Öncelikle aypedden yazdığım için on iki sayfalık oldu mu bilemiyorum, ama eğer olmadıysa telafi edeceğim..Final bölümüyle karşınızdayım ama tekrar ediyorum. Final yapmam demek hikayeyi tam olarak bitiriyor anlamına gelmiyor. Dediğim gibi özel bölümler paylaşacağım lütfen biraz anlayış gösterin olur mu? Dikkatimi diğer iki hikayeme vermek istiyorum...Keyifli okumalar.Bu bölümü Hilal'ime ithaf etmek istiyorum. O kadar çok yardımcı oldu ki kendisi.. (Havalanıpta popin kalkmasın sakın canısı) Öyle işteeğ.. Size iyi sahurlar..Sahura kadar ayaktayız,iftara kadar yataktayız! diyor ve konuşmamı sonlandırıyorum.
Sendeyiz Birand.
//Kerem'den//
Yaklaşık yarım saattir Zeynep ve Yağmur ikilisinin yaşadığı evde Zeynep Hanım'ı bekliyorum. Ama aşık ve sabırsız bir adam bu kadar bekletilir mi? Bana da yazık..Bugün evleneceğiz kısmetse. O kadar heyecanlıyım ki. Karnımda kelebek değil, karga sürüsü uçuyor. Ya da ben fazla çay içtim. O kadar heyecandan götü başı dağıttın tabi Kerem! Bravo! Zeynep,Demet annem, orjinal annem,Yağmur, ve Melis yukarıda Zeynep'in hazırlanmasına yardım ederken, biz de orjinal babam, Cihan babam, Can,Barış ve Aksel olarak salonda onları bekliyoruz. Yani benim salonda beklediğim söylenemez. Ara sıra merdivenin yarısına kadar çıkıp iniyorum ama olsun. En sonunda Can dayanamayıp beni kolumdan tutuyor.
''Abicim bir sakin ol ya. Sanki ilk defa evleniyorsun..''
''Can, ağzını burnunu kırdırtma bana şimdi!''
''Tamam be!'' deyip koltuğa geri oturuyor Can. Bu halime Cihan amca ve babam gülerken Aksel ise oturmam için kaş göz yapmakla meşgül. En sonunda dayanamayıp kollarımı iki yana kaldırıyorum.
''Sakin olmamı beklemeyin benden! Evleniyorum bugün!''
''Bence..'' deyip omuzlarını kaldırıyor Aksel. ''Bir erkek, evleneceği gün ''evleniyorum bugün!'' diyorsa, aklı gerdek gecesindedir. Bilimsel açıklamalar bunu gösteriyor abicim''
''Aksel !''
''Ne yalan mı?''
''Ehehehe,saçmalama istersen'' deyip gözlerimle Cihan amcayı işaret edince Aksel kafasını olumlu anlamda sallayıp susuyor. Birden,salona fırlayan Melis'le herkes susup Melis'e dönüyor. Melis ise kuş yuvası topuzu ve adeta bir balina kadar büyük çantasıyla konuşmaya başlıyor.
''Güzeller güzeli Gelin Hanım ve yakışıklı oğlu geliyorr'' demesi üzerine herkes kıkırdarken ben de adımlarımı merdivene doğru yinlendiriyorum. Cihan amca ve babam da peşimden gelirken papyonumu düzeltip babama kısa süreli bir bakış atıyorum. Babam yanıma gelip sırtımı sıvazladıktan sonra gülümsüyor.
''Şişt! Ya güldürmeyin öhhö!'' sesiyle kafamı merdivenlere çevirdiğimde beyazlar içinde ki Zeynep'i ve kucağında üç yaşında olmasına rağmen yakışıklılık küpü -ee kimin oğlu- Ayaz'ı görmem bir oluyor. Zeynep gülmemek için kendini sıkarken, arkadan annem ve Yağmur büyük bir kahkaha patlatıyorlar.. Zeynep merdivenleri üçerli beşerli inerken ben ağzım açık ona bakmakla meşgulüm. Bu his o kadar güzel ki.. Bir kaç saate kadar Zeynep'in ikinci kez benim olacağını biliyorum. Bu kadarı yetmez mi sizce?
Zeynep utançtan kızarmış kıpkırmızı yanaklarıyla merdivenlerden inmeye devam ederken annem Zeynep'in kolunu dürtüp beni işaret ediyor. Haaa şimdi anlaşıldı bunların ne konuştuğu.
''Sevim anneeğ'' deyip omuzlarını kaldıran Zeynep'le annem de pes edip kafasını sallıyor.
''Tamam Zeynep'çiğim tamam''