1.1

11.8K 1K 759
                                    

nbr oy verin bb

7 ög okuyun bb

***

'ela kapı açıkken işiyebiliyor' grubundan 3 yeni mesaj.

ata sizi grup yöneticisi yaptı.

ata; mrb

timur; sen ela'nın kapı açık işediğini nereden biliyorsun amk

ata; itiraf etti

ela; benim neden haberim yok bundan

ata; kafa skmeyin mükemmel bi grup adı

yağmur; annem börek yaptı, çocukları da çağır diyor

yağmur; gelsenize 2 gibi

ela; olabilir tankut tencerenin dibini yalıyordu açlıktan

ata; yemek yap o zaman çocuğa aq

ata; ata abisi olsa ne güzel sofra kurmuştu şimdi ona

ela; en son gastronomi okumaya karar verip tankuta yemek yaptığında annemden gizli bi şekilde acile kaçırdık aq

ata; senin ayı kardeşinin suçu azıcık yese zehirlenmezdi

ela; belki de kirazlı çorba yapmaya çalıştığın içindir?

ata; puding tarifiymiş o ben ne bileyim çorba sandım

timur; boş yapmayın da gelin

ata; tamam aşkım

timur; sen değil elayla tankut

ata; nE

ela; HAHAHAHAHAHAHHAHAHAHHAHAH

ata; @timur şu paçoza beni tercih mi ettin gerçekten?

timur; evet

yağmur; NFŞSŞŞGLWFÖFÖDĞWGKSMXÖSÖWQMQŞĞQLZÖXMSWLPGLE

ata, timur kişisini gruptan çıkardı.

ata; keşke kalbimden de böyle çıkarabilsem zalımın oğlu

**

Tankut içerde Ata ile takılırken ben de Yağmur'a sofrayı kurması için yardım ettim. Sitelerinin ortak bir bahçesi vardı ve genellikle kimse kullanmadığı için biz orada takılıyorduk. Yağmur elindeki bardakları masaya bıraktı, ben de tabakları dizmeue başladım. Timur için iki bardak götürmüştük, ayı olduğu için bir bardakta kola diğerinde ayran içiyordu ve ikisini de aynı anda bitirmeye çalışıyordu.

"Kız şanslı kaşar! Senin İstanbul'lu yazıyor mu hâlâ?" diye soran Yağmur'a baktım. Sahi, yazmamıştı bugün.

"Bana gönderdiği doğum günü hediyesinden sonra çok konuşmadık, sanırım utandı." deyip güldüm. Gerçekten dünyanın en saçma hediyesiydi ama Tankut malı çok sevmişti mutfağın bir kenarında duruyordu. Bazen gece su içmeye kalktığımda elim o kupaya gidiyordu ve yüksek sesle ELHAMDULİLLAH diye bağırıp babamları uyandırıyordu.

Timur çardağa geldiğinde ikimizde sustuk çünkü Timur böyle işlerden hiç hoşlanmıyordu. Beni geri zekalı zannettiği için dolandırılacağımı ya da kaçırılacağımı falan düşünüyordu muhtemelen. Okulda da ne zaman biriyle flört etsem benden hoşlanan çocuklar hakkında büyük ihtimalle onların bile kendileri hakkında bilmediği şeyleri öğrenip beni soğutuyordu.

Timur masaya oturmak için sandalyeyi çekti. Atayla Tankut'ta gelince ben de oturdum. Ata tencereden bir tane börek aldı ve büyük bir dilim ısırdı. "Mmh, Ayla Teyzemin eline sağlık çok güzel olmuş, içinde biraz kokoreçte olsa daha iyi olabilirdi tabii." diyerek Mehmet Şef misali yorum yaptığında Yağmur göz devirdi.

"Kokoreç ne alaka?" diye sordum.

Omuz silkti. "E kitabın adı bu kızım." Evet, haklısın. Her neyse.

Benim zavallı kardeşim Tankut muhtemelen uzun zamandır farklı çeşitte bir şey yemediği için kıtlıktan çıkmış gibiydi. Yağmur da onun bu durumunu görünce dehşete kapılmış gibi tencereden 3 dilim daha alarak Tankut'un tabağına fırlattı. "Yakala!" dedi kendini kaptırmış olacaktı ki.

"Yağmur abla ben hayvan değilim."

Sadece güldüm ve elimi çatalıma attım. Koca börek ağzıma sığmadığı için bıçak aradım ama Yağmur getirmemiş olmalıydı. "Bıçak yokmuş alayım ben..." diye mırıldanarak masadan kalktım.

Ata ise arkamdan söylenmeye başladı. "Bu hafta potaya gir de aklın başına gelsin."

Anahtarın üzerindeki kapıyı çevirip içeri girdim. Bahçe katındaydı evleri bu yüzden çok ferah duruyordu. Mutfağa girdim, çekmeceden kendim için bıçak aldım. Arkamı döndüğümde çarptığım kişiyle duraksadım. Bir adım geri çekildim, kalçam mutfak tezgahına yaslandı.

"Sen de mi bıçak istiyordun?" diye sordum. Timur biraz garipti, bir süre bir şey demedi. İki koluyla beni tezgahla kendi arasında sıkıştırdığında sert bir şekilde yutkundum. "Dilsiz olduğunu bilmiyordum salak." Konuşmaması sinirimi bozarken gözlerini kıstı. Mavilileri bana dik dik bakarken bu aptalca bakışma daha uzun sürmemeli diye düşünmüş olacaktı ki konuştu.

"Şu bilinmeyen numaranın kim olduğunu öğrendin mi?" diye sordu farklı bir ses tonuyla. Koca cüssesi her an üzerime yığılacakmış gibi hissettiğim için rahatlıkla yanıtlayamıyordum.

"Sana ne." dedim gayet net bir şekide. "Anam mısın babam mısın sana ne."

"Düzgünce bir soru sordum Ela, Yağmur'la konuştuklarınızı duydum, kendini tanımadığın birine kaptırmanı istemiyorum." dediğinde alayla güldüm.

Beni rahat bırakması için göğsüne vurdum ama milim kıpırdamadı. "Kime kaptırayım Timur? Hadi sen söyle. Bütün gün evde kardeşimle oturuyorum, sizden başka bir ortamım yok. Küçük bir şehirde yaşıyoruz, sosyalleşemiyorum. Kimse benden hoşlanmıyor bile senin korkundan. Ona kaptırmayayım, buna bakmayayım. Sen nereye kadar bana abilik taslayacaksın?" dedim sinirle. Hızlı bir şekilde söylediğim şeylere karşılık yüzü biraz yumuşamış gibi görünüyordu.

"Ben..." dedi ve duraksadı. "Sen üzülme diye söyledim."

"Aşırı korumacı tavırlarınla beni üzen sensin Timur. Yağmur'un abisisin, benim ise en yakın arkadaşım. Ona göre davran." dediğimde kollarını benden uzaklaştırdı. Hızlıca mutfaktan ayrılmak istedim ama arkamdan seslenişini duydum.

"Haklısın! Ben senin abin değilim!"

**

🆎🅾️

timur napıon olm

kokoreç / textingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin