Erkin Koray- Seni Her Gördüğümde

11 2 1
                                    

Yüzüme vuran güneş ışığının gözlerimi gıdıklamasıyla uyandım. Yüzümdeki yarım gülümseme, birkaç saat de olsa uyuduğum uykunun keyfini aldığımın göstergesiydi. 

 Odamı güneş ışığının doldurmasına izin vermek için kalkıp pencereleri açtım. 1 saat erken kalkmıştım ve bir sürü şey yapmak istiyordum. Bir anda bu kadar pozitif bir insan olmam hayra alamet değil gibiydi. Rüyada mıyım diye kendimi kontrol ettim. Yok, değilmişim.

 Anın tadını çıkarmak adına bunları düşünmedim. Mutfağa indim ve kahve makinesini hazırladım. Kahve hazırlanırken ben de kendime ve Furkan'a soğuk sandviçler hazırlayıp kaplara koydum. Kahvenin birazını şimdi içmek için ayırırken diğer kısmını da Furkan ile içmek üzere termosa koydum. Hazırladıklarımı özenle bez çantaya yerleştirip kapının önüne koydum ve hızla yukarı çıktım. Uzun zaman sonra  biraz kendimle ilgili olmak istemiştim. Dolabımın önüne geçtim. Düğmeli, dar ve beyaz bir crop elime aldım. Altıma kırmızı ekoseli pantolonumu geçirdim, en sevdiğim! Şimdi ise gümüş halkalı küpe zamanıydı. Bugün bu kadar özen gösterdiğime inanamıyordum. Saçlarım her zamanki gibi, düzlerdi. Yatarken öndeki kısımlarını arkadan tutturduğum için dalgalı görünüyorlardı ama gözüme batmadı, hoşlardı. Yüzüme pek bir şey yapmaya gerek yoktu, her zaman kırmızı olan yanaklarım sağolsun canlı görünüyordu. Kirpiklerimi kıvırdım ve dudaklarıma bir parlatıcı sürdüm. Hazırım! Fazlasına sanırım gerek yoktu.

 Çantamı kapının önüne koymak için sırtıma taktım ve aşağı indim. Henüz evden çıkmak için 20 dakikam vardı. Furkan'ı aradım.

Çalıyor...

Çalıyor...

Arama sonlandırıldı.

Furkan'ın çoktan uyanmış olması gerekirdi ve telefonlarımı ilk çalışında açardı. Tekrar aradığımda şükürler olsun ki açtı.

''Alo?''

''Günaydın kuşum. Hazırsan seni almaya ben geleyim demek için aradım. Biraz centilmenliğim tuttu bugün.

...

Aloo! Sana diyorum. Tamam ben de şaşırdım, beklenmedik bir hareketti ama o kadar da değil yahu! Ben de erken kalkabilirim.''

''Tamam. 5 dakika sonra çık evden''

Sesi soğuk geliyordu. Hiçbir şey anlamadım ama yine de üstelemedim.

''Olur, tamam. Görüşürüz''

''Görüşürüz.''

 Beyaz ayakkabılarımı çıkarıp giydim. Çantalarımı alıp Furkanlar'a doğru yürümeye başladım. Fatoş Teyze kapıda Furkan'a çantasını veriyordu.

''Günaydınlar efendim. Hava ne güzel, öyle değil mi?'' dedim Fatoş Teyze'ye doğru. 

''Günaydın balım! Sen daha güzelsin bugün!''

Furkan kafasını bana çevirdi. Görür görmez gözlerini üzerime dikti.

''Ne var be? İki boya sürdük altı üstü!

Kötü mü olmuşum, Furkan? Ne bakıyorsun öyle?''

''Hayır, çok güzel olmuşsun. Ben sadece... şaşırdım.'' deyip kafasını çevirdi. 

Fatoş Teyze'yle birbirimize nesi var bu çocuğun, der gibi baktık. Daha fazla onu kapıda bekletmeden vedalaşıp yürümeye koyulduk. Furkan önden önden giderken bir anda koluna girdim. 

''Furkan, balım neyin var senin?'' 

''Bilmem, bir şeyim yok.''

Bu dediğine sen inandın mı der gibi göz devirerek suratına baktım.

Kötü Başlayan YazlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin