(8)
Ameliyat günü gelip çatmıştı.
Haliyle Jungkook fazlasıyla gergindi ama yanındaki beden sahip olduğu gerginliği bir nebze de olsa geçirmesine yardımcı oluyordu.Ufak bedeni hasta yatağından sürükleyerek kendi vücuduna yaslamış, tombul yanaklarına birer öpücük kondurmuştu.
O ameliyat masasından kalkamayacağını düşünüp daha da çok öptü bal yanakları.Ya bir daha dedi hasta çocuk, Ya bir daha öpemezsem ?
O sırada dokunuşlardan huylanan Jimin, gülerek gözlerini açtı.
"Kookie beni çok mu seviyorsun~?"
"Çok olmaz çoktan daha fazla seviyorum."
İki çocuğun da mutlu anını kesen şey doktorun kapıyı aralaması olmuştu.
Biliyorlardı elbet, bunun anlamı basitti.Zamanı geldi
Ölecek ya da kurtulacaksın.
"Kook iyi olacaksın..."
Jungkook gülümseyerek kısa boylu çocuğa baktı. Bu uzun boylu çocuğun, tatlı tavşan dişlerinin gözüktüğü, gözlerinin Jimin'in ki kadar olmasa da kısıldığı gülüşlerinden değildi. Jimin de biliyordu, hissediyordu arkadaşının hislerini...kendisi de eskiden böyle umutsuzdu, hiçbir zaman diğer çocuklar gibi olamayacağını düşünürdü; gözyaşlarının sular seller olup umutlarını yıktığı zamanları nasıl unutabilirdi ki Jimin ?
O yüzden kendisini böyle hissettiği zamanlarda kendi uydurup mırıldandığı şarkıyı fısıldadı arkadaşına:"Ben bir çocuğum,
Herkes gibi oynarım
Bazen usluyken
Bazen ise yaramazım
Farklıyım sizden
Ve bundan utanmıyorum
Çünkü güçlüyüm
Çok çok çoook güçlüyüm
Önüme gelen her engeli
Korkusuzca yeneceğim
Ve sonunda ben de
Gülüp eğleneceğim."Şarkının bitimiyle tombul yanaklı çocuk uzun boyluya sımsıkı sarılmıştı.
"Korktuğunda bu şarkı aklına gelsin kookie, bu şarkı sayesinde güçlü olduğunu hatırla lütfen oluy mu ? "
Cümlenin sonunda ağlamaya başlayan küçük çocuk sımsıkı sarıldığı uzun boyluya "lütfen güçlü ol" cümlesini söyleyip durduğunda doktor onu kucaklayıp götürmek zorunda kalmıştı.
"Jungkook lütfen beni seviyoysan güçlü oy ben-"
Doktorun kapıyı kapatması yüzünden Jungkook geri kalanını duyamamıştı fakat bu şarkının ona ilaç gibi geldiği kesindi. Jimin yine ona tutunacak bir dal getirmişti. Bu sefer Jungkook'un o daldan kayıp düşmeye niyeti yoktu. Kazanacaktı bu savaşı, yenecekti kanseri ama savaşa başlamadan önce ağlamasında bir sakınca yoktu değil mi ?
"Korkuyorum ben, noycak bana şimdi ?"
Korkuyordu, bu basit bir korku da değildi. Böyle bir hamam böceği gördüğünde çığlık attığın korku değildi. Bu çok daha kötüydü, durmaksızın ağlamak istediğin, kaçmak istesende kaçamadığın bir korkuydu bu. Hamam böceği gördüğünüzde kaçabilirdiniz fakat ya bir hastalık ? Onu göremezdiniz bile...göremediğin bir şeyle savaş vermek ne kadar da zordu hasta çocuk için...ne de zalimdi.
Tekrar etti uzun boylu çocuk:
"Farklıyım sizden ve bundan utanmıyorum..."
Jungkook hasta yatağından ayaklarını sarkıttığında terliklerini ayağına geçirdi.
"Utanmıyorum ! B-Ben de çocuğum..."
"B-Ben de hak ediyorum gülmeyi, eğlenmeyi...a-ama siz bana acıyan gözlerle bakarsanız nasıl yaparım bunu..."
"Nasıl koşa koşa annemin kucağına atlarım kimse anneme bakıp fısıldaşmaya başlamadan ?"
Hasta çocuk kapıya ilerledi...
"Ben nasıl arkadaş olurum alay konusu olmadan ?"
İlerledi...
"Ama güçlü olacağım ben...ben Jimin için güçlü olacağım...hasta olan her çocuk için güçlü olacağım. Iron man'de böyle yapmamı isterdi hem..."
İlerledi...
"Hep hasta çocuklar mı dışlanıyor ki acaba... niye diğerleri de dışlanmıyor ? Dışlanmasınlar zaten istemiyorum herkes mutlu olsun tanrım lütfen."
Durdu çocuk.
Tanrıdan bütün çocukların mutluluğunu çalan hırsızı yakalamasını diledi. Mutlu olmak istediğini söyledi, Jiminle evlenmek istediğini söyledi, bu hastalığı yenmek istediğini söyledi..."Bu dediklerini birçok kez tekrar etti Jungkook ama en çok mutlu olmayı diledi. Mutlu ve sağlıklı olmak tek dileğiydi. Diğer çocuklar oyuncak dilerdi ya da büyüyünce polis olmak gibi hayallerinin gerçekleşmesini, fakat Jungkook mutluluğunu ve sağlığını geri istedi ve bunu dediğimde inanın bana...
Hasta çocuğun yüz ifadesi bunları söylerken o kadar masumdu ki... bir iyilik perisi olsaydınız o gün uzun boylu çocuk gerçek bir ejderha istese bile, onu gerçekleştirirdiniz.
Kapı kulpunu çekip kapıyı açtığında annesinin gözlerine denk geldi Jungkook. Bu sefer o tatlı gülüşlerinden gönderdi annesine;
O ağladı
Jungkook gülümsediEğer dedi Jungkook
Eğer olur da kurtulamazsam beni yüzümdeki tatlı gülüşle hatırlasın annem...
Sedye hazır beklediğinde doktorun onu sedyeye çıkarmasını bekledi Jungkook. Doktor onu belinden tutup sedyeye yerleştirdi. Buranın havası ne de garipti oysa ki aynı mekandaydılar.
"Jungkook ben senin doktorunum ama bana Hyung diyebilirsin anlaştık mı ?"
Kafasını salladı Jungkook ama merak ediyordu da nereye götürmüştü bu abi Jimin'i ?
"Şimdi kendini çok uykulu hissedeceksin Jungkook, korkma olur mu...etkisi şimdi başlar."
Doktorun dediği gibi Jungkook uykulu hissediyordu. Kapanan göz kapakları ona yerçekimine meydan okuyormuş gibi hissettiriyordu. Tıpkı Süpermen gibi uçuyordu sanki ama bu onu mırıldanmaktan alıkoymadı:
"Çünkü güçlüyüm...çok güçlüyüm çok güçlüyüm çook güçlüyüm..ön..üme gelen her engeli...korkusuzca yeneceğim.."
Uyku bastırıyordu...
"Ve son..u"
"Ve sonunda... ben de gül..üp... eğlene-"
"-ceğim."
Angst bitip bitmeyeceği size kalmış birazcıkta ama ben bu ikilinin mutlu bir sonu hakettiğine inanıyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Loving you is | Jikook
Historia CortaHasta iki çocuk düşünün İkisi de birbirine bel bağlamış. Birisi ölümün kucağında, Bir diğeri yaşarken ölmüş. ••• Jikook Boyxboy Kids au