Medya: Berkay :)
Keyifli okumalar :)
AMİR'DEN...
camiden çıkıp eve yetişeli neredeyse bir saat olmuştu. bir yandan mutlu, diyer yandan da oldukça heyecanlıydım. ne de olsa artık kurtulmak için bir umudum vardı ve, o metal şey beni oldukça güvende hissettiriyordu.
"Amir. iyisin değil mi? bir sorun yok?"
"yok Berkay yok. çok heyecanlıyım sadece" dediğimde, tebessüm etmişti.
"tabii ki heyecanlı olacaksın. olum kurtulmak için bir şansın var artık" dediğinde, olumlu anlamda kafamı salladım.
"hadi Amir. bunun şerefine kutlama yapalım" dediğinde şaşırmıştım.
"ne kutlaması?"
"ya kendi aramızda küçük çaplı bir kutlama. Cemre'nin sabah yaptığı keklerden bir sürü var hala. biraz çerez kola falan alır keyif yaparız" dediğinde, istemsizce kıkırdamıştım.
"olur olur yaparız da, Cemre nerde?"
"ruh öküzüm sağ olsun akşam için dolma yapıyor bize" dediğinde, şaşırmıştım. sevgilimin bu kadar marifetli olduğunu tahmin etmemiştim açıkçası.
"e hadi o zaman. gidip yardım edelim kıza. bizim için o kadar uğraşıyor" dediğimde, bana hak vermişti.
ikimiz birlikte mutfağa girdiğimizde, Cemre'nin masanın üstünde dolma doldurduğunu gördüm
"Cemree. biz geldiiik"
"hoşgeldiniiz" dediğinde hepimiz kıkırdamıştık.
"yardım etmeye geldik. yardım edebileceğimiz bir durum var mı?" diye sordum.
"var var. şurdan iki tane kaşık alıp gelin" dediğini yaparak iki kaşık aldıktan sonra, yanındaki sandalyelere kurulduk.
"ee patron? ne yapıyoruz şimdi?" diyen Berkay olmuştu.
"şimdi şu patlıcanların içine harcından iki kaşık koyup tencereye koyuyorsunuz" dediğinde, süzgeçte duran patlıcanlardan birini elime aldım ve iki kaşık harcından bırakarak sırayı bozmamaya özen göstererek tencereye yerleştirdim. aynı şekilde Berkay'da.
üçümüz birden aynı anda çalıştıktan sonra, kısa süre içerisinde işimizi bitirmiştik. biz Berkay'la elimizi yıkarken, Cemre çoktan yemeği ocağa koymuştu bile.
"lan Amir sabun bitmiş. ben markete gideyim sabun alayım bir de akşam için biraz kola cips çerez falan alırım" dediğinde, olumlu anlamda kafamı salladım.
"tamam o zaman ben çıkıyorum" dedi ve, askıda duran hırkasını üzerine geçirip evden çıktı.
arkamı dönerek tekrar mutfağa girdiğimde, Cemre beyaz renk kupaya doldurduğu suyu içiyordu.
"Cemre yemeğin pişmesine çok var mı ya? nedne bilmiyorum ama bugün fazlasıyla açım."
"en geç yarım saate pişer. Berkay nerde?"
"o markete gitti. içecek bir şeyler alacakmış." diyerek yanına yaklaştım ve, sırtından tutup kendime çekerek dudaklarına küçük bir öpücük kondurdum. sonra bir kez daha.. bir kez daha... ve bir kez daha...
taa ki kapının zili çalana dek. istemeyerek te olsa Cemre'nin yanından ayrıldıktan sonra, salona yönelip sokak kapısını açtım. gelen kişi tabiiki de Berkay'dı.
"ne yaptın Berkay? aldın mı sabun?"
"aldım aldım. kola da aldım, meyve suyu da aldım, cipste aldım, büsküvi de, gofret de, çikolata da"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melek Daveti "Lânetli Aşk" (TAMAMLANDI✔)
Terror"Lânetli gözyaşlarıydı.. masum gözlerden süzülen" Amir ve Berkay yaklaşık yedi yaşlarından beri aynı yetimhanede yaşamaktadır. Yıllar sonra ayrı eve çıkan ikili, okullarını bitirip mesleklerini eline alırlar. Komiser Amir, sıradan bir günde kapkaça...