Bu durumdan dolayı hemen arkadaşlarımın evine gittim ve onlara durumu anlattım, sonra teklifimi yaptım. Hayret, hemen kabul ettiler. Her halde şaka yapıyorum filan sandılar. Neyse sonuçta geldiler ya benim için önemli olan o. Şimdi tek işimiz adamın yerini bulmaktı. Bu yüzden hemen işe koyulduk. 7-8 gün çalıştıktan sonra hala hiçbir sonuç elde edememiştik. Tam umutsuzluğa kapılacağımız sırada telefonum çaldı. Üzerinde gizli numara yazıyordu. Hemen telefonu açtım. Ve konuşmaya başladım. Telefondaki kişi MURAT'tı. Bize bulunduğu yeri ve hala tek parça olduğunu söyledi. İçim rahatladı doğrusu. Hemen plandaki gibi en yakındaki silahçıya gidip ihtiyacımız olan ürünleri talep ettik ama tabi ki, doğal olarak yaşımızın küçük olduğunu ve ruhsatımızın olmadığını söyleyerek bizi başından sinek gibi kovdu(ne alakaysa artık!). Bunun üzerine hemen arkadaşlarımın annelerinin yanına gittik ve onlardan işimize yarayacağını düşündüğümüz birkaç malzeme aldıktan sonra MURAT' ın verdiği adrese doğru yola koyulduk.
Arkadaşlarımızın annelerinde aldığımız eşya listesi (eşarp, toplu iğne, küpe, düğme, vb.). Bir 5 saat kadar yürüdükten sonra dev bir vadiyle karşılaştık. Murat ın verdiği adrese göre bu vadiden geçmemiz gerekiyordu. Başta biraz duraksadık ama sonra birden gelen cesaretle cumburlop diye daldık vadinin içine. İçerideki hava dışarıdakine göre çok daha fazla temizdi. Her yerde kelebekler uçuşuyordu. Hatta bir tanesi tam yanımızdan geçiyordu ki birden dev bir aslan zıpladığı gibi kaptı kelebeği. Biz o anın verdiği korkuyla anında tabanları yağlayıp vadinin sonuna doğru koşmaya başladık. Aslan da peşimizden koşmaya... Önümdeki hiçbir şeyi göremiyordum. Arkadaşlarımda da aynı durumun olduğunu düşünüyorum çünkü BULDOG BATU önündeki dala takılıp amele sümüğü gibi(ne olduğunu bende bilmiyorum) yapıştı yere. Ben ne yapacağımı bilmiyordum. Durun; bana yardım edesiniz diye size iki şık vereyim
1. Geri dönüp ölmek
2. Bir korkak gibi kaçıp hayatının sonuna kadar vicdan azabı çekmek.
Bence iki numara, aaaaaaaaa tamam, hadi bir numara olsun sizi mi kıracağım. Bismillahirrahmanirrahim! Hemen orada şehadet getirdim ve aslana doğru bağırarak koşmaya başladım. Aslan korkmuşa benzemiyordu. Çünkü daha yüksek sesli bir şekilde bana kükredi ve daha da hızlı koşmaya başladı. Ben acayip bir şekilde korkmuştum. Ama yine de aslana doğru koşmaya devam ettim(belki vazgeçer
de geri döner diye bir düşünceyle). Ve tam aslan bana doğru atlarken ani bir haraketle sağa doğru zıpladım. Aslan, yere düşmüştü. Ben de bunu fırsat bilip Batu' yu yerden kaldırıp aslanın üstüne bastıktan sonra beraberce son hız vadinin sonuna doğru koştuk. Vadinin sonuna vardığımızda Mete bizi bekliyordu. "Nerede kaldınız?" diye sordu. Onun, daha çok meraklanmasını ve ardından beni soru yağmuruna tutmasını bekleyerek heyecanlı ve endişeli bir ses tonuyla "Hiç sorma!" dedim. O da "Tamam." dedi. Ben öylece kalakaldım. Sonra yolumuza devam ettik. Hevesim kursağımda kalmıştı. O kadar macera yaşa, koca bir hayat kurtar, günü kurtar, sonra hiç birini anlatamadan yoluna devam et... Hiç adil değil!!!Bir kaç saat sonra eski püskü bir barakayla karşılaştık. Sanırım bu, Murat' ın tarif ettiği barakaydı.
(MURAT'ın tutulduğu yer kale değilmiş, büyük hayal kırıklığı...)
devamı tekrar iki gün sonra...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ETO ZİGLERİN MACERALARI 1(BAKALIM BAŞIMIZA NELER GELECEK)
HumorETO ZİGLER ADLI KAHRAMANIMIZ ARKADAŞININ BİR PSİKOPAT TARAFINDAN KAÇIRILMASI ÜZERİNE BİR MACERAYA DALAR.