Yıldıray'sa alarmı kurduğuna pişmandı okul yoksa öğlene kadar yatmaya alışıktı. Ayılmak için duşa girdi ama dolapta gördüğü düş jelleriyle banyodaki iki kişinin rahat sığacağı küvet aklını çeldi. Küveti sıcak suyla doldurup tarçın karışımı olan duş jelinin yarısını küvete boşalttı köpüklü küvete girip yaslandı. Nerede bulacaktı bu rahatı. Beş yıldızlı otel konforundaydı. Gerçi orada güler yüzle karşılanırdı buradaki ev sahibi sikik herifin tekiydi. Adamı hiç sevmemişti. Birinden ilk gördüğünde hoşlanmazsa ölse sevemiyordu onu. Rüzgar'dan korkmuştu sikecek gibi bakıyordu adam. Uzun banyo sefası buruş buruş olduğunda bitirdi. Beline sardığı havluyla banyodan çıktı. Kurulanıp siyah baksır giydi kapı açıldığındaysa Ateş'tir diyerek umursamadı saçlarını kurutmaya devam etti.
"Kovuldun mu lan yoksa?."
Ses gelmeyince dönüp baktı gülümsemesi yüzünden silinirken donup kaldı. Karşısında Ateş değil Rüzgar vardı. Ve hiç iyi bakmıyordu ela gözleri parlıyordu vücudunu baştan aşağı süzdüğünde parmaklarının ucuna kadar korktu. Rüzgar, önündeki çıplak afeti keyifle süzdü. Cılız insanla işi olmazdı onun. Biraz yapılı biraz da kaslı olan insanı tercih ediyordu tamda karşısındaki afet gibi. Dudaklarını yalayıp çapkın bir şekilde gülümsedi Yıldıray, gelirime dayanamadı birde sırıtıyordu görgüsüz ayı odaya dalmıştı resmen.
"Ne bakıyorsun hiç mi çıplak görmedin?."
"Çok gördüm ama senin gibi güzelini görmedim." Dudaklarını tekrar yalayıp Yıldıray'a yaklaştı. Yıldıray'sa güçlü görünmek ve geri kaçmamak için yumruklarını sıktı.
"Çık hemen ayı gibi dalıyorsun odaya."
"Hayhay başka emrin."
Yanağından makas alıp odayı terk etti. Yoksa Yıldıray'ı arkasındaki yatağa düşürüp becerecekti ıslık çalarak merdivenlerden seke seke indi. Yıldıray'sa şaşkın tavuk gibi kapanan kapıya baka kaldı. Herif yanağından makas alıp ona yürümek değil koşmuştu şaşkınlığını hızla atıp hızla üzerini giydi. Götü tehlikedeydi odada turlamaya başladı hemen gitmek istiyordu yoksa onu rahat bırakmazdı. Rüzgar'ın gözlerine bunu görmüştü adam ayak üstü gözleriyle becermişti onu.
Yıldıray farkında değildi ama uyuyan aslanı uyandırmıştı Rüzgar, tuttuğunu koparan biriydi ve yeni başlıyordu.
Alarmın sesiyle ilk uyanan Ateş'ti, hızla alarmı kapattı göğsünde uyuyan Toprağı, uyandırmadan yanına yatırdı. Dün ağlayarak yeterince yorulmuştu güzeli yavaşça yataktan çıkıp kilitli kapıyı açtı. Duş alıp giyinmeliydi. Odaya girdiğinde deli dana gibi odada turlayan bir Yıldıray, görmeyi hiç beklemiyordu.
"Yavrusunu kaybetmiş dana gibi ne dolanıp duruyorsun?." Ateş'i görmesiyle üstüne atlaması bir oldu.
"Hemen gidelim lan buradan." Üstündeki Yıldıray'ı attı.
"Ne saçmalıyorsun?."
"Götüm tehlikede oğlum."
Boş boş bakan arkadaşına sinirle soludu olanları anlatmaya başladı. Yıldıray, anlatmayı bitirdiğinde Ateş, yatakta gülerek yuvarlanıyordu. Hızını alamayıp yere düştüğünde devam etti. Yıldıray yerde gülen arkadaşını tekmeledi.
"Sana kıçım tehlikede diyorum can güvenliğim yok diyorum gülüyorsun piç."
"Of bir saniye izin ver." Gülmekten gözlerinden akan yaşı silip yerden kalkıp yatağa oturdu derin nefes aldı.
"Belki sana öyle gelmiştir takılmadığı ne malum. Benim gibi olan herkesin anlında ibne mi yazıyor?."
"Gözleriyle becerdi diyorum herkesi bilmem ama onun anlında yazıyor işte." Saçmalayan arkadaşına göz devirip kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
***** BEKLENMEYEN AŞK***** (DÜZENLENİYOR)
RomanceGördüğü rüyanın etkisiyle sıçrayarak uyandı koltuklan fırladığı gibi kapıyı açıp dışarıya çıktı etrafına bakınıp duruyordu kalbi göğüs kafesinden parçalayıp çıkacak gibi atıyordu. Terden sırılsıklam olmuştu havanın ayazı vücuduna vurduğunda titredi...