Jakuzi- Koca Bir Saçmalık

14 1 0
                                    

Okullar açılalı 2 hafta oldu ve ben bunu hâlâ kabullenemedim. Sahi, hangi gündeyiz? Saat kaç?

Kontrolümden hemen sonra, evet okula geç kalmak üzereyim. Yine,yeni, yeniden! Çabucak kalkıp elime ilk gelen pantolonu geçirdim. Bir boyfriend ve elime aldığım bol siyah t-shirt. Aynaya baktım ve görüntümden memnun olmadım. Tam dudak büzüp, kendimi yatağa atmıştım ki telefonum titredi.

-E hadi kızım ya! Nerede kaldın? 10 dakika oldu, çabuk.

-Tamam tamam, hemmmen geliyorum!

Tahmin edildiği üzere sözümü tutmadım, biraz gecikmiş bulundum.

Tekrar aynanın karşısına geçip saçlarımı düzelttim, dişlerimi fırçaladım, gözlüğümü sildim. Ders programıma uygun bir şekilde çantama defterlerimi, kitaplarımı attım. Ve hazırım.

Aşağı indiğimde sıkılıp, köşeye oturduğunu gördüm, telefonuyla uğraşıyordu. Homurdanarak erken yatmam gerektiğiyle ilgili birkaç şey söyledi. Sonra ilgisiz olduğumu görünce sustu ve yürümeye devam ettik.

Okula vardığımızda henüz ders zili yeni çalıyordu. Yazılım dersimiz vardı ve bu derste sınıflarımız ayrılıyordu. Furkan ile kantinde bir araya gelme konusunda uzlaşıp, sınıflarımıza doğru yöneldik. Derse girdim ama sabah 9'da keyfim pek yerinde olmadığından dinleyemiyordum. Gözüm daldı ve düşünüyordum da, hâlâ hiçbir şeyi tam olarak atlatamamıştım. Ne Ela'yı, ne Efe'yi. Ne var bu 3 harflilerde yahu? Ha, bir de kendimi.

"Yalan yok ama itiraf etmek çok zor kendimi, hiç bilmediğimi."

Kendimi son günlerde anlayamıyordum. Ben gibi değildim. Beni bana sorsanız çoğu soru boş. Soru işaretleriyle doluyum. Hem kendi içimde, hem dışarıya karşı daima kapalı bir kutu. Belki bazen istisnalar olabilir... Furkan'a karşı. Ama istisnalar kaideyi bozmaz. Bazen çok neşeli, bazen çok üzgün. Ama dozu yok, hepsi aşırı. Kendimi tutamıyordum, elimde olan bir şey değildi. Rahatsız ediciydi çünkü ne zaman ne yaparım kestiremiyorum ve eskisi gibi olmak istiyordum. 

Dersin bitmesine 15 dakika kala "Ne yapıyorum ben ya?" diye düşünürken, sesli düşünmüş olmalıyım. Sıra arkadaşım Yağız saatini kontrol ederek cevapladı:
  
-Yaklaşık yarım saattir anlamadığım hâlde tüm kodlamayı bana bırakıyorsun. Beynimden yanık kokuları gelmiş olacak ki sonunda farkına vardın, bebeğim.

Okulda kodlama dillerini en iyi bilen bendim. Küçükken eğitim almıştım ve yarışmalarda okul takımını galip getiriyorduk. Bildiklerimi paylaşıyordum, yapabildiğim kadar hataları düzeltiyordum. Bu sene kendimi saldığımdan pek ilgilenmemiştim. Abarttığımı düşünebilirsiniz  ama ergenliği doruklarında yaşıyorken ve ağır darbeler almışken nasıl olacaktım ki? Fazla depresif, bunalımda, sıkıcı... Bunları duymak bile sıkılmanıza yetiyor olmalı. Ama merak etmeyin, anlamam çok uzun sürmedi.
 
  İşte tam "Ne yapıyorum ben ya?" diye çemkirirken Yağız araya girmeseydi anlatacaktım. O hâlde devam ediyorum. Henüz çocuktum ve bu dert de neyin nesiydi? Her şeyi kafama takıp, her şeyi sorun ediniyordum. Her gün ağlayıp, o depresyon kokan pijamalarımla yine gözyaşı içinde yatağıma giriyordum. Bence yetmişti. Kendimi toparlamam gerektiğini düşündüm. Ela beni böyle görse üzülürdü. Şu an yanımda olmaması, onun istemeyeceği şeyleri yapabilirim demek, ona ihanet edebilirim demek değildi.

Evet, hepsini o derste düşünüp o derste de karar verip, hızlıca bir U dönüşü yaptım. Hayatımın dönüm noktası, hayatımın U "dönümü"ydü belki de.
 
Koca bir saçmalık. Ama yine o teneffüs koşar adımlarla kantine gidip Furkan'a kocaman bir gülümsemeyle, kocaman sarıldım. 

-Milena kuşu, hayırdır bu sevgi ve coşku patlaması ya? Bipolar falan mısın? Daha sabah keşke ölsem bakışlarıyla tüm enerjimi emiyordun.

-Hayır ya, ağzını hayra aç! Sadece bu ergen bazı radikal kararlar aldı ve uyguluyor. Keyfini çıkar. Eskiye mi döneyim, onu mu istersin?

En tatlı bakışlarımı atıp, muzipçe gülümsedim. O da bana gülümseyip, kollarının arasına aldı beni. Uzun zamandır istediği tek şey buydu. Eski ben. E olalım o zaman!

Sevdiklerimin istediği şeyleri yapmaktan mutluluk duyuyordum. Çünkü gerçekten sevdiğim insanların dileklerinin ucunda beni de mutlu edecek şeyler vardı. Peki, kendi isteklerim?

"Hepsi koca bir saçmalık...
Çünkü ben ne zaman bir şey istesem,
Bana verilen koca bir saçmalık.
Bilirsem hata nerde bilirsem,
Hiç şaşırmam, kafanı şişirmem."

Kötü Başlayan YazlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin