Gideceğimiz yeri merak ederek oturduğum yerde sabırsız bir şekilde etrafındaki sesleri dinliyordum. Bir yandan da Mia ile sohbet halindeydim. Nervoza tam karşımda oturuyordu. Nefes alışverişini çok net bir şekilde duyuyordum. Kurt uğumaları ve baykuş sesleri akşam olduğunu belli ediyordu. Nereye gittiğimizi çok merak ediyorum. Mia'ya nereye gittiğimizi sormak için elinden tutarak bana dönmesini sağladım.
"Mia nereye gidiyoruz? Yuniç'nin dışında bir yere mi? "
Yuniç'in dışında bir yerde daha önce hiç bulunmamıştım. Farklı yerler keşfetmek istiyordum. Mia'ya kulak kestim.
"Gart Nehri tarafına canım. "
Duyduğum cevapla heycanlı heycanlı konuştum.
"Yani neresi orası? "
Nervoza'nun sesi arabada duyuldu.
"Yani Karta'ya gidiyoruz prenses Zura. Linte Nehri ve Nura Nehri sonraki gideceğimiz yerler. Aslında hepsine günümüz yeterli olacak mı bilemiyorum. Bir ay tamamlanınca geri dönmemiz gerekli efendim. "
Yakın bir yere gidiyoruz galiba. Bu içimi rahatlatmıştı. Babamdan çok uzağa gitmek aklımın ucundan dahi geçemezdi. 'Bildiğim kadarıyla pekte uzaklaşmıyoruz Yuniç'den.' Sessizce kendi kendime söylendim.
"Bir de şey Mia kaç saatlik yolumuz var acaba? "
"Evet canım çok uzaklaşmıyoruz. Imm....tahminen bir saatimiz kaldı."Önünü dönerek "Değil mi Nervoza? "diye sordu.
Tabi ki o daha iyi bilir. Sonuçta bu geziyi babam ile birlikte düzenlediler. Yerinde dikleşmiş gibi bir ses çıkararak cevap verdi.
"Evet. Hatta kırk beş dakika var desek doğru olur. "
"Anladım." dedim.
Yaklaşık kırk beş dakika sonra at arabası durmuştu. Yolculuğumuz bitmişti demek ki. Nervoza arabadan inmek için hareket etti. Bavulları çıkardığını duydum. Mia benim kolumdan tutarak arabadan inmeme yardım etti. Siyah bastonum sağ elimde yürümeye başladık. Gözlük almıştı babam. Dışarıda daha rahat ederim diye düşünmüş. İnsanların benim görmediğimi bilmesini ne o ne de ben isterdim. Gözlüğümü taksam olur.
"Mia gözlüğü verebilir misin? Yarın takmam için lazım olacak."
"Tabi bir dakika bekle Zura."
Çantasını fermuarını açtı. Biraz karıştırıp tekrar kapattı. Sonra sol elimin içine koydu ve kapattı. Nervoza'nın bavulları sürükleyerek yanımdan geçtiğini hissettim. Bir evde kalacağımızı duymuştum. Benim için daha rahat olurdu. Mia evin kapısını açtığında beni de ardından içeri geçmeme yardımcı oldu. Çok yorgundum. Dinlenmeye fazlası ile ihtiyacım var.
"Mia artık uyuyabilir miyim? Lütfen! Aşırı yorgunum."
"Tabiki odalar ve yataklarımız hazır.Gel canım seni yatağına yatırayım."
Yanıma geldi ve elimden tuttu. Hemen sağ taraftaki odaya geçtik. Üzerimi değiştirmemi sağladı. Gözlük ve lavantalı tacımı masanın üzerine koydu. Yan tarafta olduğunu tahmin ettiğim odasına geçti. Ve en sonunda yastığa başımı koydum. Çok geçmeden uykuya daldım.
Gözlerimi araladım. Bugünde görmüyordum. Yatakta oturur vaziyete geldim. Sabah olmuştur çoktan. Mia'yı beklemeliyim. Kahvaltı için tam Gart nehrinin karşısında bir masa bulunuyormuş. Orada kahvaltı yapmayı teklif etsem hiç fena olmaz. Eminim yaptığım en güzel kahvaltı olacak. Geçen zaman içinde gelmemişti Mia. Hiç ses yok bir Mia'ya seslensem iyi olacak.
"Mia! Orada mısın? Heyy Mia!!"
Neden cevap vermiyor? Ya birşey olduysa ona. Hayır olmasın lütfen Allahım lütfen. O benim tek yoldaşım, arkadaşım. Hemen telaşlanmamalıyım. Nervoza o nerede?Ona sorayım Mia'yı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın Göz Yaşları
Ficción GeneralAşk, hiçbir ölümlünün yakasını kurtaramayacağı bir güçtür ve aşkın ışığı bazen ölüler diyarının en karanlık köşelerine bile sızabilir. 16.03.2017 Başlangıç. Kral Yulhan ve Prenses Zura'nın macera, sevgi dolu ve hüzünlü serüveni.