Selaam :D Ben bu hikayeyi böyle yazıyorum da vote gelmiyor ama sorun yok yazmaya devam :D
Bir müddet gözlerimizi birbirinden alamdık ve yine yaklaştı yavaş yavaş. Artık ona karşı koyacak cesaretim kalmadı ve biraz korkudan biraz da üst üste gelen bu olaylar yüzünden olduğum yere çöktüm ve ağlamaya başladım. Evet bir özelliğim daha. Sıkıştığım zaman, çözüm bulamadığım zaman bir olaya oturur ağlamaya başladım. O yaklaşmaya devam etti ve karşıma bağdaş kurarak oturdu. Önüme düşen saçlarımı geri attı. Gözümdeki yaşları sildi yavaşça. O dokundukça her bir hücrem titriyordu. Son gücümle ayağa kalktım ve bu sefer biraz öfke, biraz aşk, biraz da heyecanla bağırdım:
"Seni sevdiğimi mi duymak istiyorsun? Tamam duy. Sana aşığım. Oldu mu?"
Ben bunu der demez hızla beni ağaca yasladı ve sertçe öpmeye başladı ama garip olan bir şey vardı. Birkaç saniye sonra bu garipliği fark ettim. Ben de karşılık veriyordum! Evet fazlasıyla zevk veriyordu ama bunun yanlış olduğunu fark ettiğimde nefesim çoktan kesilmişti ve kendimi geri çektim. Kızarma rekoru kıran yüzümü gizlemeye çalışırken çalıların arasında bir ses duydum. Kendi kendime "Aha sıçtın!" diye söylenmeye başladım. Kesin Melisa meraklısı dayanamadı. Görkem'i Mete'ye bırakıp buraya geldi ve her şeyi gördü. Panik yaptım ve Melih'e bir tokat attım ama benim bile elim acıdı. Ona üzgünüm bakışları atarken bağırdım:
"Aptal şey napıyosun sen!"
Hızlı adımlarla yürümeye başladım. Tam Melisa'nın olduğu yere gelince çığlığı bastım. Çalıların arasından bir tavşan hızla fırlamıştı ve ben kendimi Melih'in kollarında buldum. Ona sımsıkı sarılmıştım. Kafamı da boynuna gömmüştüm. O da bana sımsıkı sarılarak karşılık verdi ve alaycı bir şekilde:
"Gördün mü Melisa değilmiş." dedi.
Geri çekildim ve yerdeki otlarla bakışmaya başladım kafamı eğdim. Yüzümü avuçlarının arasına aldı. Gözlerime kilitledi gözlerini ve:
"Benimle herkesi kıskandıracak bir aşk yaşamaya var mısın?" dedi.
Başımı evet anlamında salladım. Kendimi yine Melih'in kollarında buldum. Sonra yürümeye başladık hiç konuşmadan. Ben önde o arkada bizimkilerin olduğu yere geldiğimizde Görkem yoktu. Gözlerimi Mete ve Melisa'dan ayıramamıştım. Onlar ne yapıyorlardı öyle? Ben kıkırdamaya başlayınca Melih imalı imalı öksürmeye başladı. Onlar da dudaklarını birbirinden ayırmak zorunda kaldılar. Mete kasmasa da Melisa utançtan yerin dibine girmişti. Melih bunu fark etmiş olacak ki parmaklarını parmaklarımın arasından geçirdi ve elimi sımsıkı tuttu. Mete'ye göz kırparak:
"Bundan sonra karşılıklı sırlarımız var ha ?" dedi.
Melisa'nın utancı yerini şaşkınlığa bıraktı ve boynuma atladı.
"Sonundaaa" diye cırladı.
Eve döndüğümüzde duş alıp kendimi yatağın çekiciliğine bıraktım. Gözlerimi mutlulukla kaparken bugün olanlar gözümün önünden geçti. Korkup onun boynuna atlamıştım. O an şunu fark ettim. Onu tanıyalı çok zaman olmadı ama ondan ne kadar korksam da fazlasıyla güveniyordum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Korku Dinlemez
RomanceBu aşka korkum engel olabilir mi ? Neden tehlikeli olduğunu bildiğim halde ona daha fazla bağlanıyorum? Bu hikayenin sonunda biz hala biz olabilecek miyiz?