5. Bölüm (Baygınlık)

128 99 118
                                    

Beni bir sürü soru işareti içinde bırakıp gittiler. Kurtuluş anahtarı ne demek? Bir saniye! Nervoza bizim ülke ile aralarında bir takım sorunlar olduğundan bahsetmişti. Beni babamlara karşı kullanacaklar. İnanmıyorum! Zaten başından beri sert beyi sevmemiştim. Belliydi beni bir amaç için tutacakları.

Üzerinde ki elbiseden rahatsız olmaya başlamıştım. İstemsizce ellerim kaşınıyordu. Saçlarımı çekiştirdim. Yataktan aşağı doğru süzüldüm. Başımı ellerimin arasına alarak bir ileri bir geri gidiyordum. Sadece bir dilek dilemiştim. Dışarıda biraz vakit geçirmek. Demek ki hayırsızmış bu isteğim. Babam ve diğerlerinin nasıl durumda olduğunu bilmeden burada durmak çok zordu. Bana açıklama yapmıyorlar. Görebilseydim buradan çıkmanın bir yolunu bulurdum belki. Ama görebilseydim...

"Ne o sıkıldın mı? Burada benim yanımda olduğun için şanslısın. Ama kıymetini bilene. Yoksa yolunu bekleyen bir sevgilin mi var? Ahhh elbette vard....."

"Yeter! Daha fazla ileri gitme! Tanımadığın biri hakkında saçma sapan konuşmamalısın. Ben saraya gitmek istiyorum. Bırakın beni! "

Sözüm bittiği an yanıma hızlıca geldi. Bileğimden tutarak ayağa kaldırdı ve bağırmaya başladı.

"Şuan benim krallığımda olduğunu unutma prenses. Senin canını acıtmak hoşuma gitmeye başladı. Fazla acımasını istemiyorsan sus!! "

Kulağıma yaklaşarak sinirle konuştu.

"Ailenin başına birşey gelmesini istemiyorsan uslu dur ve bana yardımcı ol Prenses. Dünyanın düzeni için sana ihtiyacım var. Her yerde sözünüz geçiyordu! Şimdi sıra bende! Benimlesin prenses. Şu üzerini değiştir. Leş gibi.Yanımda temiz olacaksın."

Tek tek emirlerine yağdırarak benden uzaklaştı Sert Bey. Cevap versem olmaz. Daha yeni beni uyardı. Bu yabancıyı dinlemek zorunda olmak sinirlerimi bozuyor. Keşke canım babam burada olsaydı. Beni buradan kurtarırdı. Kralımız da eminim beni kurtarmak için çalışmalara da başlamıştır. Sadece biraz sabredicem. Bu sert beye sabretmek zor olacak ama ne yapacaksın kralmış. Olmaz olsun böyle Kral. Sakin olmam gerek. Buranın havası beni boğuyor. Yerden kalkıp yatağın ucuna oturdum. Saçlarımla oynaya oynaya tüm dağıtmıştım. Sert bey de duvar gibi maşallah. Gücümde yetmez. Cidden sıkılmaya başladım. Ve üzerimi değiştirmek istiyorum. Tam o sırada kapı açıldı. Birkaç ayak sesi vardı.

"Bu mu efendim? Ne yakışır ki buna? "

Dedi iğrenir gibi. Cariyedir herhalde. Sert bey büyük bir nefes bıraktı.

"Sana görüşün mü soruldu? Ben de biliyorum. Bundan sonra burada yaşayacağı için düzgün şeyler giysin. Halkın içine böyle çıkamaz. Uygun birşeyler ayarla. Çabuk! "

"Peki efendim."

Sert bey beni cariyeleri ile yanlız bıraktı. Biraz fısırdaştıktan sonra birisi başıma dikildi.

"Gel üstüne birşey yakıştıralım."

"İstemiyorum."

"Kralın emri hanımefendi. Lütfen buyrun. Yardımcı olurum ben size. Durumunuzu biliyorum."

Bu kız iyi birisine benziyordu. Sesinin yumuşaklığından belli. Yine de bu saraydakilere güven olmaz.

"Siz elbiseyi bana verin. Benim banyoya gitmeme yardımcı olursanız yeterli olacaktır."

"Peki. Kızlar ben yardımcı olurum. İsterseniz siz gidebilirsiniz."

"Çabuk hallet bunun yanında fazla kalmamıza izin yokmuş. Sanki önemli biri! "

"Boş boş konuşma hadi gidelim."

Kızların aralarında ki konuşmaya sessizce dinledim. Üçü teker teker çıktı. Sadece iyi sandığım kız kaldı. Kapıyı kitledi. Tedirgin olmuştum.

Karanlığın Göz YaşlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin