❇ Gizemli Adam ❇

395 10 1
                                    

Uçurumdan düşerken

Kendine çek beni,

Karanlığına çek...

Tut ellerimden bırakma

İzin verme düşmeme

Kendine bastır sıkıca sar beni

Okyanus gözlerinde boğ ...

✳✳✳

Hayatım boyunca yaptığım her hareket, aldığım her karar, düşündüğüm her düşünceden emindim. Ama şuan öyle bir durumdaydım ki ne kıpırdayacak gücüm, ne düşünecek halim vardı. Daha önce hic tanımadığım bir insan karşıma çıkıp tüm hayatımı tepe taklak ediyordu ve ben buna izin veriyordum.

Değişmiştim.

En yakın arkadaşım Duru'nun dedikleri doğruydu. Beni artık tanıyamadığından bahsediyordu. Dokuz yıldır arkadaşımdı ve annem öldüğünde beni hic yalnız bırakmamıştı. Evet ailemiz dağınıktı bu annem hayatta iken de böyleydi ama annemin o deli saçması yardım dernekleri icin olan toplantıları falan derken bir kaç saatliğine de olsa tam bir 'Gercek Aile' olabiliyorduk.

Dört dörtlük bi insan değildim zaten hic kimse dört dörtlük olamazdı da ama benim annem her zaman dört dörtlük biriydi. Benim hakkımda her şeyi bilirdi tek eksik sevgisiydi. Beni sevdiğini biliyordum fakat bunu kanıtlamak gibi bi niyeti hic olmadığı için ona karşı öfkeliydim. Öfke duyduğum ilk ve tek kişi annemdi sadece annem olmasını istedim, öldüğü o lanet gün içimdeki öfkenin de ölmesini istedim ama olmadı. İçimde, derinlerde öfkemden parçalar bulunuyordu. Bu seferki anneme karşı değil, kendime ve aniden hayatıma girmiş olan hödüğün teki içindi...

Birkaç dakika gözlerimi kapatıp içinde bulunduğum anın rüya olmasını diledim. Gözlerimi istemeyerek te olsa açtığımda karşımda endişeli gözlerle bana bakan Bulut'u gördüm.

Gözlerimi açtığımı görür görmez yüz ifadesi değişti. Az önceki endişeli Bulut gitmiş, yerine öfkeden gözleri dönmüş bir adam gelmişti. Hoşlandığım adam bu olamazdı.

"Özür dilerim. Seni zorlamak istemiyorum ama zorundayım, anla artık bunu işimi daha da zorlaştırma."

"Sen kendini ne sanıyorsun da kapıyı kilitliyosun ya? Ne işi ne zorlaması? Şuan beni burda tutan sensin. Hayatıma kafa atan sensin. Benden ne yapmamı bekliyorsun? Her şey normalmiş gibi davranmamı mı bekliyorsun?" O kadar öfkeliydim ki bu sesime de yansımıştı. Bağırmaktan daha çok yüzüne doğru tükürüyordum resmen. Ama bu azdı bile. Tüm hücrelerim üstüne atlayıp önce öpmek daha sonra da her yerine yumruklarımı geçirmek için can atıyorlardı. Tabi ki düşüncelerime engel olan bir bedenim vardı...

"Sana her şeyi anlatıcam söz veriyorum ama lütfen şuan sadece kendini bana bırak. Her şey kontrolüm altında. Merak etme kötü bir şey olmayacak." Bana yalvaran gözlerle baktı. Ne düşünsem ne yapsam da konu o olunca akan sular duruluyor, dizlerimin bağları çözülüyordu. Sonunda pes etmeye karar vermiştim. İç sesimin bugün yine ukalalığı üstündeydi.

"Tamam pes ediyorum. Sen kazandın 'Bulut Karahanlı'." İç sesime kulak asmadan kurduğum bu cümle karşısında gülümsediğini gördüm. Gülümsemesi oldukça güzeldi. İpana reklamlarında ki gibi sırıttığını hali gözümün önünde canlanınca şen bir kahkaha kopardım.

Gözlerini açmış bana bakıyordu. Attığım kahkaha sonucu ilk kez utanmıştım ve utanmak hic bana göre bisey değildi. Zamanlama konusunda her zaman olduğu gibi berbattım niye öyle orospu gibi kahkaha attıysam!

Ben burda kendi kendimi yerken bana yaklaştığını farketmemle kendimi koltuğa iyice gömdüm. Koltukla neredeyse bir bütün haline geçmiştim ki daha fazla yaklaşmadan durdu ve gözlerimin içine baktı.

Senden Sonra Ben...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin