Başlangıç

69 5 2
                                    

"Beyaz bir odanın içindeyim.Yavaşça yürüyorum, oda bomboş fakat ben bir şeyler arıyor gibiyim. Beyaz kapısına bakıyorum.Kapıya doğru yaklaşıyorum.Yaklaştıkça nefes alışverişlerim hızlanıyor, kalbim çarpıyor.Elimi uzatıp, açmak için kapıya dokunuyorum.Bir an da istemsiz olarak elimi geri çekiyorum. Sonra bir an da dokunduğum yerde kırmızı bir leke oluşuyor.Bir anlam veremiyorum kafamı uzatıp incelemeye çalışıyorum.Yaklaşıyorum,yaklaşıyorum ve daha yakına .Yeterince yaklaştığımda lekenin yavaş yavaş yayıldığını farkettim.Gittikçe büyüyor duvarlara,eşyalara,ve ayaklarımın ucuna kadar yayılıyor.Ayaklarımı sarıyor,dizlerime ve belime doğru yükselmeye başlıyor.Göğsüm hızlı hızlı hareket ediyor.Çok hızlı nefes almakla hiç nefes alamamak gibi bir çizgideyim.Hareket edemiyorum,öylece donakalıyorum.Gittikçe daha çok yükseliyor boğazımı sarıyor.Korkudan nefes bile alamıyorum.Ağzımı açıp son gücümle çığlık atmak istiyorum ama olmuyor.Burnumu kapladı,burun deliklerimden içime akıyordu.Yavaş yavaş tüm vücudum kaplandı.Bir tek gözlerim kalmıştı son kez etrafıma bakıyorum .Göz bebeklerimin büyüdüğünü hissediyorum ve tam o anda.."

"Ne yazık ki size ayrılan sürenin sonuna geldik."dedi zaten büyük olan göz bebeklerini daha da büyüterek bana bakıyordu.Doktorum çirkin bir adamdı.Büyük gözleri ve uzun kirpikleri vardı.Saçlarının ön tarafı dökülmüştü ama kalan bi kısmını arkada at kuyruğu yapıp topluyordu.Ellerini hiç durmadan hareket ettirirdi.Her hareketi,her bakışı benim için çok sinir bozucuydu.Ona anlattığım hiçbir şeyi dinlemediğini düşünürdüm her zaman.

"Bu rüyalarınız hakkında sonraki seansımızda konuşacağız Ekim Hanım.Şimdilik bunları düşünmemeye çalışın.Bunlar sadece rüya." Bunu söylerken o kadar aptal bir bakışı ve gülümsemesi vardıki orada bir dakika daha kalamayacağımı anladım.

"Teşekkürler Serdar Bey." zoraki gülümsememin arkasından zorlukla çıkmıştı bu kelimeler.Hızlı bir şekilde paltomu alıp,odadan çıktım.Serap benimle konuşmak için ayağa kalktı ama şuan onunla bile konuşacak tahammülüm kalmamıştı.Bu kızın bu adama nasıl katlandığını anlamıyordum.Gerçi patronuna o kadar çok benziyordu ki hangisine daha çok acımam gerektiğine karar veremedim.

Binadan çıktığımda soğuk tüm vücuduma işledi titreyerek paltomun önünü kapattım.Bi elimle paltomun yakalarını birleştirirken öbür elimle çantamdan sigaramı çıkardım.Yakmam biraz zaman alsada en azından ateşinden elim biraz olsun ısınmıştı.Bir iki defa içime çektikten sonra bunun ne kadar iğrenç olduğunu düşündüm.Sigara içmeyi sevmezdim zaten benim için bir anlamı bile yoktu sadece stresli olduğum anlarda bir iki nefes çekerdim.Şuan da bir iki nefesten fazlasına ihtiyacım olsada yanımdakini birikmiş karda söndürdüm.Elimle en yakın taksiye işaret edip biran önce eve,evime gitmek için yola koyuldum.

Zamanı GeldiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin