Kıskanmak

963 62 10
                                    

Bölüm çooooooook geç geldiği için üzgünüm arkadaşlar!!! Lütfen okuduktan sonra oy vermeyi, söylemek istedikleriniz varsa yorum yapmayı unutmayın!!!! Yeni hikayem Ateş Kanatlar'ı okumak için profilime girip bakabilirsiniz!!! Onu da okumayı unutmayın!!


Dışarıda toplantının bitmesini beklerken volta atmaktan ayaklarım ağrımıştı. Eylem ve o adamın bakışları aklımdan çıkmıyordu. İçim huzursuzlukla dolarken sargı canımı acıtmaya başlamıştı. Çaktırmadan Aşık'ın yanına geçtim.

"Aşık bir gelsene"

Boş bir odaya girince üzerimi çıkardım. Kanamıştı biraz.

"Avcı patlatmışsın dikişleri işte! Rahat dur oğlum ya!"

"Sessiz olsana! Sen halletsene hemen, bak daha dikkatli olacağım hadi lütfen."

İkna ettikten sonra hızlı şekilde dikiş attı. Bandajlı değiştirip pansumanı yenileyince eskisi gibi olmuştu bile. Verdiği ağrı kesicileri alıp ayağa kalktım.

"Sağol kardeşim."

Bizimkilerin yanına döndüğümüzde herkesin orada olduğunu gördük. Toplantı bitmiş olmalıydı.

"Yavuz sen adamlara kalacak yerleri gösterirsin. Herkese iyi geceler."

"Sağolun komutanım."

Eylem'in yanına geçecekken Damien denen adam benden önce davrandı. Fransızca konuşurlarken dediklerini anlamaya çalışıyordum. Eylem arkasını dönüp giderken adam peşine takılınca bende gitmek üzere hareketlendim ama Yavuz komutanın kolumu tutmasıyla durdum.

"Seni iyileşene kadar burada görmek istemiyorum Avcı. Ne söz verdin oğlum sen bana?"

"Haklısınız komutanım ama sizden haber gelmeyince dayanamadım. Şimdi dinlenmek üzere gidiyorum."

Hemen dışarıya çıkıp onları aramaya başladım. Kendimi zorlamadan ilerlerken bir sokak lambasının altında durduklarını gördüm. Ağacın arkasına geçip dinlemeye çalıştım. Hareketlerinden anladığım kadarıyla tartışıyorlardı. Eylem'in "bitti artık" dediğini duydum.

Gidecekken adam kolundan tutup kendisine çevirdi onu. Dip dibe dururlarken adama olan öfkem, Eylem'e olan kıskançlığım kalp atışımı hızlandırmıştı. Sargıyı falan boşverip hemen yanlarına gittim ve adamın kolunu itip Eylem'i yanıma çektim.

Fransızca 'Git buradan!" diye bağırdığımda gözlerini benden zorla çekerek gitti. Sinirden ellerim yumruk olmuşken tüm duygularım bastırılmıştı. Eylem'in dokunuşuyla onun kömür karası gözlerine döndüm.

"Fethi iyi misin sen?"

Gözleri dolmuştu ama direniyordu ağlamamak için. "O bahsettiğin adam bu mu Eylem?"

Gözlerini kaçırdı benden uzun Zaman sonra. Tahminimi onaylamıştı işte. Derin bir nefes aldım.

"Ona karşı hala bir şeyler mi hissediyorsun?"

Bakışlarını tekrar çevirdi gözlerime. Daha kararlı bir ifade vardı şimdi yüzünde.

"Hayır. Sadece böyle birden karşılaşınca garip hissettim. Konuşurken de gerildim biraz."

"Ne dedi sana?"

Suskunluğu beni zamanın içine hapsediyordu adeta. Ağrım şiddetlenince elimi sargıya götürdüm.

"Hadi seni odana götüreyim. Sonra konuşuruz bunları."

İtiraz edemedim ona. Koluma girince yavaş adımlarla odama geldik. Ayakkabılarımı ve montumu çıkarıp yatağa uzandım. Yatağın kenarına oturup elimi tuttu.

Eyfet Savaş ve AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin