❇❇

235 8 1
                                    

Baya bi aradan sonra kısa da olsa yb yayınlıyım dedim. Okul hayatı her şeyi geride bırakıyor yahu.. Neyse...

Senden Sonra Ben... | 12. Bölüm ~ Milka

İyi Okumalar ☺

✳✳✳

Güneş'in parlak ışıklarının vücudumun açıkta kalan kısımlarını yakmaya başlamasıyla gözlerimi araladım. Yeni biçilmiş çim kokusu ile iç içe geçmiş Bulut'un okyanus kokusunu derin bir şekilde içime çektim. Birbirlerini çok güzel tamamlamışlardı. Bulut'a bakma isteği ile kafamı kaldırdığımda hala uyuduğunu gördüm. Normal şartlarda olsak; uyandırmaya kıyamaz, yıllarca bu şekilde kolları arasında olmak isterdim ama şartlar normal değildi. Bir hastane bahçesinde, dışarıdan nasıl göründüğünü bilmediğim bir pozisyondaydık. Açıkçası ben bu şekilde birilerini görmüş olsam hemen polisi arardım.

Omuz silkip Bulut'un çenesini öptüm. Homurdanarak arkasını döndüğünde kolları artık beni sarmıyordu ve ben tam anlamıyla donduğumu hissettim. Çimlerin üstünden kalkmak için hamle yaptığımda, Bulut aniden kalkıp elimi tuttu.

"Aniden kalkmak yok diye kaç kez söylemem lazım?"

"Üşüdüğümü belli etmem için ne yapmam lazım peki? İlla dişlerimin takırdaması mı gerekiyor?"

"Üşüdün mü?" diye sordu endişeyle. Sadece evet anlamında kafamı sallamakla yetindim. Üzerimde sadece mavi bir hastane elbisesi vardı tabii ki de donuyordum.

"Bekle burda. Ben hemen geliyorum." deyip koşarak hastanenin arka kapısından içeri girdi. Çok geçmeden tekerlekli sandalye ile dışarı çıktığında gülmeye başladım.

Yanıma gelip "Ne gülüyorsun?" bakışı attığında gülmeyi kestim." Eliyle, getirdiği tekerlekli sandalyeyi göstererek "Otur bakalım, prenses." dedi nazik bir ses tonuyla.

Kendimi sandalyeye atıp bedenimi ittirmesine izin verdim.  Hastane kapısından girdiğimizde kıkırdamalarıma engel olamıyordum. Bence genç bir kızın sevgilisi tarafından tekerlekli sandalye ile taşınması oldukça komikti.

Yanından geçtiğimiz ayağı alçılı olan yaşlı teyzeye gülümsediğimde o da bana gülümsedi. Beyazlamış saçlarına rağmen onları saklama gereği duymayan teyzelerdendi. Açıkçası oldukça şirin bir teyze olduğu her halinden belliydi. Bakımlı olduğunu düşünürsek ayağını nasıl bu hale getirdiğini merak etmiştim.

Geniş gri asansörün sürgülü kapıları açıldığında, içeriden üzeri beyaz çarşaf ile kapatılmış olan bir beden ile iki yeşil önlüklü adam çıktı. Kafamı kaldırıp Bulut'a baktığımda elini omzuma koydu ve onlar çıkar çıkmaz asansöre bindik.

Kabin harekete geçtiğinde "Onu nereye götürdüler?" diye fısıldadım. Duyduğundan emindim çünkü burada sadece ikimiz vardık.

"Sanırım morga." dediğinde içimin ürperdiğini hissettim. Beni en çok korkutan şey sevdiğim birini kaybetmekti ve bir kez daha böyle bir şeyi kaldıramazdım.

Asansörün kapılarının açıldığı büyük bekleme salonunda yüzü bize dönük şekilde oturan Kayra ile babamı gördüm. Babam beni görür görmez endişeyle ayağa kalktı. Yenilenen dikişlerime fazla baskı yapmadan Bulut'un yardımıyla sandalyeden kalktım ve birbirimize doğru yürüdük. Beni sıkıca kolları arasına alıp sesli bir şekilde derin olmayan bir nefes aldı. Beni bıraktığında Kayra'nın yanına gidip ona sarıldım.

"Beni çok korkuttun."

"Özür dilerim." dedim ve omuzlarımı kaldırıp indirdim.

"Bu kadar sarılmak yeter." diye atladı Bulut.  Kolunu Kayra'nın omzuna attı. "Biraz da biz sarılalım."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 11, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Senden Sonra Ben...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin