksızlık yaptığımı düşünüyorum."

Konuşmadan dinlemeye başladım.

"Hep Jackson'ın senin gibi biri olmasını istemiştim. Ama o.. beni yanıltmaktan asla bıkmadı."

Ağladığını fark etmemi istemezcesine, pencereye daha çok yaklaştı. Bir eliyle gözlerini silip devam etti.

"Üzgünüm."

Arabayı evinin önünde durdurup, onu kendime çektim. Bir elimle göz yaşlarını siliyordum eskiden sevdiğim kadının, diğer elimleyse saçlarını kulağının arkasına atıyorum bana karşı bir şey hissetmeden benimle birlikte olan kadının.

En zoru da buydu işte, yıllardır yüzüne bakmaya utandığım kadına şimdi teselli verecektim.

Kendimden koparıp yama yapacaktım acılarına.

"Bu göz yaşlarını benim için akıtmayacaksın bir daha. Ben o kadar değerli değilim."

Usulca bana sarıldıktan sonra kulağıma fısıldadı.

"Değerlisin."

Sonra çıktı arabandan. Bende öylece bakakaldım dakikalarca arkasından.

Kendime geldikten sonra Allison'ı almaya partiye geri döndüm. Çünkü o benimle gelmişti ve ben Jackson kadar sorumsuz değildim.

Kapıdan içeriye girdiğimde Scott ve Malia'nın eğlendiğini gördüm.

Dudağım yukarı kıvrıldı şu hayatta değer verdiğim insanların mutlu olduğunu görünce. Böyle de değişik bir insandım. Günlerdir ilk defa böyle bir sebepten gülüyordum.

Alt kattan sıkılınca, terası bulmaya çalıştım. Dumanı üzerime geldiğinde rahatsız olduğum sigaraya başlamıştım şu son beş ayda.

Terasa doğru giderken yandaki odadan sesler duymaya başladım. Merak ya bu, açacaktım o kapıyı.

Kapının kolunu aşağıya çekip o iğrenç sesin koridor boyunca duyulmasına izin vererek açtım kapıyı.

Karşımda gördüğüm manzaraysa üzerime büyük bir yük yıkmıştı şimdi.

İkisi de beni görünce şoka girip toparlandılar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

İkisi de beni görünce şoka girip toparlandılar. Ama hangimiz daha büyük şoktaydık orası tartışılırdı.

Jackson kafasına vurarak konuştu.

"Siktir, siktir, siktir! Lydia bu sefer beni affetmeyecek."

''Affetmeli mi orospu çocuğu?!''

''Ne diyorsun sen?!''

''Pezevenk yaptığın doğru mu?!''

Allison üzerini ilikledikten sonra yanıma ilerlemeye başladı.

''Sakin ol. Tamam bi hataydı bu.''

''Ya sen gerçekten böyle bir insan mısın? ''

''Be-ben üzgünüm..''

'' Bunu görmemem lazımdı.. ''

Derin nefes aldıktan sonra, devam ettim.

''Nasıl açıklayacaksınız?''

''Açıklanacak bir şey yok. Sende birine bir şey sö..-''

''Lydia'ya söylersem ne yaparsın ha? Söylesene bi''

Tam kavga edecekken içeri Scott ve Malia uygunsuz bir biçimde girdiler.

''Hass..-''

''Malia sandığın gibi bir şey yo..-''

''Allison önemli değil. Stiles ile seviştiğinizi partideki herkes biliyor. Takma.''

*
10. Bölümün şerefine en çok yazılan shipe bu kitabın finalinden sonra bu kitabın üzerinden bir kitap gelecek.

LostHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin