13.bölüm :)
İyi okumalar :)
..............................BERKAY'DAN...
Doktorun söylediği şeylerin üstüne kısa bir şok geçirmiştim. Yalandı dimi? Amir ölmüş olamazdı gerçekten. Elimin tersiyle sol gözümden usulca süzülen yaşı sildikten sonra yasak falan dinlemeden ameliyathanenin kapısına koştum. Etrafımdaki doktorlar ve Cemre beni sakinleştirmeye çalışsa da, başarılı olamamışlardı.
Bir süre kapının yanındaki şifreyle uğraştıktan sonra, zor da olsa açmıştım kapıyı.
İçerideki hemşire beyaz çarşafla Amir'in üstünü örteceği anda, kolundan tutarak engel oldum.
"YA NE YAPIYORSUN SEEN. ÖLMEDİ Kİ O. HAYIR ÖLMEDİİİ" diye bağırırken, Cemre'de beni sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Berkay bey biraz sakin olun. İnanın ki elimizden gelen hr şeyi yaptık. Ama malesef" diye aklınca beni sakinleştirmeye çalışan doktora sert bir yumruk geçirdim.
"Ne demek lan elimizden gelen her şeyi yaptık? Ne demek kurtaramadıık! Yalan söylüyorsunuz ölmedi Amir. Ölemez o ölemeeeez" diye bağırırken, Amir'in yüzüne takıldı gözlerim. Vücudunun her yeri mosmor olmuştu.
Göz yaşlarım sicim gibi akarken, elini tutup usulca yanına oturdum.
"Amiir. Amir aç gözlerini bak ben biliyorum ölmediğini. Amir hala burdasın burdasın biliyorum ne olur aç gözleriniii" hıçkırıklarımı dahi kontrol edemiyordum.
"Berkay bey lütfen sakinleşin biraz." Diyen Cemre'nin ses tonundan, onun da ağladığını fark etmiştim. Belki o bana inanır umuduyla ona dönüp kollarını tutarak hıçkırıklarımın arasında zor da olsa konuşmaya çalıştım.
"Ce-Cemre bak bana inanmıyorlar. Sen bir şey söyle ne olur Amir ölmüş olamaz Cemre Amir ölmüş Olamaaaz" diye sitem ettiğimde, Cemre'nin de gözleinden usulca yaşlar süzüldüğünü fark ettim. Ama kahretsin ki, oda bana inanmıyordu. İşte o an anlamıştım. Amir ölmüştü ve, istemesem de bu acı gerçeği kabullenmek zorundaydım. Benim için çok zor olacaktı belki ama, kabullenmek zorundaydım...
CEMRE'DEN.......
Amir beyin bu şekilde ölmesi, Berkay bey kadar benimde canımı acıtmıştı. Nednini bilmediğim bir ağrı vardı kalbimde. Amir beye kesinlikle aşık değildim. Ama neden peki? Neden bu kadar kötü hissettirmişti gidişi?
Bir yandan kalbimdeki ağrıyı bastırmaya çalışırken, bir yandan da Berkay beyi sakinleştirmeye çalışıyordum. Çünkü eminim ki, benim kalbimdeki acının bin katını, şu an o yaşıyordu. Ve böyle bir acıyla başa çıkabilmesi imkansızdı.
AMİR'DEN..........
Nedenini bilmediğim bir şekilde, hala buradaydım. Karşımda cansız bedenim, ve onun başında acı ile feryat eden Berkay! Ben gerçekten ölmüş müydüm şimdi? Karşımda cansız bedenimi gördüğüme göre, gerçekten de ölmüşüm.
Berkay cesedimim başında feryat figan ağlarken, usulca yaklaşıp konuşmaya çalıştım.
"Berkay. Berkay burdayım Berkaaay" ne kadar konuşsam da boştu biliyorum. Çünkü beni duymuyordu. Bu saatten sonra, hayatım sadece zifiri karanlık olacaktı.
BERKAY'DAN...
Bir süre daha çaresizce çırpındıktan sonra, hemşirenin yaptığı sakinleştiricinin etkisiyle kendimi derin bir uykuya teslim ettim.
2 saat sonra...
Gözlerimi usulca araladığımda kendimi bir hastanenin odasında uyurken buldum. Ve baş ucunda da Hasret duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melek Daveti "Lânetli Aşk" (TAMAMLANDI✔)
Terror"Lânetli gözyaşlarıydı.. masum gözlerden süzülen" Amir ve Berkay yaklaşık yedi yaşlarından beri aynı yetimhanede yaşamaktadır. Yıllar sonra ayrı eve çıkan ikili, okullarını bitirip mesleklerini eline alırlar. Komiser Amir, sıradan bir günde kapkaça...