Ankara'dan İzmir'e, arabayı kullanırken yerlerini değiştirmek dışında bir kez mola vermişlerdi Toprak, sürekli uyumuştu İzmir, tabelasını görünce yol kenarına çekti. Saatlerdir sığara içmiyordu çatlamak üzereydi arabadan inip sığara yaktı peş peşe derin nefes aldı.
"Ver kardeşim ver gebermeden." Elindeki sığrayı Yıldıray'a uzattı kendisi tekrar yaktı.
"Ankara, benim için bitmiştir kardeşim siksen gitmem."
"Kıçın için gönüllü var sanıyordum." Ters ters bakan arkadaşına sırıttı.
"İbne olsaydım bile ona vermezdim."
"Bu lafını unutma kardeşim."
Ateş, bir şeyden eminse Rüzğar'ın, bu işi burada bırakmayacağıydı evden çıkarken bile yakında görüşeceğiz demişti arka koltukta rahatsız uyuyan Toprağa baktı. Hala duyduklarının etkisindeydi sevdiği çocuktan sır saklamak istemiyordun ama mecburdu.
Yıldıray, artık bir şeyler öğrenmek istiyordu Toprağı, sabah salonda ağladığını gördüğü an itibaren içi içini yiyordu. Üstelik kardeşi saydığı dostuna yardımcı olmak istiyordu Ateş'i, hiçbir zaman yalnız bırakmayacaktı.
"Anlat kardeşim." Ateş bu lafı bekliyormuş gibi açtı ağzını Toprağı, ilgilendiren yerlerinde detay vermeden babasının nasıl bir pislik olduğunu anlattı. Anlatmayı bitirdiğinde rahat nefes aldı bu kadar yalan eziyet onun için bile fazlaydı Toprağın, yaşamış olması delirtiyordu akıl sağlığı yerinde olması mucizeydi.
"Anlatmadığın kısımlar sende kalsın kardeşim Toprak, için yapabileceğin yek şey yanında olmak onu çocuk gibi salonun ortasında ağlarken gördüm ya bittim andı. Birkaç ay tanımama rağmen kardeşim gibi görüyorum onun için elimden geleni yaparım."
"Biliyorum."
"Ateş." Telaşla arabaya döndü onları duymuşmuydu.
"Buradayım güzelim."
"Kapı açılmıyor çişim geldi." Gülümseyerek kapıyı açtı uyku sersemi Toprak, şirinlik abidesiydi ona özgürce dokunduğu an onu yemeğe kararlıydı açtığı kapıdan fırlamıştı.
"Yaaa tuvalet nerede?." Yol kenarında olduklarının farkında değildi.
"Sal gitsin enişte."
"Yol kenarındayız güzelim."
"Off dönün arkanızı." Uyku sersemliğini attığında etrafına bakındı in cin top oynuyordu.
"O pipiden bizde de var utanma."
"Dön." İkisi de gülerek arkalarını döndü.
"Attır enişte Toprak, bereket görsün."
"Bittin sen Yıldıray." Yıldıray, Toprağa bakıp güldü arabanın diğer tarafına geçti arabanın etrafında dönmeye başladıklarında Ateş, gülmemek için kendini tutmayı bırakmıştı önünden gecen Toprağı, belinden yakaladı.
"Dur artık nefes nefese kaldın istesen de yakalayamazsın onu."
"O niyeymiş?."
"Çocukken de çok iyi kaçardı piç ondan onun yüzünden çok dayak yerdik."
"Hey bana çamur atma." Toprak, nefes verip Ateş'e döndü alt dudağını şikayet eden çocuk gibi sarkıtı.
"Ama benimle uğraşıyor sürekli." İçinden küfür edip sakin kalmaya çalıştı ciddi anlamda dudak fetişi olmuştu bıkmadan öpebilirdi dudaklarını yaladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
***** BEKLENMEYEN AŞK***** (DÜZENLENİYOR)
RomanceGördüğü rüyanın etkisiyle sıçrayarak uyandı koltuklan fırladığı gibi kapıyı açıp dışarıya çıktı etrafına bakınıp duruyordu kalbi göğüs kafesinden parçalayıp çıkacak gibi atıyordu. Terden sırılsıklam olmuştu havanın ayazı vücuduna vurduğunda titredi...