Öncelikle Kübra'ya çok teşekkür ediyorum. Hikayem de bulunan karakterlerimin lakaplarında çok yardımcı oldu kendisi. Öpüyorum onu buradan.
''Bir dakika,bir dakika. Siz tanışıyor musunuz?'' deyip elimdeki çantayı Aksel'in oturduğu koltuğa koyuyorum. Aksel gözlerini devirip devam ediyor.
''Malesef evet'' diyor Arzu'yu süzerken. ''Tanışıyoruz''
''Sakarlığım yüzünden tanıştık demiyor da'' deyip burnundan soluyan Arzu'ya dönüyorum. Burada neler olduğunu bana kim anlatabiilaer?
''Kiim, ben mi?'' deyip histerik bir kahkaha atıyor Aksel. Ama attığı kahkahayla kırık ayağının acımasıyla yüzünü buruşturup devam ediyor. ''Asıl senin sakarlığın yüzünden oldu''
''Ya,artık bana neler olduğunu anlatacak mısınız?'' deyip Ayaz'ın da olmamasının verdiği rahatlıkla onlara dönüyorum. Arzu karşımdaki koltuğa otururken anlatmaya başlıyor.
‘’Herşey bir kafede başladı’’ deyip uzaklara bakıyor Arzu. Görende Oğuz Kağan destanını anlatacak sanır.
‘’Eee?’’ diyorum bir nefes alırken. Arzu ise aynı tonda anlatmaya devam ediyor.
‘’Bir masaya oturmuş hem kahvemi yudumluyor hem de dergilere bakıyordum. Bir süre sonra lavaboya gitmek için ayağa kalktım ve yürümeye başladım. Sonra birden BOM!’’ deyip bana dönüyor ve koltukta zıplıyor Arzu. Elimi kalbimin üzerine koyup tüm bildiğim duaları okurken, Arzu’nun Ayaz’a hala nasıl bakacağını düşünüyorum.
‘’Sonra birde ne olsun. Bir öküz bana çarpıyor ve elindeki kahve üzerime dökülüyor’’
^^Kerem^^
‘’Sağol Ufuk’’ diyorum Ufuk’un sırtına vururken. İçeriden gelen annem de hemen merakla yanımıza geliyor.
‘’Ne oluyor Kerem?’’ deyip bana dönüyor. Omuzlarımı yukarı kaldırıp ‘Hiiç,hiiç’ işareti yaparken annem Ufuk’a dönüyor. ‘’Ufuk?’’
‘’Efendim Kerem Bey haftasonu Zeynep Hanım’la ve-‘’
‘’Öhöhöhö’’ diyorum Ufuk’un sırtına Yağlı Güreşler’de ki pehlivanlar gibi indirirken. Ufuk’da o acıyla susuyor tabii. Annem ise kıkırdayıp yanağımı sıkıyor.
‘’O zaman size Zeynep’le iyi eğlenceler’’ diyor ve paytak adımlarla içeri gidiyor. Ben annemin arkasından bakakalırken dış kapı sesini duyuyorum. Arkama baktığımda Ufuk’un gitmiş olduğunu görüyorum.
‘’Ufuk gel buraya!’’
^^Zeynep^^
‘’Ya senin suçundu sen döktün üzerime!’’
‘’Kızım manyak mısın senin suçundu. Bana omuzlarını gere,gere yürüyüp bilerek çarparsan dökülür tabii üzerine’’ diyor Aksel koltukta doğrulurken.Kibariye misali ‘’Ay yeter ayol!’’ deyip bağırmak istiyorum ama ses tellerim buna izin vermiyor tabii.
‘’Ha birde, bilerek çarptım öyle mi?’’ Artık olaya el atma zamanım geldi de geçiyor bile. Aman banane be ne yaparsa yapsınlar.
‘’Siz ikiniz susacak mısınız yoksa ben susturayım mı?’’ diyorum parmağımı onlara doğru sallarken. Dayanamadım ne yapayım? ''Hem ikiniz iyi anlaşmak zorundasınız. Sonuçta Arzu Ayaz'ın yeni bakıcısı. Anladın değil mi Peter?'' diyorum Aksel'e bakarken. Aksel kafasını olumlu anlamda sallayıp Arzu'ya ölümcül bakışlar atarken kapı çalıyor.