Bulundukları özel klinikteki rahat koltuklarında rahatsız oturuyordu Toprak, okul çıkışı ilk randevuya gelmişlerdi stresten tırnak etlerini çekiştiriyordu. Ateş, olmasa çoktan arkasına bakmadan kaçmıştı ama bir söz vermişti güçlü olacaktı Ateş, için kendi için güçlü olacaktı. Elini tutan elle Ateş'e, baktı elini dudaklarını götürüp az önce yolduğu parmağın ucunu öptü bu Toprağı, gülümsetti. Ateş, onun stresli olduğunu biliyordu güçlü olmaya çalıştığını görüyordu.
"Senin küçük bir parçan bile benim için kıymetli parmağından kopartıp attığın deri parçası da dahil güzelim." Utanmıştı Ateş, çok güzel seviyordu ağzını açmıştı ki doktorun kapısı açıldı.
"Toprak, bey buyurun." Ayağa kalktı ama ayakları gitmiyordu Ateş, elini beline koyup kapıya kadar eşlik etti.
"Burada bekliyorum." Kulağına eğildi. "Sevgilim."
Saçlarına küçük bir öpücük kondurdu biraz olsun işe yaramıştı öpücük yada sevgilim sözü gülümseyerek odaya girdi. Ateş, sıkıntıyla iç çekip koltuğa oturdu telefonunu çıkartıp oyun açtı yoksa içerde ne olup bittiğini düşünmekten kurdeşen dökecekti.
Toprak, odayı şaşkınlık içinde inceledi beyaz toz pembe dekorasyon akvaryumdaki renkli balıklar doktor odasından çok genç odasına benziyordu. Eski doktorunun odasının zıttıydı bakışları masaya kaydı metal toplu lanet bir sarkaç yoktu seans sırasında beynini siken tak tak sesi yoktu. Sandalyede oturan esmer güzel bir bayan onu gülümseyerek bakıyordu.
"Ayakta kaldın şöyle buyur." Masanın önünde gösterdiği toz pembe koltuğa oturdu hala tedirgindi.
"Tanışalım mı?." Başını salladı. "Ben Sibel."
"Toprak."
"Bir şey içermişin Toprak."
"Su." Suyu dışardan beklerken Sibel, kalkıp köşedeki mini dolaptan küçük su şişesi çıkartıp önüne koyup tekrar yerine oturdu.
"Bu gün seansa başlamıyoruz sadece birbirimizle tanışalım olur mu?."
"Olur." Zaten konuşmak istemiyordu dakikalar geçtikçe Sibel'e ısınmıştı güler yüzlü espirili konuşması akıcıydı derin konulara girmeden konuştular.
Elindeki telefonu kapatıp saatine baktı yirmi dakika olmuştu Toprak, odaya gireli stresten ayağını sallayıp duruyordu kapı açıldığında ayağa fırladı.
"İki gün sonra görüşürüz kendine dikkat et."
"Ederim teşekkürler Sibel hanım."
"Ne hanımı abla abla diyeceksin." Gülümseyerek başıyla onayladı Ateş, gülen sevgilisine şaşırdı yanlarına gelen kadına başıyla selam verdi.
"Bu yakışıklı arkadaşın mı."
"Ateş sevgilisiyim." Toprak, ağzını açmadan cevabı yapıştırdı kasıtlı yapmıştı küçümseyici bir bakış söz dayarsa kadın demez yapıştıracaktı Toprak büyüttüğü gözlerle ona bakıyordu çok utanmıştı.
Sibel, iki gence bakıp gülümsedi.
"Memnun oldum bende Sibel." Sibel'in uzattığı eli sıktı kadın Toprağa, dönüp sarıldı.
"Vay çok yakışıklı sakın elinden kaçırma." Toprak, kıpkırmızı oldu geri çekilip kıkırdadı göz ucuyla Ateş'e, baktı fısıldadığı için bir şey duymamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
***** BEKLENMEYEN AŞK***** (DÜZENLENİYOR)
RomansaGördüğü rüyanın etkisiyle sıçrayarak uyandı koltuklan fırladığı gibi kapıyı açıp dışarıya çıktı etrafına bakınıp duruyordu kalbi göğüs kafesinden parçalayıp çıkacak gibi atıyordu. Terden sırılsıklam olmuştu havanın ayazı vücuduna vurduğunda titredi...