Kış ortasında, güneş bile iliklerine kadar üşürken, bütün güzelliğiyle açıveren bir kardelen. Umudun çiçeği...
- Canan Tan
Kitaplardan, tarihten, felsefeden konuştular uzun bir süre. Genç adam çiçek kızının çok zeki ve çok görüşlü olduğunu anlamış, memnun olmuştu. Genç kız hakkındaki düşüncelerini doğrulamış oldu. Zura'nın karanlıktaki ışığını görmüştü genç adam. O ışığı açığa kavuşturacaktı. Elinden gelen herşeyi yapmaya hazırdı. Genç kızın kendisine olan güveni, sıcaklığı, samimiliği ve masumiyeti paha biçilemezdi. Zura'ya okumayı-yazmayı öğrettiği günün yakın olmasını umuyordu. Artık Yulhan için Zura'nın mutlu oluşunu gözlerinden okumak, tatmak isteyip isteyeceği tek şey idi. Yoğun düşüncelerden arınmak ister gibi Zura'ya dönerek ellerini tuttu. Zura bu ani dokunuştan büyük heyecana kapılmıştı. Yulhan'nın onu yanıltmasını hiç istemiyor, mutluluğu daim olsun istiyordu.
"Zura."
Başını hızla kaldırdı genç kız.
Gülümsedi."Efendim."
Diyeceklerini tartıp biçtikten sonra konuştu genç adam.
"Karanlığından kurtuluşun yakın. Üzülme ve umut et olur mu?"
Genç kız duygulanmıştı bu güzel sözlere. Bu kadar düşünceli olduğunu bilmiyordu. Fakat birden içinde ilk zamanlarda Kralın onun kör olduğuna inanmayışı peydahlandı. Kral onu çok kırmıştı, tekrar etmesinden çok korkuyordu. Allaha dua ederek, iç sesini susturdu.
"Olur."
Kral Prensesinin bir kaç saniye önce olan üzgün duruşunu kaçırmamış nedenini merak etmeye başlamıştı. Zura'yı üzen her ne ise öğrenip usulünce o konuyu düzeltecekti. Artık Prenses Zura ile alakalı her konu kendisini de alakadar ediyordu.
Genç adam aklına gelen fikrini Prenses Zura'ya söyeyiverdi."Bu bahçe senin için yapıldı. Bir isim vermek ister misin sevgilim?"
Karanlık düşüncelerinden Kral Yulhan'nın sesi çıkarmıştı. Genç kız silkelenerek gülümsedi ve düşünür gibi ses çıkararak biraz bekledi. Koymak istediği isim belliydi aklında. Genç adama dönerek konuştu.
"Gökyüzü bahçesi olsun."
Duyduğu cevap Kral Yulhan'nın garibine gidecek bir cevap değildi. Bu isim tam da yakışırdı bu güzelliklerin olduğu bahçeye. Genç kızın omzuna kolunu atarak cevabını kabul etmiş oldu. Ve Yulhan Zura'nın sarımsı saçlarını kokladı, artık sahibi olduğu saçları...
Birkaç saat geçmiş eğlenceli konuşmalar yaparak daha da birbirini tanımaya başlayan, yakınlaşan genç çift keyifle yemeklerini yeyip, birlikte oturdukları kamelyada Zura'nın kontrolü için gelecek doktoru bekliyorlardı. Genç kız hiç olmadığı kadar heyecanlı idi. Ve gelebilecek olumlu cevap için sabırsızlanıyordu. Görme hayalini Kral Yulhan gerçekleştirirse ona hayatı boyunca minettar kalacaktı. Bundan emindi. Zura da bu iyiliğe karşı genç adamı kabul edip, dediklerinden kekmeyecekti. Söz vermişçesine birbirlerini mutlu etme çabalarına giren çift, dışardan çok hoş bir tablo çiziyorlardı. Kral Yulhan bu durumdan bir o kadar mesut hissediyordu. Bunca zaman tatmadığı o müthiş duyguları şu birkaç gün içerisinde tatmış, asla vazgeçemeyeceğini çok iyi anlamıştı. Zura ise onunla aynı hissiyatta idi. Hatta ondan birazcık utanıyor oluşunu genç adamın hoşuna gittiğini bile hissetmiş, sevinmişti. Kral Yulhan'nın genç kıza her hangi kötü bir yaklaşımda bulunmaması ise Zura'nın ona bağlılığını arttırıyordu. Ona güven duymaya başlamıştı. Yulhan da Zura'ya güveniyordu. Genç kıza beslediği sevgi ona büyük saygı duymasını sağlıyordu. Aralarında görünmeyen o güçlü bağ onları birbirine bağlıyordu. Mükemmel ötesi bahçede o sırada kuşlar ötüşüyor, genç çiftin gülüşlerine eşlik ediyorlardı. Sağlam duvarlara sahip olan saray dışarıya ses çıkarmıyordu. Bu durum Kral'ı şuan mutlu etmişti. Zura ile her konuştuğu kelimenin özel olduğunu düşündüğü için kimse duysun istemiyordu. Muhafız Kralın kulağına yaklaşarak fısıldadı. Zura ne diyeceğini merak ediyor, ses çıkarmadan bekliyordu. Yulhan ayağa kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Göz Yaşları
General FictionAşk, hiçbir ölümlünün yakasını kurtaramayacağı bir güçtür ve aşkın ışığı bazen ölüler diyarının en karanlık köşelerine bile sızabilir. 16.03.2017 Başlangıç. Kral Yulhan ve Prenses Zura'nın macera, sevgi dolu ve hüzünlü serüveni.