Sufjan Stevens- Mystery Of Love

26 1 0
                                    

Sabah kalktığımda bir numaradan, Furkan'dan ve Fatoş teyzeden toplam 26 cevapsız çağrı vardı. Bir şey oldu sanıp, acele ile Furkan'ı aradım.

-Alo?

-Kanka iyi misin? Başın çok mu ağrıyor?

Bunu dediği anda başımdaki ağrıyı hissetmem vakit almadı. Sanki biri bıçak saplamış gibi ağrı girdi. Furkan, susmadan devam ediyordu.

-... Başka bir şey yaptın mı la? Git bir duş al. Hatta bize gel kahvaltını güzelce yap, hadi.

-Hey hey hey, bir saniye! Neler oluyor? Ne yapmış olmam gerek ve başım neden ağrıyor?

-Ah benim yavrum, hatırlamıyorsundur sen bir de şimdi.

-Furkan ne diyorsun ya? Söyler misin bir düzgünce, neyi hatırlamam gerekiyor?

-Yavru kuşum, sen biraz fazla kaçırmışsın dün gece... Birilerini aramışsın falan. Geldim yatırdım seni sesini duyup.

Biraz şaşırmıştım. Ne olduğunu anlamamıştım. Neden yapmıştım ki?

- ... Geleyim mi seni almaya?

-Yok yok, tamam kuzum. Geleceğim.

Sesim iyice kısılmışken söyledim bunu. Neler olduğunu anlamaya çalışıyordum. Birden Furkan'ın dediği şey geldi aklıma birilerini aramışım. Hızlıca telefonumu alıp, arama geçmişine baktım. Bunu yaptığıma inanamıyordum ama Efe'yi aramıştım. Bir çığlık atıp, utançtan kıpkırmızı oldum. Resmen 37 dakika konuşmuşuz. Beni çok aramış sonrasında ama açmamışım. Biliyordum beni, içimdekileri söylemişimdir. Ayıkken içimde kalanları demişimdir. Aptal ben... Hangi akla hizmet içmişim ki?

Hemen bende kayıtlı olmayıp, beni arayan numarayı aradım. Bir erkek sesi karşıladı beni.

-Buyrun?

-Dün gece beni aramışsınız da... Yaklaşık 7 kez. Siz buyrun?

-Ha, Efe... Efe aramıştı sizi fakat yanımda değil. Kendisi pek iyi değil gibiydi. Ona geri dönerseniz anlatacaktır.

-Bir dakika, bir dakika. Neden? Neden iyi değildi yani? Ve biz ne konuştuk biliyor musun?

-Bunu onun anlatması daha iyi, emin ol.

-Tamam, teşekkür ederim. İyi günler.

-Ne demek, iyi günler.

Gerçekten hiç hazır değildim olacaklara, olmuşlara. Kendimi hazırlayıp onu arayacaktım. Şimdi ilk iş duş alıp, baş ağrımı geçirmekti. Diğerlerini sonra düşünmeliydim, hiçbir şey kaldıracak gibi değildim.

Aynaya bir baktım ve korkunçtum. Şişmiş göz altlarım, dağılmış saçlarım, akan rimelim ve içki kokan pandalı pijamam... Muhtemelen acıklı şarkıların dibine vurmuştum dün gece. Deli gibi zonklayan başımda şarkıların çalıyor olmasından anlamak zor değildi.

Duşa girdikten sonra saçlarımı kurutup elime gelen beyaz tişörtümü ve siyah kotumu geçirdim üstüme. İnsana benzeyeyim diye göz altlarımı kapattım ve azıcık rimel sürdüm. Fatoş teyzelere bu halde gidemezdim, bir kahve yaptım kendime ve evden çıktım.

Kapıyı Tolga Abi açtı. Tolga Abi, Furkan'ın abisi ve dünyalar tatlısı biridir. Furkan, ben, Tolga Abi üçümüz yakın dostlar gibiyiz. Aramızda çok yaş farkı yok, belki o yüzden. Bizi arabasıyla konserlere, festivallere götürür. Dinlediğimiz kişi veya gruplar hep aynı, şanslıyım. Neyse, Tolga Abi beni içeri aldı.

-Kız sen ne yaptın bakayım? Delik deşik edicem seni!

-Ya Tolga Abi, ben de anlamadım ki... Yoksa bilirsin, yapmam ben.

Kötü Başlayan YazlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin