'Beni düşünme, mutluyum mutluysan'
*
Şimdi siksen dönmezdim o eve.
*Boş yolda anlamsız yürümeye devam ederken, bir şeyi farketmiştim.
Yine en baştaydım.
Malia ile karşılaştığımız yere yürümeye başladım.
*
Köprüye varmadan uğradığım marketten CHİVAS REGAL (viski) almıştım.
Sallanan köprüye yavaşça oturarak, müzik açtım.
Bir kaç şarkı öylece geçerken ben şişeyi yarılamış, sarhoş olmuştum bile.
Şarkılar anlamsızca biterken, sevdiğim bir şarkı başlamıştı.
Kıyak kafam ile şarkıya ayak uydurmaya çalışıyordum.
When you get older, plainer, saner
| Yaşlandığında, daha sade ve aklı başında olduğunda|
When you remember all the danger we came from
| İçinden geldiğimiz tüm tehlikeleri hatırladığında|
Burning like embers, falling, tender
| Köz gibi yanan, düşen, hassas olan|
Long before the days of no surrender
| Teslimiyetin olmadığı günlerden önce|
Years ago
| Yıllar önce|
And well you know
| Ve iyi bildiğin|Şarkı devam ederken, elime telefonumu aldım.
Gönderilen: MALIA
Ölmek üzereyken bile seni düşünüyorum.
01.23O saçma, intihar düşünesi vardı içimde, biraz da Malia'yı korkutmak istemiştim.
Bir kaç dakika sonra Malia mesaj attı.
Gönderen: MALIA
Bu saatte yine ne saçmalıyorsun Stiles? Neredesin?
01.27Tanıştığımız yerde.
01.27-
Çok geçmeden köprünün diğer ucunda ki Malia'yı gördüm.
"Stiles ne halt ediyorsun burada? Gidiyoruz."
Söylediklerini duymamışım gibi, aklımda ki sorulardan birini yönelttim.
"Neden kimse beni sevmiyor?"
"Saçmalıyorsun şu an."
Bana yaklaşmaya başlayınca bağırdım.
"Yaklaşma!"
"Bi... bi saniye sen ciddi misin?"
"Soktuğumun dünyasında barınamıyorum artık!"
Kanı kurumuş elime bakarak konuşmaya başladı.
"Ne yaptın sen?"
"Anneme spermini bağışlayan gereksiz ile kavga ettik."
"O..- ona bir şey yapmadın değil mi?"
Endişeli gözüküyordu.
"Ona el kaldıracak kadar haysiyetsiz değilim."
Bana bir adım daha yaklaşınca, halatın arkasına geçtim.
"Stiles! Alkolün verdiği etki ile saçmalıyorsun! Yapma Scott'ı arıyorum."
Diyip telefonu eline alınca, yapmamasını söyledim.
*
10 dakikadadır ona bakıyordum, sormam gereken bir kaç soru kalmıştı.
"Beni neden herkesin gözdesi yaptın?!"
Göz yaşlarını silerek,
"Ben seni kimsenin gözdesi yapmadım, yalnızca kıyafetlerini değiştirdim. Onlar sende benim gördüklerimi gördükleri için seni sevdiler."
Ellerimin gerginliği azalırken bir soru daha sordum,
"Onu.. seviyor musun?"
"Hayır Stiles. Scott'ı sevmiyorum. O da Bunu biliyor."
Son soruma geçtim. Gözlerim yaşarırken,
"Sana o kadar alışmışken neden beni terk ettin?"
"Seni ilk okuldan beri seviyorum Stiles! Yalnızca Lydia ile, sevdiğin kız ile ol istedim ve..-"
Dudaklarımız buluştuğunda, ikimizin de gözlerinin yaşlı olduğunu biliyordum.
Bir süre sonra dudaklarımızı ayırıp "Bende seni seviyorum'' dedim.
"Şimdi buradan atlarsam ne olacak?"
"Bizi yarım bırakıp, kendine yazık edeceksin."
"O zaman bırakta yapayım Malia lütfen."
Malia Stiles'ın elini tuttu.
"Hayır Stiles hep burada olacağım, olacağız yapmayacaksın."
Stiles gözünden düşen bir damla yaşı sildi.
"Benden sonra mutlu ol."
Ellerini bırakıp boşluğa düşmüştü, köprüde yalnızca Malia kalmıştı.
Onu kurtardığı yerde ölüme uğurlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lost
Fanfiction'Bir elimle göz yaşlarını siliyorum eskiden sevdiğim kadının, diğer elimleyse saçlarını kulağının arkasına atıyorum bana karşı bir şey hissetmeden benimle birlikte olan kadının.'