Sabah havaalanından aldığı arkadaşını eve getirip odasını göstermişti Luc, duşa girdiğinde oda mutfakla kahvaltı hazırlamaya başladı. Aklıysa Yıldıray'daydı akşam ne söyleyecekti ona kendi gelmişti üstelik beline sarılan kollara tepki vermedi.
"Tu m'as manqué." (Seni özledim.)
Doğradığı domatesi bırakıp eski sevgilisine arkadaşına döndü onu öpmek için uzanan dudaklara elini koydu.
"Nous devons parler." (Konuşmalıyız.) hikayeyi Türkçe devam ediyorum Fransızcam hiç iyi değil.
Masaya çekip sandalyeye oturttu uzun bir konuşmanın ardında Luc, gülümsediğinde rahatladı birbirlerini sevmiyorlardı zaten. Luc, sayesinde cinsel kimliğini keşfetmişti ondan etkilenmiş birlikte olmuşlardı. Aynı evi paylaştıkları için sevgili gibiydiler hepsi bu çok iyi arkadaşlardı Fransa'da, çoktan ilişkilerini bitirmişlerdi neden burada olduğunu merak ediyordu.
"Onu seviyorsun?." Başını salladı.
"Neden buradasın?."
Arkadaşının anlattıklarına şaşırmıştı onun adına da üzülmüştü Luc, deli dolu biriydi hayatı seven güler yüzlüydü aptal arkadaşı heteroya aşık olmuştu. Buraya kadar işler kötüyken birde aşık olduğu heteroyla yatmıştı asıl sorun bundan sonrasıydı çocuk onu beni ayarttın diye dövmüş oda çareyi kaçmakta bulmuştu.
"Burada istediğin kadar kalabilirsin ama burası Fransa değil hareketlerine dikkat et Luc." Başını sallayıp kahvaltıya gömülen arkadaşına güldü.
Yıldıray, odasında Rüzğar'ı, düşünmekten deliye dönmüştü bir taraftan kurtuldun işte adam seninle ilgilenmiyor kıçın güvende diyor diğer taraftan Luc'un, kim olduğunu düşünüyordu. Ve sonuç aynıydı hiç oda boğmaya başlayınca odadan çıktı koça bir gün yatağıyla bütünleşmişti eve girmeyen biri için mucizeydi.
"Kimyam değişti amına koyayım." Sinirle kapattığı telefonu açıp evden çıktı en iyisi dolaşmaktı montunu çenesine kadar çekip yürüdü.
Yaklaşık iki saattir salak gibi oradan oraya yüzüyordu markete girip sığara almış acur cubur almıştı mahalleye girdiğinde eve gitmek yerine Toprağın, kapısını çaldı. İçerden Ateş'in, küfür ettiğini duyduğunda sırıttı kapı eşofman üstü çıplak Ateş, açtı onu ittirip içeri girdi elindeki abur cubur poşetini eline tutuştu.
"Selam kardeşim." Ateş, sinirli bakıyordu iş üzerindeyken geldiği barizdi ama gidecek değildi piçlikten kim ölmüş.
"Defol kardeşim." Kahkaha atıp salondaki koltuğa kendini attı.
"Kusura bakma kardeş." Ateş, elindeki poşeti mutfağın tezgâhına koyup yatak odasına girdi yatakla çarşafı göğsüne kadar çekmiş Toprağı, görünce iç çekti. Aptal arkadaşı tam zamanında gelmişti yerdeki eşofman üstünü alıp söylenerek giydi.
"Kim?."
"Yıldıray." Toprak'ta, iç çekip çıplak vücudunu yataktan çıkardı yerdeki giysilerini almak üzereyken arkasında duran Ateş'e, baktı. Toprağın, yumuşak dolgun kalçalarını kasıklarına yapıştırıp sürtündü boynunu öptü kapı çaldığında içine girecekti şimdiyse sert aletle oturmak zorundaydı.
"Gece benimsin." Kalçasına şaplak atıp odadan çıktı Ateş'in, dokunuşuyla heyecanlanmıştı vücudu onun dokunuşuna açmış gibi tepki veriyordu. Başını hızla sallayıp sakinleşti üzerini giyip banyoda elini yüzünü yıkadı biraz olsun ferahlamıştı. Solona gidip Ateş'in, yanına oturdu Ateş, onu koluyla sarıp kendine yasladı Yıldıray'ın, sırıtmasıyla göz devirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
***** BEKLENMEYEN AŞK***** (DÜZENLENİYOR)
RomanceGördüğü rüyanın etkisiyle sıçrayarak uyandı koltuklan fırladığı gibi kapıyı açıp dışarıya çıktı etrafına bakınıp duruyordu kalbi göğüs kafesinden parçalayıp çıkacak gibi atıyordu. Terden sırılsıklam olmuştu havanın ayazı vücuduna vurduğunda titredi...