Ateş, lüks bir mühitte yada sitede lüks bir daire veya düblekx bir ev bekliyordu. Toprağın, babası nüfuslu biriydi çünkü yani zengin ama bunu beklemiyordu. Yıldıray'da ondan farksız değildi. Durdukları büyük demir kapının arkasından koça çiftlik evine bakıyorlardı. Toprak'sa korkuyla Ateş'e bakıyordu bırakıp gidebilirdi. Arkadaşları öyle yapmıştı. Babası hakkında ne zaman konuşmak istese bir şey engel oluyordu.
"Enişte burası olduğuna emin misin? Yanlışlıkla bizi Adnan Kaçıkçı'nın evine mi geldik?." Şu durumda bile güldürmüştü onu.
"Hayır. İsterseniz siz bekleyin ben geldiğimi haber vereyim otele falan gideriz."
Gerginlikten dudaklarını dişledi. Ateş'in öfkeyle parlayan gözleri Toprağa, sabitlendi. Onu burada yalnız bırakacağını düşünüyorsa çok yanılıyordu. Az önce giden koruma tekrar yanlarındaydı. Toprağın, penceresine eğildi.
"Toprak bey babanız sizi bekliyor." Arabanın içini gözleriyle tarıyordu koruma kapı otomatik açıldığında Ateş'te arabayı sürdü.
"Sen nereye gidersen bende oradayım güzelim."
Aşık olduğu gülümseme Toprağın, yüzüne yayıldığında direksiyonu sıktı. Gülüşünden öpmek istiyordu şimdilik bu imkansızdı.
"Doğru buraya kadar geldik baban bizi topuklarımızdan vurmadığı sürece gitmeyiz."
Toprak, bundan emin değildi işte kararsızlıkla Yıldıray'a bakıp gözlerini kaçırdı. Yıldıray'sa korkuyla yutkundu yine de Ateş'in arkasından arabadan indi. Toprağın, titreyen elini tutup parmaklarını birbirine geçirdi. Canı onun elinden aldığı güce bağlıymış gibi sıktı Ateş'in elini. Önünde durdukları kapının ziline bastı.
"Toprak bey hoş geldin."
"Hoş bulduk Nesrin abla."
Toprağa, bu evde en çok kimi özledin diye sorsalar Nesrin, ikinci sıradaydı. Zaten özlediği iki kişi vardı. Aç bırakıldığı günler gizlice yemek getiren bu kadındı. Ağlarken başını okşayan hastanede başında bekleyen ondan başkası değildi. İleri atılıp Ateş'in elini bırakmadan kadına tek koluyla sarıldı onu sarmalamasına izin verdi. Geri çekildiğinde ikisi de ağlıyordu. Kadın uzanıp yanaklarını sildi.
"Ağlama baban içeride görürse kızar yine." Nesrin bakışlarını arkada duran Ateş'e cevirdi. Toprağın, sıkıca tuttuğu eli görmüştü.
"Sizde hoş geldiniz çocuklar."
"Hoş bulduk efendim."
İkisi aynı anda söylediğinde gülümsedi. Ateş, şimdiden sevmişti bu kadını. Kapının önünden çekilip yol verdi. Onları salona yönlendirdi. Büyük bir salona girdiklerinde karşı koltukta oturan adamla göz göze gelmişti Ateş. Adam ayağa kalktığında kendine emin şekilde yürüyüp karşısında durdu.
Adamın bakışları birleşen ellerindeydi duygusuz bakışlarla Toprağa, baktı. Alaycı bir gülüş dudaklarında yer edindi. Toprak, elini çekmek istedi Ateş, elini sıkıp bırakmadı. Yıldıray, sadece seyirci kalıyordu.
"B-baba ben..."
"Boş bırakılmaya gelmiyorsun değil mi akıllanmıyorsun." Toprağın gözleri anında dolarken Ateş, dişlerini sıktı. Yine de büyüğüydü ilk adımı atıp elini uzattı.
"Memnun oldum ben Ateş."
"Adnan."
Adam dikkatlice önünde dik korkusuzca duran Ateş'i süzdü çelimsiz oğluna kıyasla karşısındaki uzun boyu yapılı vücuduyla oğlunu dörde katlar beşe çarpardı. Kendisi adam sarafıysa Ateş'in buraya her şeyi göze aldığının farkındaydı. Cesurca karşısına dikilmişti böyle adamları severdi. Uzatılan eli Toprağın, bakışları altında sıktı oğluna hafif bir gülümseme gönderdi Toprağı afallatıp allak bullak etmişti. Yıldıray'la da tanışıp oturdular. Ateş, temkini elden bırakmadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
***** BEKLENMEYEN AŞK***** (DÜZENLENİYOR)
RomanceGördüğü rüyanın etkisiyle sıçrayarak uyandı koltuklan fırladığı gibi kapıyı açıp dışarıya çıktı etrafına bakınıp duruyordu kalbi göğüs kafesinden parçalayıp çıkacak gibi atıyordu. Terden sırılsıklam olmuştu havanın ayazı vücuduna vurduğunda titredi...