''Biliyordum'' diyen Can'a dönüp kaşlarımı kaldırırken Can omuzlarını kaldırıp devam ediyor. ''Yani, senin o kılıbığa hala aşık olduğunu biliyordum''
''Kılıbık mı?'' dememle Can'la büyük bir kahkaha atıyoruz. Ayaz kahkahamızdan korkmuş olacak ki şaşkınca bize bakıyor. Kapının zil sesini duyunca Ayaz'ı Can'ın kucağına verip çalan kapıya bakmaya gidiyorum. Oha! Kaynana gelin,Zeyno'ya gelin. Tüm mahalle toplanmış mübarek!
''Zeyneeeeeğp'' deyip sarılıyor ve geri çekiliyor Melis. Gözlerimi hayretle kırpıştırıp neler oluyor laaaağn dermiş gibi etrafıma bakınıyorum. Melis etkisi bu olsa gerek.
''Bebeğim seni çok merak ettik'' diyen Yağmur'a dönüyorum. Merak edilmek güzel şey arkadaş. Ben hergün kaçarım artık. Fiyu hayatıma bir ekşın geldi sonunda! ''İyisin demi?''
''İyiyim iyiyim'' diyorum Aksel'e dönerken. Aksel'de bana sarılıp içeri geçiyor. Peşlerinden kapıyı kapatıp bende salona geçiyorum. Aksel ise bayaa bir sinirli. İkide bir kaşlarını çatıp ellerini birleştiriyor. İyiki kırmızı birşey giymemişim. Yoksa bu kızgın boğa Aksel bana saldırırdı vallahi.
''O Kerem'i parça pinçik edeceğim. Kimse Zeynep'i üzemez!'' deyip ayaklanıyor Aksel. Huuu benim kuzen atarlandı. Can hızla ayağa kalkıp Aksel'in kolunu tutarken onu sakinleştirmeye çalışıyor. I'm sorry bitch. They my brooo! ''Oğlum sakin ol nereye ya!'' Tutun benim kuziyi!
''Kerem'in yanına!'' diye King Kong misali kükreyen Aksel'le beraber gözlerim refleks olarak kapanıyor tabii. Ah benim yakışıklı oğluşum. Ben korktum sen nasıl korkmuyorsun bu sesten? Melis Ayaz'ı kucağına alıp camdan dışarıyı gösterirken Yağmur'da yanıma oturuyor.
''Ya saçmalama otur şuraya!'' deyip koltuğu gösteriyor Can. Aksel ise gayet kendinden emin. Git lütfen benim yerime de bir tekme iki tokat çak kuzi!
''Ya kız onun yüzünden ne hale geldi görmüyor musun Can? Peki ya Ayaz'ın suçu ne? Hem zorla öptüyse Kerem neden o kadar yakındı o kıza?!'' deyip bağırmaya başlıyor Aksel. Kızmayın ama ben birşeyden süpheleniyorum. Aksel Kerem'den mi hoşlanıyor acaba? Kıskanmalar felan.Ben o kadar kıskanmadım be! desem çarpılırım.
''Onu bizde biliyoruz Aksel! Kerem'i benzetmek yerine benim daha iyi bir fikrim var!'' diyen Yağmur'a dönüp kaşlarımı kaldırıyorum. Ne geldi bunun aklına yine? Hay.
''Neymiş o?'' diyor Can'da muzurca sırıtırken. Can''ın bu planı bildiği kesin. Kolunu dürtüyorum ama oralı bile olmuyor beyefendi.
''Zeynep Amerika'ya gidecek. Yani o bir haftalık iş gezisine. Böyle de Kerem Bey görsün bakalım kıskanmak neymiş!''
Yaşasın Amerika'ya gidiyorum. NEÖĞ? AMERİKA'YA MI GİDİYORUUUM?
▪
''İyi halt ettin Kerem!'' diyor Barış yüzüme doğru bağırırken. Barış'a şu olayı anlattım ve zaten kötü olan moralimin içine sıçtı. Tebrik ediyorum spagetti!
''Ya benim suçum mu abi? Öptü kız zorla'' diyorum omuzlarımı kaldırırken. Ama aklımda hala Zeynep ve elimde Zeynep'in numarasını arayan telefonum. Hayır Esra'nın da dünden yollu olduğunu bilmiyordum ki. Kusura bakmayın valla ö''yle ya. Şak diye öptü şıllak!
''Öptürmeyeceksin sende!'' deyip gözlerini büyüten Barış'la bir adım geri atıyorum. Onu meseneden sileceksin! diyen anneler misali bana bakıyor Barış. Tövbe estfirullah!
